Politika
Bakan Tunç: Katılımcı, demokratik, sivil bir anayasa ile milletimize borcumuzu ödemek istiyoruz
TBMM Genel Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının 2026 Yılı Bütçe Tekliflerini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Tekin Bingöl başkanlığında toplandı. CHPli milletvekilleri Genel Kurul’a, Yolsuzluk soruşturması kapsamında görevinden uzaklaştırılan ve cezaevine giren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve belediye başkanlarıyla ilgili dövizlerle katıldı. Genel Kurulda sunum yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son 23 yıl içerisinde; temel hak ve özgürlükleri güçlendirdiklerini, hak arama yollarını genişlettiklerini yargı teşkilatının fiziki ve teknolojik imkanlarını geliştirdiklerini, insan kaynağı kapasitesini artırdıklarını ve mevzuatı çağın gereklerine ve milletimizin ihtiyaçlarına uyarladıklarını belirtti. Bakan Tunç, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendiren reformları hayata geçirdiklerini hatırlatarak, “Elbette ki bunlarla yetinmemiz mümkün değil. Milletimiz daha fazlasına, daha iyisine layık. Anayasamızdaki bu kısmi değişikliklerle önemli reformlara imza atmış olsak da bizim hedefimiz Türkiye Yüzyılı’nı darbe ürünü bir anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle, katılımcı, demokratik, sivil bir anayasa ile karşılayarak milletimize borcumuzu ödemek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
MAHKEMELER TEŞKİLATIMIZI GÜÇLENDİRİYORUZ
Ceza ve hukuk mevzuatını oluşturan tüm temel kanunların yenilendiğini söyleyen Bakan Tunç, Yargı Reformu Stratejileri ile reform adımlarını planlı ve kararlı bir şekilde sürdürdüklerini ekledi. Bakan Tunç, yargı paketleri ile hayata geçirilen uygulamaları anlattı. Bakan Tunç sözlerinin devamında şöyle konuştu:
“Bir yandan insan kaynağımızın nitelik ve niceliğini artırırken diğer yandan mahkemeler teşkilatımızı daha da güçlendiriyoruz. Adli yargıda 3 bin 581 mahkeme faaliyet gösterirken, bugün itibarıyla bu sayıyı 9 bin 184’e yükselttik. İdari yargıda da faal mahkeme sayısını 146’dan 245’e yükselttik. Ayrıca adli ve idari yargıda son 2,5 yılda 3 bin 666 yeni mahkeme ve istinaf dairesi kurduk. Yine 2025 yılında yeni ağır ceza merkezi ve mahkeme teşkilatı bulunmayan ve başka bir ilin yargı çevresine bağlı bulunan yerlere mahkeme teşkilatı kurduk. Yargının adil ve etkin işleyebilmesinin önemli unsurlarından biri de ihtisaslaşmadır. Bu kapsamda 986 olan ihtisas mahkemesi sayısını 2 bin 923’e yükselttik. 2025 yılında 252 yeni ihtisas mahkemesi kurarak yargıda uzmanlaşmaya yönelik adımlarımızı hızlandırdık” diye konuştu.
2025 YILI ARALIK AYI İTİBARİYLE TOPLAM 12 MİLYON 440 BİN DOSYADA KARAR VERİLMİŞTİR
Bakan Tunç, yargı teşkilatının ülkenin dört bir yanında büyük bir özveriyle görev yaptığını kaydederek, “2025 yılı Aralık ayı itibarıyla yargı teşkilatının önünde 11 milyon 885 bin 704 derdest dosya bulunmaktadır. 2025 yılı Aralık ayı itibarıyla toplam 12 milyon 440 bin 713 dosyada karar verilmiştir. Bu rakamlar derdest dosya sayısından daha fazla karar verildiğini bizlere göstermektedir. Biraz önce saydığım iyileştirmeler sayesinde yargımızın, biriken iş yükünü azalttığını memnuniyetle görüyoruz. Ayrıca HSK bünyesinde oluşturduğumuz Yargının Etkinliği Bürosu sistem üzerinden nerede bir aksama var, nerede bir gecikme var an be an izlemektedir. Bakanlığımız bünyesinde oluşturduğumuz Yapay Zeka Şube Müdürlüğü ile de yargının işleyişini anlık veri ile izleyen ve karar destek mekanizmalarını güçlendiren, hız ve kaliteyi esas alan bir çalışma düzeni oluşturduk. Gerçekleştirdiğimiz bütün bu çalışmalarla makul sürede yargılanma hakkının daha etkin korunmasını amaçlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
DÜNYADA DİJİTALLEŞMEDE ÖNCÜ KONUMDAYIZ
Yargıda SEGBİS, e-Duruşma, e-İmza, e-Satış, e-Tebligat, Celse gibi uygulamaları anlatan Bakan Tunç, “Biz bu uygulamalarla yargının dijitalleşmesinde dünyada öncü konumdayız. Pek çok uluslararası ödüle sahip ve vatandaş, hakim-savcı, avukat, bilirkişi, arabulucu, uzlaştırmacı portallarıyla 25 milyon kullanıcıya ulaşan UYAP’ın 60 kurumla 201 farklı entegrasyonunu tamamlayarak sistemi sürekli geliştirmeye devam ediyoruz. CEPEJ’in hazırladığı endekse göre bilişim alanında ülkemiz Avrupa ülkeleri arasında hukuk yargılamalarında 2nci ceza yargılamasında 4ncü ve idari yargıda ise 3ncü sıradadır. Almanya, İngiltere ve Fransa’nın önündedir. Yine OECD Raporu’nda ülkemiz, dijitalleşmede en proaktif 5inci ülke konumundadır” dedi.
81 BİN 726 HÜKÜMLÜ VE TUTUKLU İLKOKULDAN ÜNİVERSİTEYE KADAR EĞİTİM GÖRMEKTEDİR
Bakan Tunç, ceza infaz sistemi ile ilgili ise şu ifadeleri kullandı:
“Fiziki koşulları yetersiz 409 ceza infaz kurumunu kapatarak insan hakları standartlarına uygun, modern ve rehabilitasyon odaklı kurumlar inşa ettik. Hükümlülerin yeniden topluma kazandırılmasına yönelik uygulamalarla eğitim, meslek edinme ve sağlık hizmetlerine erişime özel önem veriyoruz. 81 bin 726 hükümlü ve tutuklu cezaevlerimizde ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim görmektedir. 2025 yılı içinde yaklaşık 4 bin mesleki ve teknik kurs açarak 75 binden fazla hükümlü ve tutuklunun bu kurslara katılmasını sağladık, 58 mesleki eğitim merkezinde 16 bin hükümlü ve tutukluya kalfalık ve ustalık belgesi vererek meslek edinmelerini sağladık. 403 ceza infaz kurumumuzda, 378 iş yurdu müdürlüğümüzde 3 binden fazla üretim tesisimizde, 200’den fazla iş kolunda her yıl ortalama 70 binden fazla hükümlü gönüllü olarak çalışmaktadır. Yine hükümlü ve tutuklular, kütüphanelerimiz vasıtasıyla 24 milyon yayına erişebilmektedirler.”
Bakan Tunç ayrıca arabuluculuk uygulamaları kapsamında toplam 8 milyon 700 bin 154 dosyanın 5 milyon 156 bin 650sinde anlaşma sağlandığını ekledi.
ENDEKSLERİ TÜRKİYEYİ KARALAMA VESİLESİ OLARAK KULLANANLARA FIRSAT VERMEYECEĞİZ
Milletvekillerinin yargının bağımsızlığı ile ilgili eleştirileri hakkında konuşan Tunç, Dünya Adalet Projesi Hukukun Üstünlüğü Endeksinin çelişkilerle dolu olduğunu ifade etti. Bakan Tunç, “Bu endeksleri, Türkiyeyi karalama vesilesi olarak kullananlara da fırsat vermeyeceğiz. Bakın, buradan bazı sözcüler Adalete güvenin bu kadar düşük olduğu bir dönem yaşamadık dedi. Sayın Tanrıkulu dedi ki, Olağanüstü hal dönemlerinde bile yaşamadık. Bakınız, ne diyor? Adaletin mülkü perişan diyor. Bu, 90lı yıllar, AK Partiden önceki yıllar. İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan adliyeye verilen değeri irdelerken ne diyor? Binalar yetersiz. Kimi yerlerde duruşma salonu ile yargıç odası iç içe diyor. İşte, sizin iktidarda olduğunuz yıllar. Ne diyor bakın, gazeteci Nail Güreli, röportaj yapmış avukatlarla, ne demiş? Adliye artık yoruldu, yargıya da bütçe ayırın diyor. Bakın, yine sizin iktidarınız, sizin Adalet Bakanlığınızın olduğu dönemler Acele hakim aranıyor diyor, Mübaşirsiz mahkemeler. Yine bakın, sizin döneminiz, sizin Adalet Bakanlarınız; hakim ve savcılar haykırmış; ne diyor, Düşük bırakılan maaşlarımızla iktidarlar adliyeyi baskı altında tutmaya mı çalışıyor? Savcılar kan ağlıyor diyor o dönemin manşetleri. Bakın, kim diyor? Sizin Bakanınız, Cezaevi sistemi çürüdü diyor. Adalet Bakanı Moğultay cezaevlerinin ateşten gömlek haline geldiğini vurgulayarak, İki yıldır anlatmaya çalışıyorum, olanaklarımız kısıtlı, cezaevi sistemi çökmüş, çürümüş durumda diyor. Cezaevleri sizin döneminizde böyledir. Binalarla, saraylarla adliye olmaz ama biz adliyeyi, biz adaleti sadece köhne binalardan, merdiven altı duruşmalardan kurtarmakla kalmadık; biz, adaleti birilerinin, vesayetçilerin, darbecilerin arka bahçesi olmaktan çıkardık; milletin bahçesi haline getirdik, milletin yargısı haline getirdik. Darbeciden, vesayetçiden, yolsuzluk yapandan hesap sorar hale getirdik. Bakınız, işte o vesayetçinin, darbecinin esir aldığı yargı sisteminde adli yıl törenleri; yargı ayakta, hükûmete sopa gösteriliyor, yargı mensupları hükûmeti tehdit ediyor, işte böyle bir demokrasi. Bakınız, 28 Şubat’ta postmodern darbecileri ayakta alkışlayan yargı mensupları ve ön sıralardakilere bakıyorum, sonrasında emekli oldular, doğru Cumhuriyet Halk Partisine üye olmaya gittiler” ifadelerini kullandı.