Sosyal medyada bizi takip edin

Eğitim

Araştırma: Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor

Yayınlanma tarihi:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

İngilizce özel ders platformu Preply’nin Türkiyenin de dahil olduğu 21 ülkede 26 bin 719 katılımcıyla gerçekleştirdiği araştırma, sessizliklerin dünya çapında ortalama 6,8 saniyeden sonra garipleşmeye başladığını ortaya koydu.

SİVİŞOĞLU: BAZI SESSİZLİKLERİN ‘GARİP’ HİSSETTİRMESİ, AVCI-TOPLAYICI TOPLUMLARA KADAR UZANIYOR

Araştırmaya ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, “Sosyal bilimci Ty Tashiroya göre sosyal etkileşimlerde yaşanan sessizlikler esnasında beynimizin ‘kaç ya da savaş’ merkezi olan amigdala bölümünde alarm zilleri çalmaya başlıyor. Bazı sessizliklerin ‘garip’ hissettirmesi, avcı-toplayıcı toplumlara kadar uzanıyor. Küresel bir fenomen olan bu sessizliklerin hangi toplumda ne ölçüde ve ne kadar sürede rahatsızlığa sebep olduğu ise dilin ritmine, melodisine ve dille ilişkilenen kültüre göre şekilleniyor. Online yabancı dil kursları sunan Preply olarak, dil ve kültür araştırmalarımızın en yenisinde garip sessizlik kavramına odaklandık” dedi.

‘ÖZELLİKLE KADINLAR BU DURUMDAN ERKEKLERE KIYASLA DAHA FAZLA RAHATSIZLIK DUYUYOR’

İngilizcede awkward silence olarak adlandırılan ve literatüre de geçen bu durumun bir rahatsızlık unsuruna dönüşmesi için Brezilyada 5,5 saniyenin yeterli olduğunu gösteren araştırma, Taylandda bu sürenin 8,1 saniyeye kadar uzayabildiğini ortaya koydu. Türkiyede bir sessizliğin rahatsızlık unsuru haline gelmesinin ortalama 6,6 saniye sürdüğünü söyleyen Mustafa Ali Sivişoğlu, “Türkler en çok işyerlerinde yöneticilerle yaşadıkları garip sessizlik anlarından rahatsızlık duyuyor. Özellikle kadınlar bu durumdan erkeklere kıyasla daha fazla rahatsızlık duyuyor. Öte yandan Z kuşağına mensup 16-24 yaş aralığındaki bireyler, herhangi bir durumda yaşanan belirsiz sessizlik anlarından daha fazla rahatsızlık duyuyor. Bu da bir bakıma garip sessizliklerin rahatsız edici boyutunun insana ait çok temel bir noktaya, kabul edilmeme kaygısına uzandığını doğruluyor. Yaş ilerledikçe toplumsal kabule yönelik beklentiler azalıyor ve kaygılar hafifliyor; tam da bu sebepten Baby Boomer kuşağı sessizlik anlarında kaygılanmıyor” diye konuştu.

‘EN GARİP SESSİZLİK İLK BULUŞMALARDA YAŞANIYOR’

Araştırma kapsamında Türkiyeden bin 1 kullanıcıya hangi sessizlik durumlarının en rahatsız edici sonuçlara sebep olduğunun da sorulduğunu belirten Mustafa Ali Sivişoğlu, “İlk buluşmalar, yüzde 38lik oranla başı çekiyor. Bu durumu topluluk önünde konuşma yüzde 35lik bir oranla, partnerle önemli bir konuda tartışma ise yüzde 30,7lik bir oranla izliyor. Öte yandan yabancılarla gündelik sohbetler ve asansör gibi sıkışık alanlarda yaşanan sessiz anlar da pek çok katılımcıyı endişelendiriyor. Z kuşağı en çok cenazelerde, ilk buluşmalarda ve topluluk önünde rahatsızlık duyarken, 1946-1964lü yıllar arasında doğan kişilerin sessizliklerden en çok çekindiği durumların başında topluluk önünde konuşma geliyor. Normal şartlarda bir konuşmada duraksama anları yarım saniye kadar olur. Başka deyişle bir nefes süresi kadar boşluklar konuşmanın akıcılığı açısından kabul edilebilir bir zaman dilimi olarak görülüyor. Ancak bu süre uzadıkça hangi cinsiyetten ya da yaş grubundan olursa olsun, herhangi bir ortamda stres seviyelerini doğrudan artırabiliyor” ifadelerini kullandı.

‘DİL RİTMİYLE VE KÜLTÜRÜYLE ÖĞRETİYORUZ’

Bu sessizlik anlarını sona erdirmenin dolgu kelimeler kullanmak, iltifat ederek soru sormak gibi çeşitli yöntemleri olduğunu da vurgulayan Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, son olarak şunları söyledi:

“Özellikle yabancı dil konuşma baskısı altındaki kimseler, bu gibi garip sessizlik anlarında daha fazla bunalabiliyor. Biz bu noktada ana dilini konuşan binlerce yabancı dil öğretmeninin eşliğinde, dili kültürü ve ritmiyle birlikte öğrenme olanağı sunuyoruz. Yabancı dili kitaptan standart bir müfredatla değil, ihtiyaçlarına uygun bir ders programıyla diyalog kurarak, etkileşimle öğrenen öğrenciler, İngilizce filler words olarak anılan dolgu kelimeleri de gündelik konuşma pratiklerinin bir parçası haline getiriyor. Örneğin İngilizce konuşma pratiği esnasında ‘Well’, ‘So’, ‘Anyway’ gibi kelimeler de öğrencilerin dağarcıklarına organik bir biçimde yerleştiriliyor. Bu sayede hem dil öğrenimi işlevini buluyor hem de öğrencilerin yabancı dil kurslarına karşı önyargıları ortadan kalkıyor. Preply olarak dil ve kültürle ilgili araştırmalarla, dilin hayatın içinden bir kavram olduğunu ortaya koymaya ve yabancı dil öğrenmek isteyenleri cesaretlendirmeye odaklanıyoruz.”

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
  • Araştırma: Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor - İstanbul DHA

  • Araştırma: Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor - İstanbul DHA

  • Araştırma: Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor - İstanbul DHA

  • Araştırma: Z kuşağı, garip sessizliklerden daha çok rahatsız oluyor - İstanbul DHA

  • Mustafa Ali Sivişoğlu - İstanbul DHA

Continue Reading
Reklam
Yorum yapmak için tıkla

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir