Sosyal medyada bizi takip edin

Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Önceliğimiz acil ve kapsamlı ateşkesin bir an önce sağlanması

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycandaki temaslarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Azerbaycan Devlet Başkanı Sayın İlham Aliyevin ev sahipliğinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12nci Zirvesini tamamlamış bulunuyoruz. Malumunuz 3 Ekim tarihinde Türk Devletleri İşbirliği Gününü kutlamıştık. Böylece teşkilatımızın temellerinin atıldığı Nahçıvan Anlaşmasının 16ncı yılını geride bırakmış olduk. Kısa sayılabilecek bir zaman diliminde aile meclisimiz olarak gördüğümüz bu müstesna kuruluş, mühim mesafe katetti. Kurumsal yapısını tahkim ederken Türk dünyasının müşterek vizyonunu da küresel çapta daha görünür hale getirdi. Bugünkü zirvemizde de dış politika dahil sektörel, beşeri ve kültürel iş birliğimizi kapsayan içerikli bir gündemi değerlendirdik. Türk dünyasının kurumsal bütünleşme sürecinin yanı sıra diğer ülke ve uluslararası teşkilatlarla iş birliğini geliştirmeye matuf adımları ele aldık. Teşkilatımızın uluslararası aktör olma konumunu pekiştirerek bu gayeyle Türk Devletleri Teşkilatı Plus ismini verdiğimiz yeni bir format ihdas edilmesini kararlaştırdık. Savunma sanayi, enerji ve bağlantısallık konularının yanı sıra kritik mineraller alanında iş birliği başlatma kararını Gebele Bildirisinde kayda geçirdik. Zirvenin teması olan bölgesel barış ve güvenlik özelinde bildiriyi şekillendirdik. Gazze, Suriye, Güney Kafkasyadaki istikrar süreci gibi öncelikli dış politika konularına dair ortak yaklaşımlarımızı bildiriye yansıttık. Dışişleri Bakanlarımızın bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında daha sık aralıklarla bir araya gelmeleri için gerekli talimatı da verdik” dedi.

TEŞKİLATIMIZ, KÜRESEL AKTÖR OLMA YOLUNDA İLERLİYOR

Bu yılki zirvede Türkmenistan ve Azerbaycan ortaklığında Fuzuli şehrinde yapılacak caminin temel atma törenine canlı bağlantıyla katıldıklarını belirten Erdoğan, “Türkmenistanın zirvede Türk Akademisi ile Türk Kültürü ve Mirası Vakfına gözlemci üye olarak kabulü, aile fotoğrafımızın tamamlanmasında yeni bir merhale teşkil etti. Değerli basın mensupları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin teşkilatımızda layık olduğu en üst seviyede temsiline büyük önem atfediyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 2022 yılından itibaren gözlemci ülke sıfatıyla teşkilat üyesi ülkelerle doğrudan temaslarının arttığına şahit oluyoruz. Mayıs ayında Budapeşte zirvemizde olduğu üzere Gebele Zirvesi’nde de Türk dünyasının, Kıbrıs Türklerinin özden gelen haklarının güvence altına alınması konusunda dayanışma ifadelerini bildiride vurguladık. Ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Türk Akademisine gözlemci üyeliğine ilişkin kararı yürürlüğe koyan gerekli düzenlemeyi de hayata geçirdik. Zirve marjında gerçekleştirdiğim görüşmelerde, muhataplarımla küresel ve bölgesel gündemdeki meseleleri ele alma imkanı bulduk. Teşkilatımız artan uluslararası görünürlüğü, genişleyen etki alanı ve derinleşen iş birliği zeminleriyle küresel bir aktör de olma yolunda ilerliyor. Bu yolda kurumsallaşmamızı derinleştirecek, iş birliğimizi çeşitlendirecek ve teşkilatımızı küresel ölçekte daha da müessir kılacağız. Bu vesileyle Türk Devletleri Teşkilatı dönem başkanlığını layıkıyla tamamlayan Kırgızistanı ve başarılı bir zirve düzenleyen Azerbaycanı tebrik ediyorum. Önümüzdeki yıl da biz dönem başkanı olacağız ve zirveyi inşallah Türkiyede tertipleyeceğiz. Bu düşüncelerle aile meclisimizin 12nci zirvesinin Türk dünyası ile tüm dost ve kardeş ülkelerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

RİSKİN OLDUĞU YERDE TEDBİR BERABERİNDE GELECEKTİR

Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatında savunma ve güvenlik konusunda atılabilecek adımlara ilişkin, “Öncelikle Türk Devletleri Teşkilatı artık sadece kültürel bir birliktelik değil. Stratejik bir dayanışma platformudur. Dünyadaki gerilimler herkesi etkilediği gibi Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeleri de yakından ilgilendiriyor. Çatışma bölgelerine yakınlıkları da hesaba katılırsa aile meclisimizin bu gerilimlerden dünyanın diğer ülkelerine nazaran daha fazla etkilendiğini söylemek mümkündür. Dolayısıyla riskin olduğu yerde tedbir de muhakkak beraberinde gelecektir. Ancak her türlü duruma karşı da hazırlıklıyız. İstihbarattan, sınır güvenliğinden siber alana kadar çok boyutlu iş birliğini konuşuyoruz. Dünyada savunma harcamalarını artırma ve güvenlik konusunda ileri adımlar atma hususunda bir eğilim söz konusu. Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri olarak bizler de bu yönde adımlar atıyoruz. İleri adımlar da her açıdan değerlendirilir ve gerektiğinde atılır” ifadelerini kullandı.

HAMAS, İSRAİLDEN ÖNDE GİDİYOR

Filistinlilerin tamamının, Türkiyenin onların menfaatini koruyup gözettiğinin farkında olduğunu söyleyen Erdoğan, “Gazzeli mazlumların hakkını da Filistinin diğer bölgelerindeki kardeşlerimizin hukukunu da kendimizi savunur gibi müdafaa ederiz. Gazzede akan kanın durması, mazlumların güvenliğinin sağlanması için yıllardır çaba sarf ediyoruz. Hamas ile bu süreçte de hep temas halinde olduk. Şu anda yine temas halindeyiz. En makul yolun ne olduğunu, Filistinin geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesi için ne yapılması gerektiğini anlatıyoruz. İşte şu anda arkadaşlarımız Şarm El-Şeyhteler. Tüm gün oradaydılar. Yarın sabahtan itibaren de görüşmelere başlayacaklar. Hem Amerika ziyaretimizde hem de en son telefon görüşmemizde Filistinde çözümün nasıl gerçekleşebileceğini Sayın Trumpa izah ettik. Onun da bizden özellikle Hamasla görüşme, Hamasın ikna edilmesi ricası oldu. Bu konuda muhataplarımızla süratle irtibata geçtik. Sayın Trumpın barış çabalarını desteklediğimizi ben kendisine söyledim. Bunu ayrıca kamuoyuna da ilan ettik. Hamas verdiği cevapla barışa ve müzakerelere hazır olduğunu bize ifade etti. Yani ters bir söylem içerisine girmedi. Bu bana göre çok çok değerli bir adımdır. Hamas, İsrailden önde gidiyor. Niye bunu söylüyorum? Çünkü bu kadar kayıp verdi. 100 binin üzerinde yaralısı var. Bütün kaldıkları yerler, yerle yeksan oldu. Artık başlarını sokacakları herhangi bir yerleri dahi yok. İsrailin benzer ve yapıcı tavırlar sergilediğini biz şu ana kadar görmedik, görmüyoruz. Zaten onlardan böyle bir tutum da beklemiyoruz. İki devletli çözüm temelinde İsrail-Filistin sorununu ortadan kaldırmaya çalışacağız, gayret edeceğiz. Temennimiz odur ki inşallah bunu sizlerin de verdiğiniz desteklerle başarırız” açıklamasında bulundu.

