Türkiye
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye, daima NATO içinde seçkin bir konumda yer almıştır (1)
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında en büyük desteği ordumuzun caydırıcı kabiliyetlerinden, başarılı harekâtlarından, vakur ve sağlam duruşundan alıyoruz” dedi.
Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi Harp Enstitüleri 8’inci Dönem Müşterek Komuta Kurmay Eğitimi, 4’üncü Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi, 10’uncu Dönem Karargâh Subaylığı Eğitimi Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Erdoğan, “Bugün mezun olan, 14’ü dost ve kardeş ülkelerden olmak üzere toplam 193 subayımızla, ordularımızın personel niteliğini biraz daha güçlendirdiğimize inanıyorum” dedib
Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında en büyük desteği ordunun caydırıcı kabiliyetlerinden, başarılı harekâtlarından, vakur ve sağlam duruşundan aldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle, Malazgirt Zaferi’nden bugüne, yaşadığımız toprakların vatanımız olması ve kalması için gözlerini kırpmadan canlarını feda eden tüm şehitlerimizi, gazilerimizi rahmetle, şükranla yâd ediyorum. Hâlen sınırlarımızda ve ötesinde vazife başında olan kahraman askerlerimizin her birinin alınlarından öpüyor, Rabbim her birini esirgesin diyor, gazalarının mübarek olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Madrid’deki NATO Zirvesi’nde, müttefiklerle küresel ve bölgesel güvenlik meselelerini görüştüklerini ve Türkiye’nin yaklaşımlarını tekrar ifade etme imkânı bulduklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO’nun kuruluşundan bugüne çeşitli tartışmaların odağında yer almasına rağmen, hâlâ dünyanın en önemli, kapsamlı, etkin güvenlik teşkilatı olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin, en eski ve en önemli üyeleri arasında bulunduğu teşkilata verdiği katkılarla daima NATO içinde seçkin bir konumda yer aldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bir süredir NATO bünyesinde müttefiklik ilişkisi içinde bulunduğumuz ülkelerin, Türkiye’nin terörle mücadele ve sınırlarını koruma hassasiyetlerine yeteri kadar destek vermedikleri açıktır. Daha altı, yedi yıl önce DEAŞ, PKK, YPG, FETÖ gibi terör örgütleri sınırlarımıza dayandığında, NATO üyesi sözde müttefiklerimizin nasıl bize sırtlarını döndüklerini unutmadık. Hamdolsun kendi güvenliğimizi sağlayacak güce, imkâna, kabiliyete sahip olduğumuz için bu eksikliği çok önemsemedik. Ancak terörle mücadelemiz, sınır güvenliğimiz, millî çıkarlarımız bakımından inisiyatif sahibi olduğumuz her durumda bu hassasiyetlerimize uygun tavırlar ortaya koymamız da, kusura bakmasınlar, gayet tabiidir. NATO’daki son gelişmelerin bu kapsamda değerlendirilmesi yerinde olacaktır”