Politika
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milli gelirimiz 1,3 trilyon doları, kişi başı gelirimiz ise 15 bin doları geçti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan, 14 yıl sonra Suriyelilerin ramazan ayını üzerlerine bomba yağma korkusu duymadan geçirdiklerini ifade ederek, bir kez daha dayanışma mesajı verdi. Erdoğan, İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odaklarına dikkat çekerek, “Biz, herkes için barış, herkes için istikrar dedikçe, İslam coğrafyasının istikrarsızlığından beslenen güç odakları da boş durmuyor. Afrika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Balkanlara kadar birçok yerde kimi zaman etnik, kimi zaman mezhebi, kimi zaman da inanç ayrımı üzerinden çatışma, gerilim ve kargaşa çıkarılmaya çalışılıyor. Bunun son örneğine komşumuz Suriye’de eski rejim artığı provokatörlerin, mezhep kavgası çıkarmayı amaçlayan terör eylemlerinde şahit olduk. Ülkenin, özellikle azınlıkların yaşadığı bölgelerinde patlak veren olaylarda, Suriye Ordusu mensuplarının yanı sıra, pek çok sivil de hayatını kaybetti. Maalesef bunların arasında, teravih namazından çıkarken kalleşçe şehit edilen kardeşlerimiz de var. Suriye Hükümet Güçlerinin etkin müdahalesi sayesinde olayların büyük oranda kontrol altına alındığını, ancak sahadaki durumun hassasiyetini halen koruduğunu görüyoruz. Öncelikle burada şunu açık açık söylemek isterim. Türkiye olarak; Suriye’nin birliğini, dirliğini, toplumsal barışını hedef alan her türlü saldırıyı, terör ve tedhiş eylemini en güçlü biçimde lanetliyoruz” dedi.
Türkiye aleyhine herhangi bir gelişmenin olmaması için gereken tedbirleri aldıklarını söyleyen Erdoğan, “Ayrıca gergin havanın süratle geride bırakılması için, Suriye makamlarına gerekli telkinlerde bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı Şara’nın mutedil ve yatıştırıcı olduğu kadar, hukuk dışına çıkanların cezalandıracağına dair kararlı mesajlarını olumlu karşılıyoruz. 8 Aralık’tan beri Sayın Şara, ‘rövanşizm’ tuzağına düşmeden kucaklayıcı bir politika izlemektedir. Bunun güçlenerek devam etmesi, Suriye’ye yönelik oyunları bozacaktır. Suriye’nin, on yıllardır hasretini çektiği kalıcı barış ve huzur ortamına bir an önce kavuşmasını samimiyetle arzu ediyoruz. Arap, Türkmen, Kürt, Dürzi, Nusayri demeden Suriye halkının tamamının basiretli davranarak, ülkelerinin parçalanmasını ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesini isteyenlere müsaade etmeyeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.
MUHALEFET FİTNE ATEŞİNE ODUN TAŞIMAKTAN ARTIK VAZGEÇMELİDİR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Suriye’de hem de Gazze’de kardeşlik sınavını vermiş bir hükümet olduklarını ifade ederek, “Biz; ne Irak’ta, ne Suriye’de, ne Lübnan’da, ne de diğer bölge ülkelerinde, hiç kimsenin kökeniyle, diniyle, mezhebiyle, inancıyla ilgilenmiyoruz. Hangi mezhebe mensup olursa olsun hiç kimseye farklı gözle bakmıyoruz. Her kim Suriye’ye baktığında sadece mezhep, meşrep, köken görüyorsa, kör bir taassuba hapsolmuş demektir. Her kim sırf meşrebinden dolayı zalime arka çıkıyorsa, insanlığa dair tüm değerlerini kaybetmiş demektir. Biz asla böyle olmadık, bundan sonra da olmayacağız. 1 milyon Suriyeli, BAAS rejimi tarafından katledilirken nerede duruyorsak, bugün de aynı yerde dimdik duruyoruz. Geçen sene seçim kazanmak uğruna faşizmin en ilkel biçimi sergilenirken neyi savunuyorsak, bugün de aynı ilkeleri dirayetle savunuyoruz. Suriye konusunda kimse bize vicdan dersi veremez. Varil bombalarıyla, kimyasal silahlarla masum çocuklar öldürülürken 14 yıl boyunca susanlar, bugün, çıkıp, bize hadsizlik edemez. Biz hem Suriye’de hem de Gazze’de kardeşlik sınavımızı alnımızın akıyla vermiş bir hükümetiz. Türkiye, insani ve ahlaki olarak ne yapılması gerekiyorsa, dün olduğu gibi bugün de fazlasıyla yapmaktadır. Muhalefet, en azından böyle muhataralı bir konuda sorumlu davranmalı, fitne ateşine odun taşımaktan artık vazgeçmelidir. Bakın çok açık ve net söylüyorum. Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir. Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak, kelimenin tam anlamıyla, mandacılıktır. Türkiye gibi Suriye de bağımsızlığını şehit kanlarıyla kazanmış, özgür bir devlettir. Eski kötü günlerin hayalini kuranlar, Allah’ın izniyle hüsrana uğrayacaktır” dedi.
‘SURİYE’DE KADASTRO MÜHENDİSLİĞİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Erdoğan, Türkiye’de sahnelenmek istenen kirli oyuna 14 yıldır olduğu gibi yine fırsat tanımayacaklarını ifade ederek, “Türkiye, 40 yıldır başına bela olan bir musibetten kurtulmaya çalışırken, ‘yeni fay hatları’ oluşturmanın, ülke düşmanları dışında, kimseye faydası olmaz. Milletçe iç cephemizde gedik açılmasına eyvallah diyemeyiz. Yakın çevremizde yıllardır oynanan kirli oyunu Türkiye’de de sahnelemek isteyenlere, 14 yıldır olduğu gibi, yine fırsat tanımayacağız. Yeni süreçte komşumuz Suriye’nin toparlanması, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını koruması, tüm etnik ve mezhebi unsurlarıyla huzura ermesi için elimizden gelen her türlü desteği sunmaya devam edeceğiz. Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek, Suriye’de de ‘kadastro mühendisliğine’ asla rıza göstermeyeceğiz” diye konuştu.
Son kabine toplantısından bu yana yoğun bir gündemde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan; 24 Şubat’ta Ürdün Haşimi Krallığı Veliaht Prensi Hüseyin Bin Abdullah’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Kuzey Makedonya Başbakanı Mitskoski ve heyetini İstanbul’da misafir ettiklerini anımsattı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in 5 Mart’taki Ankara ziyaretinde ‘Iğdır-Nahçıvan Doğalgaz Boru Hattının’ açılışını gerçekleştirdiklerine de değinen Erdoğan, “Boru hattı sayesinde Nahçıvan’ın doğalgaz ihtiyacının tamamını asgari 30 yıl süresince karşılayacağız. Ayrıca İlham kardeşimle Ermenistan’la barış müzakereleri başta olmak üzere pek çok mühim konuyu istişare ettik. Cuma günü video konferans vasıtasıyla katıldığımız Avrupa Birliği Fikirdaş Ülkeler Çevrimiçi Toplantısında güvenlik ve savuma konularını ele aldık” diye konuştu.
KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞIN TÜRKİYE OLDUĞUNU HATIRLATIYORUZ
Son dönemde özellikle Ukrayna bağlamında yaşanan tartışmaların, Birlik üyesi ülkelerde endişeyle karşılandığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Avrupa Birliği, doğrusunu söylemek gerekirse, yakın zamandaki en büyük güvenlik sınamalarından birini yönetmeye çalışıyor. Rusya-Ukrayna savaşında, Türkiye’nin ilk günden itibaren izlediği dengeli, tutarlı ve ilkeli tutumunun kıymeti, bugün daha iyi anlaşılıyor. Rusya’sız veya Ukrayna’sız bir barışın asla kalıcı olmayacağını her fırsatta vurguluyoruz. Avrupa Birliği’yle ortak çıkarlar temelinde, karşılıklı saygıyı esas alan, tam üyelik hedefine odaklanan bir bakış açısıyla ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Köprüden önce son çıkışın Türkiye olduğunu, bir kez daha kendilerine hatırlatıyoruz. Avrupalı dostlarımızın, yeniden şekillenen dünyada yeni Türkiye’nin rolünü kavramaları, stratejilerini de buna göre belirlemeleri temennimizdir. Bu ‘anlayış birliği’ tesis edildikten sonra, Türkiye ile Avrupa arasındaki münasebetlerin her alanda hızla serpileceğine inanıyorum. Geride bıraktığımız iki haftalık dönemde yabancı kabullerimizin yanı sıra iftar programlarımızla da milletimizle buluşmaya devam ettik” ifadesini kullandı.
‘ENFLASYONU TEK HANELİ RAKAMLARA SABİTLEYECEĞİZ’
Ekonomide umut verici haberler aldıklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin 2024’te yüzde 3,2’lik büyümeyle G20 ülkeleri arasında 4’üncü sıraya yerleştiğini ifade etti. Erdoğan, “Milli gelirimiz 1,3 trilyon doları, kişi başı gelirimiz ise 15 bin doları geçti. Yatırımlar ve ihracatın rüzgarını arkamıza alarak, bu yıl daha da güçlü bir büyüme sergileyeceğiz. Merkez Bankamızın rezervleri 165 milyar doları aştı. 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için harcadığımız 75 milyar dolara rağmen, bütçe açığında sıkıntılı bir durumla karşılaşmadık. Hatta bu alanda gelişmekte olan ülkelerden bile daha iyi konumdayız. Geçtiğimiz yıl, cari açığımızı milli gelirimizin binde 8’ine indirdik. Borç yükümüz hafifledi, risk primimiz düştü; reel sektörün ekonomiye olan güveni yükselmeye başladı. Sanayide çarklar dönüyor, istihdam oranlarımız yükseliyor. Mayıs 2023’ten beri ise 1 milyondan fazla yeni istihdam oluşturduk. Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 6,5 ile tarihin en düşük seviyesine indi. Enflasyonla mücadelede de önemli mesafe aldık. Şubat ayında enflasyon yüzde 39’a geriledi. Enflasyondaki düşüş yılın geri kalanında da devam edecek. Geçmiş hükümetlerimiz döneminde başardığımız gibi, inşallah enflasyonu yine tek haneli rakamlara sabitleyeceğiz. Enflasyondaki düşüş hızlandıkça, vatandaşımızın alım gücü de artacaktır. Hem doğum yardımları, hem de emeklilerimizin bayram ikramiyeleriyle ilgili teklifimiz, bugün Meclis Başkanlığımıza sunuldu. Geçmişte ülkemize ağır faturalar ödeten ‘popülizme’ tevessül etmeden bu süreci başarıyla yöneteceğiz. Biz, muhalefetten farklı olarak kendimizi değil, milletimizi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELE DÖNEMİNE HER AÇIDAN İDMANLI GİRMEYİ HEDEFLİYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmak için yoğun bir gayret içerisinde olduklarını belirterek, “40 yıldır milletimizin fertleri arasında kandan ve acıdan bir duvar ören terör musibetinin ortadan kalkması için çok hassas çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız; bölgemizde ve dünyada yeni bir denklem kurulurken, Türkiye’yi buna en iyi şekilde hazırlamaktır. Dış politikada son haftalarda yaşanan tartışmalar, artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmeyeceğini göstermiştir. Daha açık bir ifadeyle; kural ve hukuk temelli olduğu iddia edilen küresel sistem, çöküş evresine girmiştir. Uluslararası nizama balyozu en sert vuranlar ise sistemin banileridir. Filistin, Lübnan ve Ukrayna başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sarsıntının seslerini hepimiz duymaktayız. Hemen herkes artık geri dönüşü olmayan bir yola girildiğini, kabul ve ikrar ediyor. Eski sistemden çıkar sağlayanların kaygısının temel sebebi işte budur. Biz de tüm stratejilerimizi buna göre şekillendiriyoruz. Gelecek asrımızın nasıl olacağını belirleyecek yeni mücadele dönemine, her açıdan idmanlı girmeyi hedefliyoruz. Sırtımızdaki yüklerden kurtulmuş, ayağımızdaki prangaları parçalamış bir şekilde yeni dönemi karşılamak niyetindeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimiz tüm unsurlarıyla gerçekleştiğinde, 85 milyon olarak, küresel rekabette çok büyük bir avantaj elde edeceğiz. Ne yapıyorsak, işte bu vizyonla yapıyoruz. Hangi adımı atıyorsak, bir an önce bu hedefe varmak için atıyoruz” dedi.
