Türkiye
Bakan Tekin: Cumhurbaşkanımız 28 Şubat’ın izlerini silmek için tarihi bir mücadele yürüttü


Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) İstanbulda düzenlenen Türk Eğitim Sisteminde Dönüşüm Sempozyumu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekinin katılımıyla gerçekleşti. Programda, Bakan Tekinin yanı sıra SETA Vakfı Genel Koordinatörü Nebi Miş, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, Eyüpsultan Kaymakamı Arslan Yurt, akademisyenler ve öğrenciler de yer aldı. Bakan Tekin, Sempozyumun sona ermesinin ardından, Bilim ve Teknoloji Eğitimi Uygulayan Anaokulu Projesi kapsamında, İstanbul Teknik Üniversitesinde bulunan pilot okula ziyarette bulundu. Burada öğrencilerin mini gösterilerini seyreden Tekin, sergi gezerek öğrencilerle kestane pişirdi.
28 ŞUBAT BİLDİRİSİ AĞIRLIKLA EĞİTİMLE İLGİLİYDİ
Sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Tekin, “Siyasal tarihimize postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat ve sonrasında yaşanan süreç, belirlenmiş bazı kırmızı çizgilerin dışına taştığı ve haddini aştığı düşünülen dönemin meşru sivil iktidarına yönelik açık bir darbe girişimiydi hiç şüphesiz. Bu darbeyi öncekilerden farklı kılan ve tam da bu nedenle postmodern olarak nitelendirilmesine yol açan tek özelliği ise, konvansiyonel müdahale araçlarının en azından yoğun bir şekilde ve doğrudan kullanılmamış olması, bunun yerine sivil nitelikli yeni tür müdahale araçlarının üretilmesiydi. Militarizmin sivil siyaset üzerindeki hegemonyasını her yönüyle görünür kılan bu müdahale araçlarının şekillendirdiği vesayet düzeninin temel ilgi alanlarından birini ve hatta birincisini ise eğitim alanı oluşturuyordu. Kasım 2012 tarihli Meclis Araştırma Komisyonu Raporu açıklandı. Bahsettiğim hususlar orada detaylı bir şekilde anlatılıyor. 28 Şubat bildirisi olarak bildiğimiz bildiride, ağırlık eğitimle ilgiliydi. Doğrudan Milli Eğitimle ilgili 3 ana karar vardı. Eğitim politikalarının Tevhidi Tedrisat Kanununun ruhuna uygun hale getirilmesiydi. Bir diğeri 8 yıllık zorunlu kesintisiz eğitim uygulamasının başlatılması gerektiğine dair ifadeler var. Üçüncü bir konu var o da İmam-Hatip okullarının meslek okullarına dönüştürülmesi ve cemaatler tarafından kontrol edilen Kuran kurslarının kapatılması, Milli Eğitim Bakanlığına devredilmesi. Bu üç husus 28 Şubat Bildirisindeki asıl ağırlık noktasıydı” dedi.
CAMİ DERNEĞİNE ELEKTRİK SÜPÜRGESİ BAĞIŞLAMAK BİLE İDEOLOJİK TEHDİT KABUL EDİLMİŞTİR
AK Partinin 28 Şubat darbe zihniyeti yıktığını söyleyen Bakan Tekin, “Kılık-Kıyafet Yönetmeliğine aykırı davranmak, yurt kütüphanesinde Kuran-ı Kerim bulundurmak, başörtülü öğrencilere hoşgörü göstermek, hatta cami derneğine elektrik süpürgesi bağışlamak bile ideolojik tehdit olarak kabul edilmiştir. Ancak şükürler olsun ki bin yıl süreceği iddia edilen bu süreç, milletimizin feraseti ve demokrasiye olan inancı sayesinde 5 yıl gibi kısa bir süre içinde sona erdirilmiş, 3 Kasım 2002 seçimlerinde iş başına gelen AK Parti iktidarlarıyla ülkemiz paradigmatik bir değişim ve dönüşüm sürecinin içine girmiştir. Eğitim, bu değişim dönüşüm sürecinin etkilerini en somut ve yoğun şekilde gösterdiği alanların başında gelmektedir. AK Parti iktidarları, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 28 Şubatın izlerini silmek, eğitimi ideolojik prangalardan kurtarmak ve özgür düşüncenin önündeki engelleri kaldırmak için tarihi bir mücadele yürütmüştür” diye konuştu.
O BÜTÇEYLE, O PARAYLA NE YAPTINIZ
Bakan Tekin, eğitim bütçesine değinerek, “Biz siyaset bilimciler ülkelerin demokratikleşme göstergelerine genel bütçenin dağılımında bakarız. En çok hangi kaleme, hangi alana yatırım yapılmış bu önemli bir göstergedir. Biz de AK Parti iktidarlarından itibaren, 2003 bütçesinden itibaren, birinci sırada eğitim bütçesi yer almış. Bu çok önemli. Biraz önce söylediğim fiziki altyapıyı düzeltmek açısından da bütçeden ayrılan bu kaynak çok önemlidir. Geçen seferki bütçe görüşmelerinde TBMMde muhalefet milletvekilleri, bazı rakamlarla benim sözlerimi farklı şekilde yorumlamaya çalıştılar. Söyledikleri, sizden önceki iktidarlarda da yatırım bütçesi hemen hemen aynıydı oldu. O zaman ben de şu soruyu soruyorum yatırım bütçesi aynı ise niye derslik yapılmadı? O bütçeyle, o parayla ne yaptınız?” ifadelerini kullandı.
SAYIN ÖZEL, KENDİSİYLE TARTIŞILMAMASI GEREKTİĞİNE DAİR ARGÜMANLARLA KARŞIMIZA ÇIKTI
Bakan Tekin, CHP Genel Başkanı Özgür Özelin “Bu kafanın söylediğini savunan bir tane eğitimci, bilim insanı yok. Ama bu kafanın savunduğunu savunan dünya kadar tarikat var” eleştirilerine de yanıt verdi.
Bakan Tekin, “Geçtiğimiz günlerde de 12 yıllık zorunlu eğitimle ilgili birçok ortamda eleştirilerle karşı karşıya kaldık. Ben de bunun kamuoyunda tartışılmasını istedim. Geçen hafta grup toplantısında Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkanı Sayın Özel, kendisiyle bu konuda tartışılmaması gerektiğine dair argümanlarla karşımıza çıktı. Ya söylediğinizi anlamıyor ya da bu konuyu tartışmak istemiyor. Çünkü söylediği cümleler gerçekten gülerek aksettireceğim tarzdan cümleler. Kendi ezberlerini dile getiriyor. Aklına ne hikmetse irtica geliyor. Nereden geliyorsa bilmiyorum. Benim aklıma da Kemal Sunal filmlerinin klasik repliği geliyor, Sen tartışma tartışınca işin cılkını çıkarıyorsun. Dolayısıyla biz yaptığımız her işi, attığımız her adımı kamuoyuyla ve ilgili kurumlarla tartışarak yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