UMUTLU OLDUĞUMUZ KADAR İHTİYATLIYIZ

Gazze için önceliklerinin acil ve kapsamlı ateşkesin bir an önce sağlanması olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Önceliğimiz acil ve kapsamlı ateşkesin bir an önce sağlanması. Önce bunu başarmamız lazım. İnsani yardımların Gazzeye bir an evvel kesintisiz biçimde ulaştırılması şart. Gazzenin İsrail saldırıları neticesinde yok edilen altyapısının bir an önce ayağa kaldırılması, bu da önceliklerimiz arasında. Bunun için yoğun bir diplomasi trafiği sürdürüyoruz. Gazzenin Filistin halkının toprağı olarak kalması ise çok çok önemli. Gazzeyi nihayetinde Filistinlilerin yönetmesi de çok mühim. Güvenliğin hangi yolla sağlanacağı konusu, istikrar gücünün nasıl kurulup işletileceği konusu ayrıntılı olarak değerlendirilebilir. Bunun için ben doğrusu Şarm El-Şeyhteki müzakereleri çok çok önemsiyorum. Bugün de görüşmeler başladı ama yarınki görüşmeler mühim. Bizim Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız da orada olacak. Oradan çıkacak netice büyük önem arz ediyor. Her türlü çabaya destek veririz derken tüm ihtimalleri göz önünde bulundurarak bu açıklamayı yaptım. Umarız İsrail verdiği sözleri tutar ve bu barışı sabote edecek adımlar atmaz. Biz kalıcı ateşkes ve barış için umutlu olduğumuz kadar aynı zamanda da ihtiyatlıyız” dedi.

SÜRECİ YAKINDAN TAKİP ETTİK

Sumud Filosunda alıkonulan gemilerdeki kişilerin tahliyesine ilişkin değerlendirme yapan Erdoğan, “Bu filo İsrailin Gazzeye uyguladığı hukuksuz ablukanın görünür olmasını sağlamıştır. Bu bakımdan önem arz ediyor. Sadece insani yardım taşıyan gemilerini, Gazze kara sularına kadar ulaştırmış ve ablukayı kırmışlardır. Başarının bana göre en önemli yanı bu. Türkiye olarak Sumud Filosu harekete geçtiği ilk andan itibaren insansız hava araçlarımız ve gemilerimizle süreci yakından takip ettik. Örneğin pazar günü AKINCIlarımızın elde ettiği görüntülerden, ben de neredeyse sabahtan akşama kadar Sumud Filosunun nerede ne yaptığını ne durumda olduğunu izledim. Ekiplerimiz zaten sürekli izliyorlardı. Dışişleri Bakanlığımız ve istihbaratımız bu süreçte gerçekten çok çalıştı. Maalesef İsrail, uluslararası hukuku çiğneyerek uluslararası sularda filoya müdahale etti. Hem kendi vatandaşlarımızı hem de filodaki diğer ülke vatandaşlarını İsrailin elinden almak için yoğun çalıştık. Kısa sürede de vatandaşlarımızın tahliyesine başladık. Zaten ilk heyet geldiğinde arkadaşlarımız, kendi kızım da dahil olmak üzere, vatandaşlarımız ve diğer ülkelerden gelenler onları karşıladı. Türk Hava Yolları hepsi için gayet güzel bir şekilde hazırlıklarını yaptı. Onlar için giysiler hazırladı. Vejetaryen menüye varıncaya kadar yemekler sunuldu. Hiçbir yerde görmediğimiz ilgi ve alakayı Türk Hava Yollarından gördük dediler. Orada uluslararası diplomasinin ötesinde farklı bir güzellik ortaya çıktı. Bütün arkadaşlardan Allah razı olsun. Türk Hava Yolları yöneticilerinden Allah razı olsun. İkinci etaptakiler de Ürdün üzerinden geldiler. Onlar da yine sahil-i selamete en güzel şekilde çıktılar. Türkiyeye ulaşan aktivistlerin yaşadıklarını hem doktor raporları hem hukuki metinlerle kayıt altına aldık. Hem diplomasi hem hukuk cephesinde mücadelemizi sürdürüyoruz. Bundan bir milim geri adım atmayacağız” açıklamasında bulundu.

