Kültür

Cumhurbaşkanı Erdoğan Nazım Hikmet’in hangi şiirini okudu?

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sakarya Zaferi’nin 100. yılında yaptığı konuşmada Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı şiirini okudu.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Polatlı’da Sakarya Zaferi’nin 100. Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu. Erdoğan, konuşmasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır o satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her birlik, ilk durabildiği noktada yeniden düşmana cephe kurup savaşa devam eder” sözlerini hatırlatarak başladı. Erdoğan, daha sonra Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye destanı adlı şiirinden bir bölüm okudu.

İşte Erdoğan’ın okuduğu o şiir:

Muharebeler

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Ve

Düşman Elinde Kalanlar

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Ve

Kartallı Kazım’ın Hikayesi

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

İnönü meydanı, yavrum,

rüzgar,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

soğuklar insanı arı gibi haşlıyor.

Zemheriler bitti diyelim,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

hamsin ya başladı, ya başlıyor.

Muharebe beş gün beş gece sürdü.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Kan gövdeyi götürdü.

Ve nihayetinde

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

düşmanlar karın üstünde

top arabaları, sandıklar dolusu konyak,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

altı kamyon bıraktılar.

Sonra, kaçarlarken, yavrum,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

köyleri, köprüleri yaktılar…

Bu, Birinci İnönü,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

sonra ikincisi :

23 Mart 1921 günü

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

düşmanın Bursa ve Uşak grupları üstümüze yürüyor.

Onlarda, topçu ve piyade

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

bizden üç kere fazla,

bizim atlımız çok.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Atların makanizması,

hartucu,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

namlusu yoktur

ve kılıç

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

çıplak, ucuz bir demirdir.

26 Mart :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Akşam.

Sağ cenah ilerimize yanaştılar.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

27 Mart :

Bütün cephelerde temas.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

28, 29, 30 :

Kavgaya devam.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Ve Martın 31’inci gecesinde,

(ayışığı var mıydı bilmiyorum)

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

İnönü karanlığı sesler ve kıvılcımlarla doluydu.

Ve ertesi gün

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

1 Nisan :

Metristepe aydınlanıyor.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Saat altı otuz.

Bozöyük yanıyor.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Düşman muharebe meydanını silahlarımıza terketmiştir.

Sonra, 8 Nisandan 11 Nisana kadar :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Dumlupınar.

Sonra, Haziran.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Bir yaz gecesi.

Dünyada yalnız pırıltılar

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve böceklerin sesi.

Sakarya’yı üç yerinden sallarla geçiyoruz.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Basarak aldık

Adapazarı’nı.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Ve dolaşıp Sapanca Gölü’nün sazlıklarını

yanaştık İzmit’in doğusunda çuha fabrikasına.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Düşman,

kısmen gemilere binerek

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

denizden

ve kısmen

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Karamürsel üzerinden

Bursa’ya çekilip

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

boşalttı İzmit şehrini gece yarısı.

Sonra 23 Ağustos :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Sakarya melhamei kübrası ki

devamı 13 Eylül gününe kadardır.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Bizim kırk bin piyademiz,

dört bin beş yüz atlımız,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

düşmanın seksen sekiz bin piyadesi,

üç yüz topu vardır.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Harp meydanının kuzey yanı

Sakarya

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve dağlardır :

keskin

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve dik yamaçlarıyla

ve kireçli toprakları

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve kayalarında tek başlarına birbirinden uzak

haşin

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve münzevi çam ağaçlarıyla

Abdülselam-dağı,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Gökler-dağı,

dağlar.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Ve Sakarya’dan bu havalide

yalnız, çatal tırnaklı karacalar su içmektedir.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Ankara suyunun döküldüğü yerden

Eskişehir kuzeybatısına kadar

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Sakarya mecrası uçurumlar içinden geçmektedir.

Güneyde

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve güneydoğuda

yapraksız ve hazin

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

geniş ve uzun

ve insana bıraktığı hiçbir şeye acımadan

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ölmek arzusu veren

Cihanbeyli ovası :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

çöl…

Bu çölün,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

bu dağların,

bu nehrin ve bizim önümüzde

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

yirmi iki gün ve gece fasılasız dövüşüp

düşman ordusu ric’ata mecbur kaldı.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Buna rağmen :

Sene 1922

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve 15 vilayet ve sancak

ve 9 büyük şehir

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

düşman elindedir.

İnanılmaz şeyler düşmandadır ki

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

bunların arasında :

7 göl, 11 nehir

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve köklerinde baltamızın yarası

ve yangınlarıyla bizim olan

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

yüz kere yüz bin dönüm orman,

bir tersane, iki silah fabrikası,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve 19 körfez ve liman ki

belki birçoğunun

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

rıhtımı,

mendireği,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

kırmızı, yeşil fenerleri yoktur

ve belki sularında

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ateş kayıklarının ışıltısından başka ışık yanmadı,

fakat onlar

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

tahta iskeleleri ve kederli balıkçılarıyla bizimdiler.

Sonra, 3 deniz,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

6 kol tren hattı,

sonra, göz alabildiğine yol :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

sılaya gittiğimiz,

gurbette göründüğümüz

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve neden

ve niçin olduğunu sormadan

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

çöle, Çanakkale’ye,

ölüme gittiğimiz yol

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve sonra toprak

ve o toprağın insanları :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Uşak tezgahlarının halı dokuyanları,

klaptan işlemeli eğerleriyle meşhur

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Manisa’lı saraçlar,

yol kıyılarında ve istasyonlarda açlar

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve kurnaz

ve cesur

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve ağırbaşlı ve çapkın

ve kütleleriyle delikanlı

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

İstanbul ve İzmir işçileri

ve zahire ve kantariye tacirleriyle eşraf ve ayan,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

kıl çadırlı yürükleri Aydın’ın,

ve sonra, ırgat,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ortakçı,

maraba,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

davarlı ve davarsız,

yarım meşin çizmeli

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve ham çarıklı köylüler.

