Türkiye
Bakan Göktaş: Kadının güçlenmesi, daha güçlü ve adil bir toplum için kritik bir öneme sahip


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonunun 69’uncu oturumu kapsamında Yeşilay tarafından New York’taki Türkevi’nde düzenlenen Bağımlılık ve İyileşme Konulu Kadın Forumu’na katıldı. Küresel esenliğe giden yolda bağımlılığı en ciddi sınamalardan biri olarak nitelendiren Göktaş, “Bu sorun, bireyin sağlığını ve bütünlüğünü etkileyerek ailesini, çevresini ve nihayetinde toplumu da olumsuz etkiler. Diğer yandan, bağımlı kadınların şiddete ve istismara karşı daha savunmasız hale geldikleri de bir gerçek” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisine göre, 2022de uyuşturucu kullanan her dört kişiden birinin kadın olmasına rağmen tedavi görenlerin yalnızca beşte birini kadınların oluşturduğuna dikkat çeken Göktaş, “Kadın, bağımlılıkla mücadele ederken, damgalanmayla kalıp yargılarla ve içinden çıkmaya çalıştığı derin travmalarla da mücadele ediyor. Kadınlar, aile içindeki anne, eş ve kardeş rollerinden dolayı toplumsal önyargılarla karşılaşma riski taşır, bu da çoğu zaman tedaviden kaçmalarına yol açar. Ayrımcılığa maruz kalma, çocuklarının velayetini yitirme, işini kaybetme korkusu kadınları tedaviden geri durmaya zorlar” ifadelerini kullandı.
81 İLDE BAĞIMLILIKLA MÜCADELEYE İLİŞKİN FARKINDALIK EĞİTİMLERİ VERDİK
Sağlık Bakanlığının uyuşturucu ile mücadele kapsamında danışmanlık, arındırma, tedavi, rehabilitasyon ve yatarak tedavi hizmetlerini geliştirip yaygınlaştırdığını dile getiren Göktaş, şunları söyledi:
“Biz de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, Sağlık Bakanlığı koordinesindeki ulusal politika belgeleri doğrultusunda ülkemizde bağımlılıkla mücadeleye katkı sağlıyoruz. 2024-2028 yıllarını kapsayan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planımızın temel eksenlerinden birini kadın sağlığı olarak belirledik. Bu eksende, kadınların bağımlılıkla mücadeledeki özel ihtiyaçları ve karşılaştıkları güçlüklere odaklanan faaliyetlere yer verdik. Eylem Planımız kapsamında, ülke genelinde bağımlılıkla mücadele eden Toplum Sağlığı Merkezleri ve Sağlıklı Hayat Merkezlerinin kapasitesini güçlendirmeyi planlıyoruz. Bunun yanı sıra önümüzdeki dönemde, Sağlık Bakanlığı iş birliğiyle bağımlı bireylere etkin müdahale için ŞÖNİM, YEDAM ve AMATEM arasında vaka yönlendirme prosedürlerini belirleyeceğiz. Diğer yandan Bakanlık olarak, bağımlılıkla mücadele eden ve şiddetle mücadele kuruluşlarından hizmet alan kadınlara destek sunan personelin kapasitesini güçlendirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda Yeşilay iş birliğiyle 81 ildeki kadın konukevleri ve ŞÖNİM’lerde görevli personele bağımlılıkla mücadeleye ilişkin farkındalık eğitimleri verdik.”
DOĞUM SONRASI YARI ZAMANLI ÇALIŞMA HAKKI YASAL DÜZENLEMELERİ HAYATA GEÇİRDİK
Bakanlık olarak 2020- 2023 yıllarında 5 binden fazla kadına tütün kullanımının sağlık ve sosyal zararları ile kendilerini, ailelerini ve çevrelerini koruma yöntemlerine ilişkin farkındalık eğitimi verdiklerini aktaran Göktaş, “Önümüzdeki dönemde, Eylem Planımız doğrultusunda, kadınların bağımlılıkla mücadele ve tedavi süreçlerinde güçlenmelerini destekleyecek bilgi ve farkındalık artırıcı etkinliklere ağırlık vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Bağımlılığı şiddeti doğuran ciddi risk faktörlerinden biri olarak nitelendiren Göktaş, şunları kaydetti:
“Söz konusu faktörü dikkate alarak, 6284 sayılı Kanunda bağımlı şiddet uygulayanların tedavisine yönelik önleyici tedbirler öngördük. Bu tedbirler, Sağlık ve İçişleri Bakanlıklarımızla iş birliğinde uygulanıyor. Bunun yanı sıra, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Dördüncü Ulusal Eylem Planı stratejimize uygun olarak, TÜBİTAK iş birliğiyle Şiddet Uygulayanlara Yönelik Psikososyal Müdahale Modeli projesini başlattık. Projede, alkol ve madde bağımlısı şiddet uygulayıcılarına özel müdahaleler yer alacak. İzleyen dönemde, Sağlık Bakanlığı ile YEDAM ve AMATEM personelinin kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalığını artırmak için iş birliği yapmayı hedefliyoruz. Kadınların sürdürülebilir iyilik halleri için ekonomik bağımsızlık büyük önem arz ediyor. Kadınların iş hayatındaki engelleri kaldırmak için doğum sonrası yarı zamanlı çalışma hakkı ve zorunlu günlük bakım hizmetlerini içeren yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Ayrıca kadın kooperatifleri ve girişimciliğini desteklemek için özel sektör ve kamu kuruluşlarıyla iş birliği yapıyoruz. Kadınların iş gücüne katılımını destekleyen çalışmaların, bağımlılıkla mücadele eden ve bu savaştan galip çıkan kadınları güçlendireceğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki ekonomik ve sosyal açıdan güçlenen kadınlar bağımlılıkla mücadelenin de güçlü birer aktörü olurlar. Türkiye olarak, kadının güçlenmesini destekleyen çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Kadının güçlenmesi daha güçlü ve adil bir toplum için kritik bir öneme sahip. Zira hiç şüphe yok ki, toplumsal iyileşme, kadının iyileşmesiyle başlar.”
