Politika
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Asgari ücrette TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Ticaret Odası (ATO) Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) 29uncu Olağan Genel Kuruluna katıldı. Programda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, işçi ve işveren sendikaları temsilcileri ile iş dünyasından isimler de yer aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TİSK camiası; 20 üye işveren sendikası ve 2 derneğiyle 81 ilimizdeki 10 bini aşkın iş yerinde istihdam ettiği 2,3 milyon çalışanıyla tam 63 yıldır güçlü ve kurumsal bir varlık gösteriyor. Birlikte mümkün anlayışıyla çalışmalarını sürdüren TİSK ailesi, ülkemizin gayrisafi yurt içi hasılasına 200 milyar dolar, ihracatına ise 100 milyar doların üzerinde çok önemli katkılar sunuyor” dedi.
‘TİSK, YERLİ VE MİLLİ BİR DURUŞ SERGİLEMİŞTİR’
TİSK çatısı altında, iş dünyası, işverenler için hazırlanan raporlar, yayınlar ve daha pek çok belgenin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak, kağıt üzerindeki hedefleri gerçeğe dönüştürmek, sahada ve sektörde bunları titizlikle uygulamaya dökmek, işin özünü teşkil etmektedir. İşte tam da bu noktada, TİSK’in icraat odaklı ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ettiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Şurası da dikkate değerdir; dünya değişirken, küreselleşme tüm hızıyla devam ederken, teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerlerken, işletmelerimizin ve işverenlerimizin bu yeni gerçekliğe uyum sağlaması, kritik önemdedir. Bu anlamda; planlamadan seri üretime, istihdam politikasından proje uygulama süreçlerine, ihracat stratejilerinden dijital dönüşüme, reel sektörün tüm aktörlerinin, yeni şartlara hızla adapte olması; büyüme ve kalkınmanın yanı sıra, küresel rekabette de elimizi güçlendiren, ekonomimize dinamizm katan önemli faktörlerdir. Çalışma barışının ve sosyal diyaloğun sağlanmasında, istihdamın, üretimin ve ihracatın güçlendirilmesinde mühim bir misyonu yerine getiren TİSK camiasını yürekten kutluyorum. Şunu da büyük bir memnuniyetle paylaşmakta fayda görüyorum; üç dönemdir refah ve istikrarımızı tehdit eden sınamalarla mücadelede TİSK ailesi, milleti ve devletinin yanında olduğunu açık ve net göstermiştir. Dışarıdan aldıkları talimatlarla siyaset ve toplum mühendisliğine soyunan, vesayete vefa borcunu ödemeye çalışan kimi oluşumların aksine TİSK; kritik dönemeçlerde yerli ve milli bir duruş sergilemiştir. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne TİSK’te farklı kademelerde görev almış, ekonomimize değer katmış, Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine katkı sağlamış herkese şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.
KEFENİN CEBİ YOK
Erdoğan, asgari ücret çalışmalarına ilişkin, “Yarın ilk toplantısı yapılacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarında işverenleri temsilen yer alan TİSK heyetinden ellerini taşın altına koymalarını bekliyorum. İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım; verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim; kefenin cebi yok. Dar-ı dünyadan dar-ı bekaya mal-mülk değil; adalet, hakkaniyet, dürüstlük üzerine yaşanmış bir hayat ile hayır dualar götüreceğiz. İster siyasetçi, ister işveren olalım, eğer geride hayırla yad edilen bir miras bırakabiliyorsak, işte asıl zenginlik budur, bahtiyarlık kaynağı budur. Tabii burada şunu da önemle ifade etmek durumundayım. Hak konusunu sadece ücrete sıkıştırmak doğru değildir. Güvenli ve sağlıklı çalışma şatlarının temini de hakkın bir parçasıdır. Zaman zaman hepimizin içini acıtan, millet olarak yüreklerimizi dağlayan, çok üzücü iş kazaları meydana geliyor. Ekmeklerini helal yoldan, alın teriyle kazanan; ailelerini geçindirmek için zor şartlar altında özveriyle çalışan, çabalayan emekçilerimiz, bu kazalar neticesinde yaralanıyor, kimi zaman da maalesef hayatını kaybediyor. Biz devlet olarak, emekçi kardeşlerimizin güvenli ortamlarda, gönül huzuruyla ve rahatça çalışabilmesi için, elimizdeki tüm imkanları azami ölçüde seferber ediyoruz. Hem sertifikasyon hem teftiş mekanizmalarımızı tam anlamıyla işletmeye özen gösteriyoruz. İzmir-Konak, Beşiktaş-Gayrettepe, Bolu-Kartalkaya ve en son Kocaeli-Dilovası facialarında olduğu gibi ihmali olan kim varsa, kamu ve belediye görevlileri dahil, kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz” dedi.