BÜYÜK BİR SOYKIRIMA ŞAHİT OLDUK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzenin kıyametin dünyada görünen bir ön yüzü olduğunu söyleyerek, “Düşünün, 67 bin Gazzeli şehit. Öbür tarafta 169 binden fazla yaralı. Fakat çok daha enteresanı var. Bugün yanımdaki arkadaşlardan bir tanesi, Bu rakamlar yanlış dedi. Neden dedim. Rakamlar böyle değil. Enkaz altında kalanları da masaya yatırdığımız zaman rakamların 600 bin civarında olduğu söyleniyor dedi. Hadi biz şu anda sadece 169 bin yaralıyı konuşuyoruz. Şehitlerimizi konuşuyoruz. Ama insanlık bütün bu olanlar karşısında sessiz. Yapılan herhangi bir şey ne yazık ki yok. Acı dolu, kan ve gözyaşı dolu 2 yılı artık geride bıraktık. Gazzede büyük bir drama, soykırıma şahit olduk. İsrailin uluslararası hukuku ayaklar altına alan saldırıları tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. İsrailin yaptıkları meşru müdafaa değil, planlı bir soykırımdır ve terördür. İsrailin gözler önünde pervasızca gerçekleştirdiği katliamları ve onları görmezden gelenler, insanlık tarihinin utanç kayıtlarına geçmiştir. Bunların affedilir yanı yok. İsrail bebekleri öldürürken, hastaneleri, ambulansları, pazar yerlerini, mülteci çadırlarını, Birleşmiş Milletler misyonlarını, okulları, ibadethaneleri hedef alırken, amalı fakatlı cümleler kuranlar, gelecek nesillere bu tutumlarını izah edemeyeceklerdir. Tarih doğru tarafta duranları da yanlışta ısrar edenleri de kayda alıyor. Nazilerin soykırımında kimin nerede durduğu ortadadır. Bosnada ve diğer coğrafyalarda soykırımlar yaşanırken görmezden gelenler de ortadadır. Onları bizim jenerasyon gayet iyi biliyor. Bugün onlar nasıl bir utanç yaşıyor ise Gazze soykırımına sessiz kalanları da yarın benzer bir akıbet beklemektedir. Biz dün de bugün de tarihin doğru tarafında durmanın övüncünü yaşıyoruz. Bundan dolayı huzurluyuz” ifadelerini kullandı.

VAKUR TAVRIMIZ, ACZİYET OLARAK ALGILANMAMALIDIR

Suriye konusunda net bir duruş sergilediklerine dikkat çeken Erdoğan, “Suriyenin yeniden istikrarsızlığa sürüklenmesine asla müsaade etmeyiz. Türkiye, sahadaki tüm gelişmeleri yakından izliyor. Sabırlı, sağduyulu, vakur tavrımız, bir acziyet olarak asla algılanmamalıdır. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) verdiği sözü tutmalı. Suriye ile bütünleşmeyi tamamlamalıdır. Ortak tarih, ortak gelecek ruhuyla hareket edilirse inanıyorum ki birçok sorun çözülür. Daha önce söyledim. Yönünü Ankaraya ve Şama dönenler kazanacaktır. Türk, Kürt ve Arap ittifakı bölgede ebedi barışın ve huzurun anahtarıdır. Kimse provokasyonlara gelmemeli, yanlış heveslere kapılmamalı. Halepteki gerginlikte Suriye yönetimi hassasiyetini korumuş ve Suriye Demokratik Güçlerinden 10 Mart mutabakatına uygun davranmasının beklendiğini de ilan etmiştir. Suriyenin toprak bütünlüğü bizim için olmazsa olmazdır. Bunun aleyhine tutumları kabul etmemiz mümkün değildir. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve yönetimi de bizimle aynı görüşte. Türkiye olarak Suriye halkının yanında olmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

‘F-35 KONUSUNU AÇIK VE NET BİR ŞEKİLDE GÜNDEME GETİRDİK’

ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ile Amerika arasında her alanda olduğu gibi savunma sanayii alanında da bir iş birliği mevcut. Bu ilişkileri geliştirmek amacıyla her 2 konuyu da Amerika ile müzakere ediyor ve olumlu sonuçlar bekliyoruz. Sayın Trumpla yaptığımız görüşmede bu yönde müspet mesajlar aldık. F-35 konusunu açık ve net bir şekilde gündeme getirdik. Bunun yanında Türkiye bu projede ortak, parasını ödemiş, yükümlülüklerini yerine getirmiş bir ülke. Bizi bu programdan çıkaran gerekçelerin hiçbir meşruiyeti yok. Bunu Sayın Trump da daha önce dolaylı olarak dile getirmişti. Somut adımların atılması için gerekli teknik görüşmeler de her düzeyde yapılıyor. Umarız neticede hem F-35 konusu çözülür, hem de CAATSA yaptırımlarının kaldırılması sağlanır. Bunu da başarmamız gerekiyor. Ziyaretimiz, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatmış, aramızdaki diyalog ve dostluğu daha da güçlendirmiştir” dedi.

Erdoğan, Halk Bankası davası ile ilgili “Sayın Trump gerek Amerikadaki temaslarımızda gerek son telefon görüşmemizde Halk Bankasının problemi bizim için bitmiştir dedi. Tabii bu önemli bir siyasi irade beyanıdır, bizim için de kıymetlidir. Diğer yandan, tamamlanması gereken bazı süreçlerin olduğunu da biliyoruz. Temennimiz, bu süreçlerin bir an önce olumlu şekilde neticelenmesidir” ifadesini kaydetti.

BİRLİK VE BERABERLİK TABLOSU

Meclis açılışında siyasi parti liderleri ile görüşmesi ve o görüşmede kaydedilen fotoğrafları değerlendiren Erdoğan, “Meclis açılış resepsiyonu davetine katılanların oradaki yer alışı bizim için çok çok önemliydi. DEM grubuyla da orada bir araya geldik, sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerin dışında da geleceğe yönelik neler yapılabilir, bunları konuşma, görüşme fırsatımız oldu. Bundan sonrası da inşallah hayır olur diye düşünüyorum. Resepsiyonda çekilen fotoğraf karesine gelirsek, o kare, gerçek Türkiye fotoğrafıdır. Birileri Türkiyeyi kamplara bölünmüş, paramparça gibi göstermeye çalışıyor ancak hakikat oradaki birlik ve beraberlik tablosudur. O tablonun parçası olamayanlar, oturup kendilerini hesaba çekmelidir” dedi.

SADECE CEZA YETMEZ

Yargı düzenlemelerine ilişkin konuşan Erdoğan, “18 yaş altı kişilerin işlediği cinayetler yüreğimizi yaktı, yakıyor. Çocuklarımızı terör örgütlerinin, suç çetelerinin elinden kurtarmakta kararlıyız. Devlet olarak bu konuda topyekun bir mücadele içindeyiz. 11inci Yargı Paketiyle cezalarda caydırıcılığı artırıyoruz ama sadece ceza yetmez. Aileyi güçlendirmeden, eğitimi desteklemeden, sosyal dayanışmayı büyütmeden kalıcı çözüm olmaz. Yalnızca ceza ile yalnızca eğitim sisteminde yapılacak düzenlemelerle çözülemeyecek kadar komplike bir sorunla maalesef karşı karşıyayız. Ceza düzenlemelerinin yanı sıra yalnızlaşan, şiddete maruz kalan ya da tanık olan çocukların suça bulaşmadan korunmasını önceleyen tedbirler üzerinde çalışıyoruz. Yani suça bulaşan çocukların yanı sıra suça sürükleyen etkenlere de yoğunlaşmış durumdayız” diye konuştu.

GELECEĞİ İNŞA EDEN BİR PROGRAM YÜRÜTÜYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyon oranlarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Dönemsel etkilerden dolayı eylül ayında enflasyon, beklentilerin üzerinde geldi, doğru. Ama kimse bu durumu, Türkiye ekonomisine yönelik bir karamsarlık tablosuna dönüştürmesin. Çünkü biz günü kurtaran değil, geleceği inşa eden bir program yürütüyoruz. Programımızı kararlılıkla ve başarıyla uygulamaya da devam ediyoruz. Bütün bunlarla beraber dönemsel dalgalanmalara değil, ekonomide tablonun tamamına odaklanmış durumdayız. Enflasyonla mücadele şüphesiz ki kolay değil. Geçmişte bu mücadeleyi biz başarıya ulaştırdık. Bugün yine biz ulaşırız. Çünkü biz bu konuda deneyimliyiz. Bu işi biliyoruz ve bundan nasıl sıyrılırız, bunun gayreti içerisindeyiz. Türkiye ekonomisi, hiç endişe etmeyin, güçlü temeller üzerinde yükseliyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, annesi Tenzile Erdoğanın ölüm yıl dönümünün hatırlatılması üzerine, “Allah razı olsun. Kolay değil. Rabbim annesiz bir yaşamı kimseye vermesin. Onunla da imtihan etmesin. Yani bu kadar süre geçti ama bütünüyle ilk andan itibaren buraya gelene kadar annesiz yaşam çekilir gibi değil. Rabbim cennetiyle, cemaliyle, annelerimizle beraber bizleri haşru cem eylesin” dedi.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam