Politika
BBP’li Boztuğ: Perinçek’in, Madımak Oteli yangınını istismar etmesi izandan yoksun büyük bir iftiradır
BBPli Durmuş Boztuğ, yaptığı yazılı açıklamada, “Doğu Perinçekin, katıldığı bir televizyon programında, Cumhuriyet tarihimizin en hazin hadiselerinden biri olan, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen ve hepimizi üzen Madımak Oteli yangınıyla partimizi ilişkilendirmeye çalışmasını hayretle ve esefle izledik. Küresel güçlerin ve yerli iş birlikçilerinin, 1960 darbesiyle başlayan ve 10 yılda bir demokrasiyi, hukuku ve anayasayı yerle bir eden ara rejim uygulamaları, bugün hala milletimizin hafızasındadır. 12 Eylül 1980 darbesi de yapanların ağzından, şartların olgunlaşmasını beklenerek planlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Olgunlaşması beklenen şartlar sonucunda, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiş, Türkiye, ekonomiden dış politikaya, PKKdan FETÖye, bugün hala bedellerini ödediğimiz problemlerle karşı karşıya bırakılmıştır” ifadelerini kullandı.
TÜRK MİLLETİ DEMOKRASİMİZİ KORUMAYI BAŞARMIŞTIR
1980 darbesinden 10 yıl sonra, 1990lı yılların başında, küresel güçler ve yerli iş birlikçileri tarafından, Türkiyenin yeniden bir darbe ortamına taşınmaya çalışıldığını kaydeden Boztuğ, “Bu olaylar dizisi; Uğur Mumcunun 24 Ocak 1993te öldürülmesi, Jack Kamhiye 28 Ocak 1993te suikast düzenlenmesi, Adnan Kahvecinin 5 Şubat 1993te trafik kazasında ölümü, Orgeneral Eşref Bitlisin 17 Şubat 1993te uçak kazasında ölümü, merhum Turgut Özalın 17 Nisan 1993te şüpheli ölümü, Bingölde 24 Mayıs 1993te 33 silahsız askerimizin şehit edilmesi, Sivas Madımak Otelinin 2 Temmuz 1993de yakılması ve 33 kişinin hayatını kaybetmesi, hemen üç gün sonra 5 Temmuz 1993te Başbağlar katliamında 33 kişinin hunharca öldürülmesi, Tuğgeneral Bahtiyar Aydının 22 Ekim 1993te Diyarbakır-Licede suikast silahıyla katledilmesi, Binbaşı Cem Erseverin 4 Kasım 1993te katledilmesi bugün hala aydınlatılamamış hadiseler olarak arşivlerde duruyor. Bu vahşi suikastler, kaza görüntüsü verilmiş cinayetler ve toplu katliamlara, ülkemizin yeniden bir darbe ortamına sürüklenme gayretlerine rağmen, Türk milleti demokrasimizi bedeller ödeyerek korumayı başarmıştır” dedi.
ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI ÇIKARMAK AMACIYLA YAPILDIĞI GÜN GİBİ AŞİKARDIR
Boztuğ, Madımak Oteli yangınına ilişkin, “2 Temmuz 1993 Madımak Oteli yangınında, 33 Alevi yurttaşımızın hayatını kaybetmesinin ülkemizde yaygın bir Alevi-Sünni çatışması çıkarmak amacıyla yapıldığı gün gibi aşikardır. Nitekim hemen üç gün sonra, 5 Temmuz 1993 tarihinde, Erzincanın Başbağlar köyünde tek suçları Sünni olmak olan 33 savunmasız ve masum yurttaşımız hunharca katledilmiştir. Doğu Perinçekin, gün gibi ortada olan bu fitne fesat, kaos karmaşa yaratılmasını hedefleyen olaylar dizisinde yer alan 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen Madımak Oteli yangınını, Büyük Birlik Partimize çamur atmak için istismar etmesi, en hafif deyimle akıl ve izandan yoksun büyük bir iftira ve karalamadır, alçaklıktır. 2 Temmuz 1993 Madımak Oteli yangınında, Kurucu Liderimiz ve o günkü Genel Başkanımız şehit Muhsin Yazıcıoğlunun talimatıyla, Büyük Birlik Partisi Sivas İl Teşkilatımızca, otelin beşinci katı ile İl Binamız arasındaki 1-1,5 metrelik mesafeye ahşap malzemeler konularak başta Sanatçı Arif Sağ olmak üzere 40a yakın canlarımızın Büyük Birlik Partisi İl Binamıza alınarak kurtarıldığını, başta Sivas olmak üzere ülkemizdeki tüm Alevi canlarımız ve Alevi ocaklarımız bilmektedir. 12 Eylül dönemi sıkıyönetim yargılamalarından, suçsuz olduğu halde 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl hapis yattıktan sonra beraat eden Şehit Kurucu Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlunun, o dönemle ilgili, 12 Eylül 1980 öncesi sokakları, caddeleri, meydanları paylaşmamacasına kavga ettikleri insanlar ile darbe sonrası 3 metrekarelik hücreleri paylaştıkları, bu hücrelerde ve zindanlarda aynı işkence ve kötü muameleye birlikte uğradıkları sözleri hala hafızalarımızda ve kayıtlardadır. Muhsin Yazıcıoğlu hayatını, Alevisiyle, Sünnisiyle, Kürdü, Lazı, Türkmeniyle, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne adamış büyük bir Alperendir. Şehit Muhsin Yazıcıoğlu, Anadolunun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında 72 millete bir gözle bakın nefesiyle yol gösteren Pir Hünkar Hacı Bektaş Velinin izinden giden, Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz diyebilen Anadolunun büyük Alperenlerinden birisidir ve bu düşünce ve sözleri ülkemizdeki tüm Alevi yurttaşlarımızca da bilinmektedir. 1993 yılının büyük provokasyonlarından birisi olan 2 Temmuz 1993 Sivas-Madımak katliamı esnasında, Büyük Birlik Partisi ve Kurucu Liderimiz Şehit Muhsin Yazıcıoğlunun tavrı herkes tarafından bilinirken, Doğu Perinçekin akıl ve izandan yoksun net bir iftira olan açıklamasını başta Alevi yurttaşlarımız olmak üzere büyük Türk milletinin değerlendirmesine saygılarımızla sunarız” değerlendirmesinde bulundu.