15 vilayet ve sancak

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve 9 büyük şehir

düşman elindedir.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Mehtaplı bir gece,

gümüş bir kutunun içindesin :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ortalık öyle bir tuhaf aydınlık, öyle ıssız.

Ya çok seslidir

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ya hiç ses vermez mehtaplı gece zaten.

Yatıyor filintasının arkasında Kartallı Kazım.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Kız gibi Osmanlı filintası.

Parlıyor arpacık

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

namlının ucunda :

yüz yıllık yoldaymış gibi uzak

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve bir damlacık.

Kazım emir aldı merkezden :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Gebze’deki İngiliz’in tercümanı vurulacak.

Köylerde teşkilat kurmuş tercüman Mansur :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

satıyor bizimkileri.

Kazım iyi hesaplamış herifin geçeceği yeri.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

İşte sökün etti Mansur karşıdan :

beygirin üzerinde.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Beygir yüksek,

İngiliz kadanası.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Kendi halinde yürüyor hayvan

ortasında demiryolunun

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

sallana sallana,

ağır ağır.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Tercüman herhalde bırakmış dizginleri,

başı sallanıyor,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

belki de uyuyor üzerinde beygirin.

Yaklaştıkça büyüyor herif.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Zaten mehtapta heybetli görünür insan.

Arada kaldı kalmadı dört yüz adım,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

namlıyı kaldırdı birazcık Kazım,

nişan aldı sallanan başına Mansur’un.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Soldaki yamaçtan bir taş parçası düştü.

Bir kuş uçtu sağdaki ağaçtan,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

-ağaç çınar-.

Kuş ürkmüş olacak.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Çevrildi Kazım’ın başı kuşun uçtuğu yana,

mehtapla yüz yüze geldiler.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Mehtap koskocaman,

desdeğirmi,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

bembeyaz.

Ve Kazım’ın gözünü aldı adeta.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Zaten bu yüzden,

tekrar göz, gez, arpacık

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve filintayı ateşlediği zaman

ilk kurşun Mansur’un başını delecek yerde

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

galiba omuzuna girdi.

Herif ‘Hınk’ dedi bir,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

beygirin başını çevirdi

dörtnal kaçıyor.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Yetiştirdi ikinci kurşunu Kazım.

Beygirin üstünde sola yıkıldı Mansur.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Üçüncü kurşun.

Tercüman düştü beygirden.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Fakat bir ayağı üzengiye takılı kalmış,

sürüklendi kaçan hayvanın peşinde biraz,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

sonra kurtuldu ki ayağı

yıkılıp kaldı olduğu yerde.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Yamaca sardı beygir.

Kalktı Kazım,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

yürüdü Mansur’a doğru,

üzerinden kaatları alacak.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Arada dört telgraf direği yalnız,

ellişerden iki yüz metre eder.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Mansur doğruldu ansızın,

kaçıyor bayır aşağı.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Filintayı omuzladı Kazım.

Dördüncü kurşun.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Yıkıldı herif.

Koştu Kazım.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Doğruldu yine Mansur.

Yürüyor sarhoş gibi sallanarak,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

kaçmıyor artık,

yürüyor.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Kazım da bıraktı koşmayı.

Deniz kıyısına indiler.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Orda boş bir fabrika var,

bir de beyaz bir ev,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

tahta iskelesi iner denizin içine kadar.

Mansur suya giriyor,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

kaatlar ıslanacak.

Beşinci kurşunu yaktı Kazım.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Suya düşüp kaldı önde giden

ve Kazım tazelerken şarjörü

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

bir ışık yandı beyaz evde,

bir pencere açıldı.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Galiba bir kadın baktı dışarıya..

Boğazlanıyormuş gibi bağırdı Mansur.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Pencere kapandı,

ışık söndü.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Tercüman attı kendini tahta iskeleye.

Art ayakları kırılmış bir hayvan gibi sürünüp tırmanıyor.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Hay anasını,

ay da denize düşmüş

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

toplanıp dağılıyor,

dağılıp toplanıyor.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Velhasıl,

lafı uzatmıyalım,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Mansur’un işini bıçakla bitirdi Kazım.

Kaatlar kan içindeydi.

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Fakat kan kapatmıyor yazıyı…

Namussuzun biriydi Mansur,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

muhakkak.

Düşmana satılmıştı,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

orası öyle.

Kaç kişinin başını yedi,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

malum.

Ama ne de olsa

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

mehtapta herif beygirin üzerinde uyumuş geliyordu.

Demek istediğim,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

böyle günlerde bile, böyle bir adamı bile bu çeşit öldürüp

ortalık duruldukta, yıllarca sonra mehtaba baktığın vakit

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

üzüntü çekmemek için,

ya insanlarda yürek dediğin taştan olacak,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

yahut da dehşetli namuslu olacak yüreğin,

Kazım’ınki taştan değildi çok şükür,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

fakat namuslu.

Ne malum? dersen :

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

Dövüştü pir aşkına,

yaralandı birkaç kere

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ve saire.

Ve kavga bittiği zaman

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

ne çiftlik sahibi oldu, ne apartıman.

Kavgadan önce Kartal’da bahçıvandı,

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!

kavgadan sonra Kartal’da bahçıvan…

Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Reklam yükleniyor...
Sizin için uygun reklam bulunamadı!
Exit mobile version