Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

ÇANAKKALE 109 yıl sonra ortaya çıkan kahramanlık hikayesi

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, akademik çalışma sırasında okuduğu harp ceridesinde, geri çekilen birliğinden firar edip, savaşmak için ateş hattına giden asker Hüseyin oğlu Alinin hikayesine ulaştı. Dr. İsmail Sabah, “109 sene sonra savaşmaya doyamamış bir kahraman Türk askerinin hikayesini, bu vesileyle gün yüzüne çıkarmış olduk” dedi.

Çanakkale Savaşlarının üzerinden 109 yıl geçmesine rağmen, arşiv belgeleri okundukça savaşa dair yeni kahramanlık hikayeleri ortaya çıkıyor. ÇOMÜ AÇASAM Müdür Yardımcısı Dr. İsmail Sabah, doktora tezi esnasında Çanakkale Savaşlarından görev alan Hüseyin oğlu Alinin kahramanlık hikayesine ulaştı. Dr. İsmail Sabah, okuduğu harp ceridesinde, 17nci Alay ile birlikte muharebe hattından geriye çekilen ancak savaşmak istediği için birliğinden firar edip, 57nci Alay saflarına katılarak savaşan Hüseyin oğlu Alinin hikayesine ulaştığını söyledi.

HÜSEYİN OĞLU ALİ, SİPERDEN ÇIKMAK İSTEMİYOR

Çanakkale Savaşlarıyla ilgili yeni kahramanlık hikayelerinin ortaya çıkmaya devam ettiğini söyleyen Dr. İsmail Sabah, “Çanakkale Muharebeleri, Mustafa Kemal Atatürkün de dediği gibi Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanıhayret ve tebrik bir misaldir. Bizler harp ceridelerini, 1915 yılında burada savaşan birliklerin tuttuğu kayıtları okuduğumuz zaman, gün yüzüne çıkmamış daha nice kahramanlıkları bu belgeler üzerinde okuyabilmekteyiz. Bunlardan biri de Çanakkalenin Çan ilçesine bağlı Bozguç köyünden Çanakkale muharebelerine katılmış olan Hüseyin oğlu Alinin hikayesi. Hüseyin oğlu Ali, normalde Seddülbahir bölgesinde muharebe etmekte olan 17nci Alayda görevli bir asker ve bu alay Kerevizdere muharebelerinde Fransızlarla muharebe ettikten sonra kayıplar vermesinden dolayı 2nci Kerevizdere Muharebesinden sonra Saros bölgesine geri çekilmesi kararlaştırılıyor. Fakat 17nci Alay makineli tüfek bölüğüne bağlı Hüseyin oğlu Ali, siperden çıkmak istemiyor. Neden siperden çıkmak istemediği kendisine sorulduğunda şu cevap veriyor; Savaşmaya doyamadım. Siz gidin beni burada bırakın komutanım diyor. Fakat bölük komutanının ısrarlı emirleri sonucunda Hüseyin Oğlu Ali, mevzisini bırakarak geri çekilmek zorunda kalıyor. 26 Temmuz tarihinde ise Saros bölgesine alayın intikali tamamlanıyor” dedi.

TÜRK ASKERİNİN HİKAYESİNİ BU VESİLEYLE GÜN YÜZÜNE ÇIKARMIŞ OLDUK

Ceridelere göre Hüseyin oğlu Ali’nin 10 gün Saros bölgesinde birliğinde kaldığını belirten Dr. Sabah, “Hüseyin oğlu Ali savaşmaya doyamadığı için birliğini terk edip, firar ederek Seddülbahire doğru, o doyamadığı savaşa kavuşmak üzere yeniden yola çıkıyor. Fakat tarih öyle manidar bir tarih ki 5 Ağustosta yola çıkan Hüseyin oğlu Ali, yürüyerek bu intikalini gerçekleştiriyor. Tabii bu arada gün dönüyor. Tarihler artık 6 Ağustos 1915 tarihini gösteriyor ve Kanlısırta doğru Avustralyalıların bir taarruzu başlıyor. Burada da öyle bir kanlı muharebe başlıyor ki; Avustralya resmi tarihine baktığımız zaman buradaki muharebe için şu ifadenin kullanılmış olduğunu görüyoruz; Savaşan askerlerin ölen arkadaşlarına gösterebilecekleri tek saygı, yüzlerine basmamaktı diyor. Hüseyin oğlu Ali, bu muharebede yaralanan askerlerle karşılaşıyor. Bizim tahminlerimize göre; yaralı askerlerle Akbaş İskelesinin olduğu yerde karşılaşıyor. Ve bu yaralı askerlerle diyaloğu esnasında Arıburnunda çok büyük bir savaşın başladığını ve kendilerinin de yaralanıp, cephe gerisine sevk edildiğini öğreniyor. Bu cevabı alan Hüseyin oğlu Ali, “Aradığım savaşı buldum. Artık Seddülbahire gitmeme gerek kalmadı diyerek yaralıların nakledildikleri yoldan ve tüfek seslerini de takip ederek Kanlısırta geliyor. Kanlısırtta ilk hat siperlerini kaybetmiş olan 47nci Alayı desteklemek üzere gelen ilk birlik ise 57nci Alayın birinci taburu. Tabur komutanı Zeki Bey, Hüseyin oğlu Ali ile burada karşılaştığında kendisine bağlı bir asker olmadığı için Sen burada ne arıyorsun. Sen kimsin gibi sorular sorduğunda, kendisi Ne olur bana izin verin, savaşmak istiyorum cevabını alıyor. Bunun üzerine bu kahraman askerin bu örnek davranışını gördükten sonra kendisine izin veriliyor ve Hüseyin oğlu Ali, 57nci Alayın 1. Taburu ile birlikte tam 3 gün boyunca Kanlısırtta Avustralyalılara karşı harp ediyor” diye konuştu.

CEZA ALMAMASI İÇİN RAPOR YAZMIŞ

57nci Alay 1. Taburun alayına dönmesinden sonra Zeki Beyin birliğini terk etmiş, firar gözüken Hüseyin oğlu Ali için bir rapor kaleme aldığını da ceridelerden öğrendiklerini belirten Dr. Sabah, “Kaleme almış olduğu bu raporda da bu kahraman asker hakkında herhangi bir işlem yapılmamasını istiyor” dedi. Bu ceridenin Çanakkalede savaşan askerin nasıl bir ruh azmiyle savaştığını gösteren örnek bir kahramanlık hikayesini bizlere ulaştırdığını belirten Dr. Sabah, “Şu an içinde bulunduğumuz tarihte Hüseyin oğlu Alinin de katıldığı 6-10 Ağustos muharebelerinin tam 109uncu senesi. 109 sene sonra savaşmaya doyamamış bir kahraman Türk askerinin hikayesini, bu vesileyle gün yüzüne çıkarmış olduk” diye konuştu.

Haber-Kamera: Nazif Cemhan ŞEN / ÇANAKKALE,

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam