Politika
Bahçeli: Cumhurbaşkanımız herkesle görüşebilir


MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli, TBMMde partisinin grup toplantısında konuÅŸtu. Bahçeli, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸanın yaptığı ikil görüşmelerin televizyon ve gazetelerde çarpıtıldığını belirterek, “2 kiÅŸi arasında geçen bir konuÅŸmanın sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaÅŸa ve kargaÅŸa ortamının yaratılması, normalleÅŸme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Sayın CumhurbaÅŸkanımız doÄŸal olarak herkesle görüşebilir, konuÅŸabilir, dinleyebilir, bizce hiçbir mahsuru ve sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahsurlu olan taraf aslı astarı olmayan söylentilerin, gemi azıya alması, saçma sapan iddiaların azgınlaÅŸması, fitnenin kamçılanmasıdır. Gerekirse ve yeri gelirse, kamuoyunun ÅŸeffaf ölçülerde bilgilendirmek suretiyle kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif bir yol olarak deÄŸerlendirilmelidir. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Sadece maÅŸayı deÄŸil, tutan ve tutturan elleri de görebilmeliyiz. Böyle yaparsak düşünce ve eylem temelinde yanılma payımız en az düzeyde olacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hayatın akışını ve hadiselerin akışkanlığını Türk milliyetçiliÄŸinin ilkeleriyle, hukuk ve demokrasinin ilk yardım kılavuzuyla okuyoruz. Bugüne kadar, onun bunun dolduruÅŸuna gelerek, onun bunun tahriklerine itibar ederek dava ve siyaset mücadelemizi sürdürmedik, bunun hilafına bir tavır ve tutum içinde olmamızı da hiç kimse beklememelidir. Hep söylediÄŸim üzere dibi görünmeyen kuyulardan sırf susuzluÄŸumuzu gidermek pahasına dahi olsa su içmedik, muhatabı kargalar olan korkulukları boÅŸu boÅŸuna taÅŸa tutmadık, hele hele korkuya hiç rehin düşmedik. Dik durduk, doÄŸru olduk, düzgün yaÅŸadık; ahlaki ve siyasi çizgimizden sapma göstermedik” ifadelerini kullandı.
CHP BU PÄ°S SENARYONUN YERLÄ° FÄ°GÃœRANIDIR
Bahçeli, MHP ve Cumhur Ä°ttifakına yönelik sistematik saldırıların arttığını vurgulayarak asıl hedefin Türkiye olduÄŸunu ifade etti. Bahçeli, “Türkiye’nin üzerine gölge düşmesi, siyasi ve hukuki çözülme yaÅŸaması konusunda alçak bir yarış maalesef devrededir. Amaç, Türkiye’yi kapana ve köşeye kıstırmaktır. Amaç, Türkiye’nin dirayet ve direncini kırarak her türlü müdahaleye açık hale gelmesini saÄŸlamaktır. Daha vahimi ise devletle millet arasındaki güven baÄŸlarının kopuÅŸuna hizmetle birlikte, nihai aÅŸamada doÄŸal veya doÄŸacak ÅŸikâyetlerin birbirine eklemlenmesini kışkırtıp devlete ve hükümete karşı toplumsal bir direniÅŸin gerekçesini oluÅŸturmaktır. CHP bu pis senaryonun alt yüklenicisi, yerli figüranıdır. DEM derseniz devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü dinamitlemek için hazırda bekleyen bölücü fitnedir” diye konuÅŸtu.
TÜRKİYE İÇİN HAKLI OPERASYON NEDENİDİR
Amerika BirleÅŸik Devletlerinin Suriyede tehlikeli bir oyun oynadığını kaydeden Bahçeli, PKK/PYDnin Suriyenin kuzeyinde yapmayı planladığı yerel seçimlerin ertelemesine iliÅŸkin ise, “Türkiye’nin haklı ve güçlü tepkisi ABD’ye geri adım attırmakla kalmamış, 11 Haziran’da planlanan sözde seçimleri erteletmiÅŸtir. Bu yetmez, bununla yetinmemizi hiç kimse bekleyemez. Bölücü terör örgütünün ABD desteÄŸiyle yapmayı duyurduÄŸu sözde seçimler gündemden tamamen çıkarılmalı, bir daha da tartışma konusu dahi yapılmamalıdır. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin bölünmesine, parçalanmasına, dağılmasına kesinlikle karşıyız. Bu ülkenin siyasi ve toprak bütünlüğüne saygılıyız, her devletin de saygılı olmasını temenni ederiz. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin toprakları üzerinde ameliyata giriÅŸmek, idari yapısıyla oynamak, bölücü terör örgütüne meÅŸruiyet zemini kurmak için sözde demokratik manevralar yapmak, açıkça söylüyorum ki, Türkiye için haklı operasyon nedenidir ve böylesi bir hıyanete seyirci kalmak Türk vatanını, Türk milletini felakete sürüklemekle eÅŸdeÄŸerdir” dedi.
DEMLİ BELEDİYELERİN HEPSİNDE PKK GÖLGESİ HAKİMDİR
Bahçeli, 31 Mart yerel seçimlerinde terör örgütüyle iliÅŸki içinde olan kiÅŸilerin aday gösterilerek Türkiyenin siyasi ve toplumsal çalkantıya mahkum edilmek istendiÄŸini belirtti. Bahçeli, DEM Partinin yöre insanına hizmet etmek gibi bir hedefi olmadığını belirterek, “DEM’li belediyelerin hemen hemen hepsinde paralel yönetim, PKK’nın sözde komiserleri vasıtasıyla ağırlığı ve gölgesi hakimdir. Ãœlkemizin doÄŸu ve güneydoÄŸu bölgesinde bazı belediye baÅŸkanları talimatı bölücü terör örgütü PKK’dan alırken, devletin hazinesinden aktarılan paraları da teröristlere yaÄŸmalattırmaktadır. Dünyanın neresine giderseniz gidiniz, hangi ülkenin hukuk sistemini incelerseniz inceleyiniz böylesi bir tablonun suç olduÄŸunu, hatta devlete ve millete ihanetle eÅŸanlamlı olduÄŸunu görürsünüz. Kayyum edebiyatını ağızlarında sakız gibi çiÄŸneyenler unutmasın ki, teröristlerin görevden alınması hukuk devletinin ÅŸerefidir, hukuk devletinin onurudur, hukuk devletinin ruhudur” ifadelerini kullandı.
ÖZGÜR BEY BİZİM AĞIRLIĞIMIZDA DEĞİLDİR
Kayyum atanmasına karşı çıkmanın demokrasiyle ilgisi olmadığını kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:
“DEM’lenmiÅŸ CHP’nin başındaki zat kayyum ezberini seslendirip halkın iradesinin tanınmadığını söyleyerek kendi kalesine gol üstüne gol atmaktadır. PKK’ya gıkını çıkaramayan, bölücü belediye baÅŸkanlarına en küçük tepki gösteremeyen, Suriye’nin kuzeydoÄŸusundaki hain teÅŸebbüsleri kuzuların sessizliÄŸiyle izleyen bir ÅŸahsın, CHP’nin genel baÅŸkanı olması baÅŸlı başına bir trajedidir. CHP, DEM’lenmiÅŸ, gemlenmiÅŸ, yemlenmiÅŸ, ele geçirilmiÅŸ ve sonuçta ÅŸarampole devrilmiÅŸ, Atatürk’le yollarını çoktan ayırmıştır. Özgür Bey, kavga istediÄŸimizi söyleyip duruyor. Bizim böyle bir niyetimiz yoktur. Böyle bir düşüncemiz hiç olmamıştır. Åžayet kavga edeceksek, ÅŸayet kavgaya gireceksek, Özgür Bey rahat olsun, korkmasın, tırsmasın, baksın iÅŸine, o bizim klasmanımızda da, kalibremizde de, ağırlığımızda da deÄŸildir. Bizim meselemiz maÅŸalarla deÄŸil, tutan ellerledir. Kayyum atanmasını demagojiye baÄŸlayarak toplumsal infiali teÅŸvik etmek arzusuyla yanıp tutuÅŸanlar devletin hükümranlık haklarına ve hukuk güvenliÄŸine kast eden ahlaksızlardır. Ne yapılsaydı, teröristlerin belediyelerde cirit atmalarına göz mü yumulsaydı? Ne olmalıydı, Türkiye fiilen özerkliÄŸin fırtınalı dalgalarına mı sürüklenseydi? Ne bekleniyordu, terör devletinin Türkiye ayağı yozlaÅŸmış demokrasi hezeyanlarıyla teessüs mü etseydi?”