‘İŞİ ASLA ŞANSA BIRAKMAYACAĞIZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işverenlerin de iş sağlığı ve güvenliği hususunda üzerlerine düşen tüm yükümlülükleri titizlikle yerine getirmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Türkiye’nin Sıfır Kazaya Yolculuğu projesinde olduğu gibi, TİSK’in bu konuda gerçekten önemli çalışmalar yaptığını biliyorum. Ama sadece bu yıl içinde yüreklerimizi yakan kazaları dikkate aldığımızda, daha fazla gayret etmemiz, işi daha sıkı tutmamız gerektiği anlaşılıyor. Şayet ihmal, özensizlik, dikkatsizlik veya daha fenası kar hırsı sebebiyle tek bir emekçimizin bile canı yanıyor, burnu kanıyorsa, bunun vebalini başta işverenlerimiz olmak üzere, hiçbirimiz taşıyamayız. Her türlü tedbirin alınmasını sağlayacak, insan hayatını ilgilendiren böyle bir konuda işi asla şansa bırakmayacağız. Sizleri vesile kılarak tüm işverenlerimizden, iş kazalarının önüne geçilmesi noktasında, ayrı bir dikkat ve hassasiyet beklediğimi bugün bir kere daha ifade ediyorum. TİSK’in bu konuda da öncü ve örnek olacağına yürekten inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
‘TEŞVİK PROGRAMINI 2026 SONUNA KADAR UZATIYORUZ
İktidar olarak ekonomiden demokrasiye, hak ve özgürlüklerden güvenliğe uzanan geniş bir alanda, son 23 yılda tarihi başarılar yaşattıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dış ticarette, sizlerin de emekleriyle, ihracatımızı 36 milyar dolardan aldık, kasım ayı itibarıyla 270 milyar doların üzerine çıkardık. Milli gelirimiz 238 milyar dolardı, 2025 yılı üçüncü çeyrek rakamlarına göre 1,5 trilyon doları aşmış bulunuyoruz. Ekonomik büyümemiz 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde sürüyor. Deprem bölgemizin ihyası için harcadığımız 90 milyar doları bulan rakama rağmen bunları başardık. 2028 için belirlediğimiz 1,9 trilyon dolar milli gelir hedefine emin adımlarla yürüyoruz. Bölgemizde cereyan eden onca krize, çatışmaya ve gerilime rağmen ne istihdamdan ne büyümeden ne de üretimden taviz veriyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz güçlenirken, ülke risk primimiz düşüyor. Enflasyonda, Kasım ayında umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Kasım ayında 0,87 gelen enflasyon, doğru yolda olduğumuzu teyit etti. Hayat pahalılığının temel sebeplerinden biri olan fiyatlama davranışındaki bozulma da yavaş yavaş düzeliyor. Fırsatçılıkla mücadelemiz ise hız kesmeden devam ediyor. Orta Vadeli Programın rehberliğinde, enflasyonda nihai hedefimiz olan tek haneli oranlara mutlaka ulaşacağız. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize, çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği, 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, büyük ölçekli firmalarımızı da programa dahil ediyoruz. Böylece toplam 48 milyar liralık bir destekle, 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. 2025 yılı için işverenlerimize asgari ücret desteği olarak, her bir işçimiz için bin lira veriyoruz. 2025 yılı Ocak-Kasım döneminde, istihdamın korunması amacıyla 53 milyar lira kaynak kullandık. Kadın, Genç ve Mesleki Yeterlilik Belgesi Olanların Teşviki programında 24 ila 54 ay arasında sosyal güvenlik desteği sunuyoruz. Bu teşvik programının 2026 yılı sonuna kadar uzatılacağına dair müjdeyi de bugün burada paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
‘FİRMALARIMIZIN YANINDA OLUYORUZ’
Merkez Bankasının günlük reeskont limitini 300 milyon liradan 15 kat artırarak 4,5 milyar liraya çıkardığının altını çizen Erdoğan, “Reeskont kredilerinde ihracatçımıza yüzde 24,9 oranıyla, enflasyonun oldukça altında bir maliyet sunuyoruz. Yatırım taahhütlü avans kredisiyle stratejik alanlarda yatırım yapan girişimcilerimizin finansman maliyetini yüzde 14 ila 28 bandına kadar indiriyoruz. Bu krediler için Merkez Bankamız 500 milyar liralık kaynak ayırdı. Çiftçimizin kullandığı kredilerin finansman maliyetinin ortalama yüzde 70’ini, esnafımızın kullandığı kredilerin maliyetinin ise yarısını Hazinemiz karşılıyor. Bütçe imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak, istihdam sağlayan, ihracat yapan, yeni alanlara yatırım yapan firmalarımızın yanında oluyoruz. Bundan sonra da iş dünyamızla yakın iş birliği halinde Türkiye ekonomisini büyütmeye devam edeceğiz. Refahın, kalkınmanın, huzurun, barışın asrı olacağına inandığımız Türkiye Yüzyılını yine sizlerle birlikte inşa edeceğiz” dedi.
TİSK AİLESİNDEN GÜÇLÜ DESTEK BEKLİYORUM
İş dünyasının desteğini beklediği meselelerden bir diğerinin, Terörsüz Türkiye süreci olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
“Sizler, 40 yıldır ülkenin ayağına pranga olan terör sorununun çözümünün ülkemiz açısından ne manaya geldiğini, en iyi bilenlerdensiniz. Sadece ekonomimize maliyeti 2 trilyon doları bulan terör meselesini artık sonsuza kadar geride bırakmak istiyoruz. Gayemiz belli; artık kan akmasın, ocaklara ateş düşmesin, yürekler dağlanmasın, Allah’ın izniyle Türkiye bu sorunu gündeminden tamamen çıkarsın. Terörden beslenen odakların tahrip edici, tahrik edici söylemlerine rağmen, iktidar ve ittifak olarak, ilk günden itibaren hem samimiyetimizin hem de kararlılığımızın en yüksek düzeyde olduğunu gösterdik. Sürece, muhalefet partilerinin de dahil olması için daima yapıcı, uzlaşmacı bir tavırla ve hüsnüniyetle hareket ettik. Meclisimizde kurulan komisyon, kritik eşiklerde su koyuverenler olsa da gerek şeffaflık gerekse siyaset ve ilgili tüm tarafların katkısının alınması noktasında çok önemli bir misyon üstlendi. Milletimizin sürece dair umutlarını güçlendiren Komisyonun aynı özgüvenli yaklaşımı son ana kadar devam ettireceğine inanıyorum. Komisyon raporunun, sürecin önünü açacak öneri ve değerlendirmeleriyle müteakip adımlar için ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum. Bunun yolu da sağduyuyla, samimiyetle hareket edip, bu tarihi süreci küçük hesaplara kurban etmemekten geçiyor. ‘Yarımı yeme, bütünü bölme’ yaklaşımıyla hiçbir yere varılmaz. Terörsüz Türkiye menziline ancak özgüvenle ve cesaretle ulaşabiliriz. Kenara çekilip başarısız olmamızı bekleyenleri ancak bu şekilde hüsrana uğratabiliriz. Geri adım atmadan, sürecin tökezlemesini umanlara fırsat vermeden, ağızlılarını her açtıklarında millete karamsarlık zerk edenlere aldırmadan sürekli ileri gidecek; inşallah hep birlikte güzel günlere vasıl olacağız. Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge hedefine inanan herkesten, bugün bir kez daha, ellerini, dillerini, kalemlerini, ekranlarını, köşelerini, hiç değilse samimi dualarını bu sürece koymalarını istirham ediyorum. Özellikle TİSK ailesinden çok güçlü destek bekliyorum.”