Sosyal medyada bizi takip edin

Eğitim

Bahçeşehir Koleji, ‘Eğitimde Yapay Zeka’ konferanslarının ikincisini Ankara’da gerçekleştirdi

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

Ankara’da bir otelde düzenlenen konferansa, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Özge Aslan, BK Mobil Genel Müdürü İsrafil Dilmeç, BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Samur, eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve Merkez Valisi Enver Ünlü ile çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşması yapan Özlem Dağ, “Bahçeşehir Koleji olarak yapay zeka teknolojilerini ve yapay zeka ürünlerini yalnızca eğitim öğretiminde kullanan sınıf içinde ve evlerde öğrencilerimizle buluşturan bir kurum olmanın ötesinde bu teknolojiyi eğitim dikeyinde üretebilen ve bu anlamda yapay zeka araçlarını kendi kaynaklarıyla hayata geçirebilen bir kurumuz. Burada velilerimiz, öğretmenlerimiz var. Bu uygulamalarımızın 2017’den bu yana hayat bulmuş hali ve Metodbox uygulamalarını kullanıyor. Ama bugün daha da önemli. Çünkü yapay zekâ teknolojilerinin kullanımında bütün sektörler için öne çıkan bazı başlıklar var. Bunlardan en önemlerinden biri yapay zekanın ruhuna uygun olan ve kazanımı olarak da en büyük kazanımlarından biri olan kişiselleştirme. Kişiden öğrenme, veriyi kullanabilme ve kişiselleştirerek kişiye öğretebilme. Ama bugün geldiğimiz noktada bütün bu süreçte en önde konulardan biri de bunu hepimizin bireysel olarak kullanabileceği bir kaynak haline getirebilme, her alanda farklı ihtiyacı karşılayabilme. Eğitimde Bahçeşehir Koleji öğrencileri için hazırlanan BK AI yapay zekâ temeli öğrenci asistanı Chatbot’u konuşacağız. Bu neden önemli? Çünkü sadece Türkiyede değil belki teknoloji için en zorlarından biri, eğitim dikeyinde dünyadaki ilk uygulama aslında bu anlamda gurur verici. Ve belki bu anlamda Bahçeşehir Koleji öğrencileri, öğretmenleri, velileri için önemli olduğu kadar Türkiyenin eğitim ekosistemi için önemli. Çünkü bu tür adımlar, içerikler, uygulamalar tüm Türkiyedeki alanındaki öğretmenler, veliler, öğrenciler için önemli adımalar ve kaynaklar. O yüzden de çok gurur duyuyoruz” dedi.

’85 MİLYON MESLEK 2030 YILLARINDA OLMAYACAK’

Son 50 yılda bilim ve teknoloji anlamında her şeyin birçok büyük bir hızla değiştiğini ifade eden Özlem Dağ, “İnsanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hız bu. Ama yapay zekâ teknolojileri de bu süreçte liderlik etti. Bütün sektörlerde değişmeye ulaştı. Önümüzdeki yakın gelecekte 2030’lara geldiğimizde hepimizin ilgisini çeken bir veri var. 85 milyon çok ilginç bir sayı, meslek bugün var olan 2030’larda olmayacak. Bu çok önemli bir sayı. Yani var olan mesleklerin neredeyse yüzde 70’i ortadan kalkacak. Bunlardan yüzde 10’ü var olan meslekler küçülecek. Yalnızca yüzde 20’si büyüyecek, gelişecek. Bu da eğitim ve sağlıkla ilgili alanlar. Bunun bir nedeni var elbette. Şuraya varmaya çalışıyorum. 97 milyonda yeni meslek ortaya çıkacak. Bunlar elbette yapay zekâ teknolojileri, veri mühendisliği ve benzeri birçok alanda olacak. Bilim, teknoloji ve ağırlıklı olarak yapay zekâ alanı da olacak. Ama sadece bu alanda olmayacak. Şu anlama gelecek. Bu yeni mesleklerde başka bilgi, beceri ve etkinlik yetkinlik ihtiyaçları artacak. Süreç değişiyor, yeni meslekler, yeni ihtiyaçlar var. Burada bizim konuşacağımız eğitim tarafındaki önemli nokta ne? Evet yapay zekâ bazı otonom meslekleri, bazı otonom işleri hatta bazı değil birçok üzerine almaya başladı. İnsandan devralmaya başladı ve bu uzun süredir yapıyor. Belki hayatlarımıza şimdi dil modelleriyle chatbotlarla girdiği için daha fazla farkındayız son birkaç yıldır. Ama çok uzun süredir yapıyor. Bu meslekler üzerimizden alacak ama yaratıcılık isteyen, özgünlük isteyen, empati isteyen, iş bölümü, paylaşım isteyen alanlarda da insanlığa dahil alanlarda da yeni meslekler ortaya çıkacak. Biz Bahçeşehir Koleji olarak 21’inci yüzyıl becerileri olarak sistemimize, müfredatımıza yıllardır dahil ettiğimiz beceriler bunlar” diye konuştu.

‘BUNUN ADIMLARI 2017’DEN BERİ ATILDI VE HER GÜN GELİŞİYOR’

Özlem Dağ, sözlerin şöyle devam etti; “Biz Bahçeşehir Koleji olarak 2017’den beri yapay zekâ tabanlı Metodbox (uzaktan öğretme platformumuzu) aslında bu becerileri destekleyebilecek kişiye özgü bir modelle donatıyoruz. Bugün yapay zekâ teknolojileri bu kişiselleştirme kişi özgü konusunda önümüze çığır açıyor. Bence önemli maddesi bu eğitim tarafından bakılacak. Özellikle Chatbot uygulaması, öğrencinin öğrenme hızı, öğrenme ihtiyacı, ilgi alanları, ihtiyaç duyduğu o ana dair spesifik ihtiyaçlara dair çözümleri bir kere bundan ilgili öğrenci aslında kişiselleştirmiş bir alan açıyor. Öğrencinin otomatik değerlendirme ve bu anlamda kattığı analitik veri analitiyle öğrencinin kendi öğrenme hızı ve ihtiyaçlarını veri temelli görebilmesini ve buna dair önlemler alabilmesini sağlıyor. Aslında Bahçeşehir Koleji öğretmenleri velileri bu kullanımı yıllardır biliyor. Geldiği noktadaki aşamayı ifade ediyorum. Velilerimizle öğretmenin bağı güçlenecek. Çünkü hızlı, öğrenciye özel, doğru ve derinlemesine bir bilgi öğretmen sahip olduğunda ve bu bilgiyle velisiyle iletişimde olduğunda daha kaliteli, daha sürekli ve daha sürdürülebilir önemli bir iletişimle ilişki kuruluyor. Bunun adımları 2017’den beri atıldı ve her gün gelişiyor. Bu sene 2025-2026 yılı eğitim öğretim döneminde öğrencilerimiz için chatbotları her sınıfta kullanmaya başladık. Önümüzdeki sene için öğretmen asistanlarımızı kullanmaya başlayacağız ve hemen akabinde de bizler için eğitim yöneticileri için ve velilerimiz için de bu asistanların çalışmalarını devam ediyor, onlar kullanılmaya başlanacak.”

‘ÖĞRENCİLERİ FIRSAT EŞİTLİĞİYLE DAHA NİTELİKLİ EĞİTİME KAVUŞTURABİLECEK ALANLAR OLARAK GÖRÜYORUZ’

Yapay zekanın eğitimde yeni bir çağın eşiğine getirdiğini kaydeden Dağ, “Bu çağın eşiğinde standart, klasik ve olmazsa olmaz yıllarla beslenen pedagojik doğrularla yapay zekanın sağladığı avantajları birleştirerek Bahçeşehir Kolejinde öğrencilerimize bireyselleştirilmiş, niteliği daha da arttırılmış, öğrenmenin verimliliğinin arttığı ve niteliğinin arttığı bir süreç sunuyoruz. Bu süreçte öğrencimiz için de ben bunun da önemli olduğunu düşünüyorum. Yalnızca eğitim uygulamalarıyla eğitim-öğretim sürecinin zenginleştiği bir alan değil. Aynı zamanda öğrencilerimizi de yapay zekâ teknolojileri üretebilecek ve daha da önemlisi etik, sürdürülebilir ve verimli süreçlere katkıda bulunabilecek gençler olarak yetiştiriyoruz. Bahçeşehir Koleji olarak biz yapay zekâ teknolojileri etik yönüyle, güvenlik yönüyle tartışmalara açık alanlar da olsa her zaman kazanım yönüyle bakıyoruz. Ve bu teknolojilerin hem dünyadaki gelir eşitsizliklerine, üretim verimsizliklerine engel olabilecek ve bizim ülkemizde de dünyada da öğrencileri fırsat eşitliğiyle daha nitelikli eğitime kavuşturabilecek alanlar olarak görüyoruz. O yüzden bu alanlara son derece maddi ve manevi yatırımlarımıza devam ediyoruz” dedi.

‘YAPAY ZEKADAN KORKMAMAMIZ GEREKİYOR’

Bahçeşehir Koleji Genel Müdür Yardımcısı Özge Aslan ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Teknoloji artık değişiyor ve dönüşüyor ve yapay zekâ artık hayatımızın her alanında işimize girdi. Öğretmenler, kurumlar, veliler artık yapay zekayı öğrencilerin yaptığı derslerde de kullanır hale geldik. Ve öğretmenlerimizde artık şöyle bir kaygı oluşmaması gerekiyor. Yapay zekâ hayatımızda ama bunu etkin kullanan öğretmenler diğer öğretmenlerin önüne geçecekler. Bizim hep söylediğimiz bir ifade var. Yapay zekadan asla korkmamamız gerekiyor. Çünkü korktuğumuzda etik olarak farklı olumsuz yanları tartışan birçok insan var. Evet diyoruz ki, çünkü yapay zekadan kaçmak mümkün değil. O zaman nasıl iyi hale dönüştürebiliriz? Hep bunu tartışıyoruz. Biz de burada son iki yıldır üzerinde çalıştığımız yapay zekâ destekli bir öğrenme modeli hazırladık. Bu modelde tamamen öğrencinin kendi öğretmeninden, okulundan, zamandan ve mekândan bağımsız olarak kendi kendine bir ekran karşısına geçtiğinde kendi öğrenme hızına göre eksikleri varsa onu tamamlamaları adına konu anlatım videoları, soru çözüm videoları, soru bankaları, öğrencinin karşısına testler çıkartıyoruz. Ve sistem tamamen öğrencinin hangi konuda eksiği varsa sadece o konularda o öğrenciye özgü eksik tamamlama çalışmaları yapıyor. Eğer öğrenci yurt dışında bir üniversite okumak istiyorsa aynı okuldaki bir rehber öğretmeniymiş gibi öğrenciyle birlikte onun hayallerini, hedeflerini sorarak öğrenciye bir tercih listesi hazırlıyor. Bu aynı şekilde bir 12’nci sınıf öğrencisi ise onun da YKS süreciyle ilgili bir tercih listesi olacaktır. Burada da onun başarı düzeyine göre hayallerine, hedeflerine uygun olarak üniversite için tercih listesi oluşturabiliyor. Tabi ki bu durumda okul öncesinden liseye her öğrenci için tasarlanmış bir program. Burada da okul öncesinden liseye biz okullarımızda STEM eğitim modelini uygulayan bir kurumuz. Bu projelerde de öğrencinin asıl projeyi oluşturması, fikri oluşturması için bir öğretmene ihtiyacı vardır. Nasıl okullarımızda öğretmenlerimiz rehberlik ediyorsa öğrencilerimize burada da BKAi asistanımız yine ekran karşısında öğrenciyle birlikte ilgi duyduğu, çalıştığı, çözmek istediği bir probleme karşı proje önerileriyle birlikte çalışabiliyorlar.”

‘YAPAY ZEKA EN ÇOK EĞİTİMİ ETKİLEYECEK’

BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Samur da “Eğitimde yapay zekadan söz edildiğini belirterek, “Çocukların eğitimde yapay zekayı daha etkili kullanmalarından bahsediyoruz. Aynı şekilde öğretmenlerimde ve velilerinde. Tabi ki herkes artık yapay zekâ entegrasyonu yapmaya başladı. Tüm sektörlerde yapay zekâ entegrasyonu yapılıyor. En çok eğitimi etkileyecek. Artık eğitimde bir dönüşümün, bir devrimin gerçekleşmesi gerekiyor. Artık bir evrimden bahsetmiyoruz. Bir devrimden bahsediyoruz. Çünkü yapay zekâ teknolojileri yakın zamanda öğretmenlerin de yerini alacak. Dolayısıyla burada biz müfredatı, eğitim sistemimizi nasıl dönüştürmeliyiz biraz bundan bahsettik. Ve tabi ki burada çok teknolojiler çıkıyor. Bu teknolojilerden bir tanesi bizi anlamaya çalışan, bizim daha önce yaptığımız işleri anlamaya çalışan, bizim hangi içeriklerden daha çok hoşlandığımızı, hangi içeriklere daha çok baktığımızı, hangi konulardan daha çok ilgilendiğimizi, hangi konulara yatkın olduğumuzu anlamaya çalışan bir yapay zekâ var artık. Dolayısıyla eğer ben bu yapay zekaya sahipsem benim sistemimi de bu yapay zekaya göre çevirmem gerekiyor. O yüzden şöyle düşünün. Siz işte küçükken bir konuda çok iyiydiniz ve bunu öğretmeniniz çok iyi biliyordu ama eğitim sistemi ona göre evrilmedi. Yani daha kişiselleştirilmiş, daha bireyselleştirilmiş bir eğitim sistemine doğru gitmemiz gerekiyor. Bir öğretim sistemine doğru gitmemiz gerekiyor. Ve yapay zekâ bize bu konuda yardımcı olacak. Ve bize yardımcı olduğu zaman bu sefer biz öğrencilerimizi, insanları çok daha doğru mesleklere yönlendirebileceğiz. Ancak burada da bazı meslekler elbette ortadan kalkacak yapay zekâ yüzünden. Bazı meslekler de var olmaya devam edecek. Peki hangi meslekler daha çok var olacak? Daha çok işte bu elimize dayalı olan meslekler. İşte tesisatçılık, el işleriyle ilgili olan bütün meslekler, marangozluk gibi. Elbette bazı işleri de robotlar devralacak. O zaman robot ve yapay zekâ bunları devraldığında biz ne yapacağız üzerine çok düşünmemiz gerekiyor. Burada yapay zekayı kullanarak biz eğitimimizin kalitesini nasıl daha artırabiliriz üzerine çok verimli bir konferans gerçekleştirdik” dedi.

BK Mobil Genel Müdürü İsrafil Dilmeç ise “Bu özellikler öğrencilerimizi korumak, öğrencilerimizi bugünkü teknolojilerle buluşturmak açısından Bahçeşehir Kolejinin vizyonuyla ve liderliğiyle gerçekleştiriliyor. Ben de bu çalışmaların içerisinde yer aldığım için gurur duyuyorum” diye konuştu.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Bahçeşehir Koleji, Eğitimde Yapay Zeka Konferanslarının ikincisini Ankara’da gerçekleştirdi - Fotoğraf: Ankara,(DHA)

  • Yavuz Samur - Fotoğraf: Ankara,(DHA)

Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir