Politika
Cevdet Yılmaz: Bu yıl deprem yaralarını sarma sürecini geride bırakacağız

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile beraber 4üncü Tarım Orman Şurası kapsamında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünde düzenlenen Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam Atölyesi programına katıldı. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Yumaklı, tarım ve gıda sektörünün en önemli sac ayağının kırsal kalkınma olduğunu belirterek, “Bu minvalde Tarım Orman Şurasının geleceğe yönelik kırsal kalkınma yöntemimize yön verecek bir çalışması başladı. Dolayısıyla Kırsaldan Sürdürülebilir Yaşam Atölyesi adını verdiğimiz bu çalışmada hep birlikte bulunacağız bugün. Ülkemizin kırsal kalkınma politikalarının belirlenmesinde Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın çok önemli çalışmaları var. Tekrar kendilerine bu çalışmaya teşvikleri sebebiyle teşekkür ediyorum. Atölye çalışmalarımızın sektörümüzün gelişmesi için, rekabet gücünün artırılması için hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah bu çalışmaların sonucunda çok çok önemli çıktılar elde etmiş olacağız. Son 23 yıldır hükümetlerimiz döneminde tarım ve orman sektörü stratejik önemi haiz bir alan olarak kabul edildi. Bu doğrultuda Sayın Cumhurbaşkanımızın Güçlü Türkiyenin yolu güçlü tarımdan geçer sözünden ilham alarak da çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ülkemizde ve dünyada son yıllarda yaşanan gelişmelere bakıldığında tarım ve gıdanın ne kadar kritik olduğunu herhalde artık anlamayan hiç kimse ya da hiçbir kurum ya da bir tüzel kişilik kalmamıştır” diye konuştu.
BÜYÜK BİR ORTAK AKIL HAREKETİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise şuranın son derece faydalı sonuçlar doğuracağına inandığını söyleyerek, “Hayata geçirdiğimiz makro politikaların en önemli sektörlerinden, bileşenlerden birinin tarım ve kırsal kalkınma olduğunu ifade etmek isterim. Bu şurayı çok önemli görüyoruz. Şuranın sadece tarım alanında değil, bütüncül politikalar açısından da istifade edeceğimizi belirtmek isterim. 4üncü Tarım Orman Şuramız 30 Ocak 2025 tarihinde Ankarada düzenlenen hazırlık çalıştayı ile başlamış, böylece geniş bir istişare sürecinin kapılarını aralamıştır. Hem politikaların şekillendirilmesinde, uygulamasında ve uygulanmasında ortak akılla hareket etmek son derece önemlidir. Bu şurayı sadece bir toplantılar zinciri olarak değil, Türkiyenin kırsal kalkınma vizyonunu inşa eden büyük bir ortak akıl hareketi olarak görüyorum. 1553 üyenin katılımıyla yürütülen şura hazırlık süreci, akademisyenlerden sivil toplum kuruluşlarına, özel sektörden kamu temsilcilerine kadar her kesimden katkıyı barındırmaktadır. Cumhurbaşkanımızın bu sürece verdiği güçlü destek, kırsal kalkınmanın bir tercih değil, bir devlet politikası olarak ele alındığının en büyük göstergesidir. Bu yılki şurada daha önceki örneklerden farklı olarak, tematik atölye çalışmalarının programa dahil edilmesi takdire şayandır. Böylece konu bazlı hedeflerin şekillenmesi daha kolay olacak hem de sahadan aktörlerin katılımıyla çizilen vizyonların gerçek hayata yansıması daha mümkün olacaktır” dedi.
TARIM, MODASI GEÇMEYECEK BİR ALAN
Gıdayı stratejik bir alan olarak gördüklerini ifade eden Yılmaz, “Her zaman vurguluyoruz; tarım ve kırsal kalkınmayı, gıdayı stratejik bir alan olarak görüyoruz. Modası hiçbir zaman geçmeyecek bir alan olarak görüyoruz. İnsanlıkla birlikte başlamış, insanlık ile devam edecek bir alan olarak görüyoruz. Bu alana köklü ve uzun vadeli politikalarla yaklaşmak durumunda olduğumuzu biliyoruz. Geçmişte sanki tarım eski toplumların sektörüymüş gibi bir bakış açısı hakim olmuş toplumumuza. Tam aksine dünyadaki kalkınmaya bakıldığı zaman sanayi devriminden önce bir tarım devrimi olmuştur. Tarım devrimini başaran toplumlar sanayi devrimini gerçekleştirmişlerdir. Tarımdaki gelişme seviyesinin bir toplumun aynı zamanda kalkınma seviyesini ortaya koyduğunu görüyoruz. Parasal karşılığının ötesinde gıda arz güvenliğini sağlamak son derece önemli bir unsurudur. Bunu da pandemi döneminde yaşadık. Diğer tarafta Ukrayna-Rusya Savaşında maalesef gıdanın savaşlardan, jeopolitik gelişmelerden etkilendiğini gördük” diye konuştu.
SU ZENGİNİ ÜLKE DEĞİLİZ
Türkiyede kullanılan suyun yüzde 77sinin tarımda kullanıldığını belirten Yılmaz, “Su zengini bir ülke değiliz. Bunun farkında olarak geleceğimizi planlamamız lazım. İklim değişikliği ve küresel ısınmayla birlikte, burada karşılaşabileceğimiz riskleri şimdiden görüp, çok ciddi tedbirlerle yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Burada da en kritik husus ise suyun verimli kullanımıdır. İstatistiklere göre, Türkiyede kullanılan suyun yüzde 77si tarımda kullanılıyor. Dolayısıyla Türkiyenin genel anlamda su verimliliğini sağlaması tarımsal su verimliliğinden geçiyor. Bunu mutlaka başarmak durumundayız” dedi. Öte yandan depremin yaralarını sardıklarını ifade eden Yılmaz, “Bu yıl inşallah büyük oranda artık deprem yaralarını sarma sürecini geride bırakacağız. 2026 yılında bütçemizde yeni bir alan oluşmuş olacak. Bu alanı da 2 amaçla kullanmak istiyoruz. Birincisi sosyal refahı desteklemek, ikincisi reel ekonomiyi, üretimi desteklemek. Bu iki alan içinde bütçemizde gelecek perspektifimizde bir alanın açıldığını söyleyebilirim” diye konuştu.
