Türkiye
Antalya- Milyarlık arazi davasının hakimleri, HSK’ya şikayet edilmiş
ANTALYAda değeri milyarlarca dolarlık arazi davasının avukatlarından Necati Yılmazın, davaya bakan 3 hakimi, görevi kötüye kullanma iddiasıyla Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) şikayet ettiği, ayrıca haklarında tazminat davası açtığı ortaya çıktı.
Antalya Kadastro Mahkemesinin 2006 yılında kentin en değerli bölgelerinden Meltem ve Bahçelievler mahalleleri ile Konyaaltı Beach Parkı kapsayan, Arap Süleyman, Hacı Bekirzade Mehmet Ağa ve Hazine adına tescil ettiği 2 milyon 400 bin metrekarelik arazilerle ilgili dava 67 yıldır devam ediyor. Ortaya çıkan yeni mirasçı iddiaları ve bu kapsamda mahkemelerin tedbir kararları nedeniyle davanın bazı hakimleri de şikayet konusu ve mahkemelik oldu.
Hacı Bekirzade Mehmet Ağa ve Arap Süleymanın bazı mirasçıları adına 20 yılı aşkın süredir davayı takip eden avukat Necati Yılmaz, “Esas mevzu, aslında bu yersiz bir dava. Yargılamanın iadesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 375inci maddesinde düzenlenir. 1958de başlayıp 2006da biten yargılamada verilen hükme esas alınan Arap Süleyman Ağanın verasetinin iptaline ilişkin bir dava açmışlar 4üncü Sulh Hukuk Mahkemesinde. HMK 375inci maddede O verasetin iptaline karar verilecek, karar kesinleşecek, ondan sonra yargılamanın iadesini isteyebilirsiniz deniliyor. Oysa bu erken açılmış bir davaydı. Biz bunu defalarca Kadastro Mahkemesinde süren yargılama iadesi sırasında söyledik. Fakat o dönemde karar veren yetkili hakim talebimizi reddetti” dedi.
SUÇ DUYURUSU
Sonrasında yerine başka hakimler geldiğini, aynı taleplerini orada düzelttiklerini anlatan avukat Yılmaz, “Dedik ki, Bakın, burada yargılamanın iadesi talebinde bulunma koşulları oluşmamıştır henüz. 4üncü Sulh Hukuk Mahkemesinde verasetin iptaline karar verilecek, bu karar kesinleşecek, ondan sonra bu müracaat yapılabilir. HMK 379uncu maddede, Bu koşul gerçekleşmeden açılan davanın usulden reddine karar veriliyor deniliyor. Siz de lütfen usulden reddine karar verin dedik. BAM 8inci Hukuk Dairesi kabul etmedi. Kabul etmeyince ben de o dönem, 2019 yılı Şubat ayıydı, bu dosyaya bakan 3 hakimle ilgili HSKya suç duyurusunda bulundum” diye konuştu.
4 AYDA 4 DURUŞMA
Bunun üzerine 4 ayda 4 duruşma yapılarak davanın HMK 379 uyarınca usulden reddine karar verildiğini ifade eden avukat Yılmaz, “Doğru olan buydu ve 2019 yılında verilen bu karar 2 defa BAM 8inci Hukuk Dairesi tarafından usulü nedenlerle geri gönderildi. Tebligat eksik, düzenli değil falan diye. Sonuçta 2023 yılında yine Kadastro Mahkemesinde yargılamayı yapan hakimin de katılımıyla bu talebimiz reddoldu. HMK 375inci maddeye göre kesinleşmiş olması gerekirken 4üncü Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davada bir karar verilecek. O karar kesinleşecek. Ondan sonra bu dava açılması gerekirken BAM 8inci Hukuk Dairesi verdiği kaldırma kararında davanın açılmış olmasını yeterli gördü. Dedi ki, Bu davanın sonucunu bekleyin. Yani şöyle bir absürt durum ortaya çıktı. İptal kararı, hükme esas alınan bir ilamın iptaline karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekirken bu başvurunun yapılmış olmasını yeterli gördü BAM 8inci Hukuk Dairesi” dedi.
YERELDEKİ HAKİM İSTİNAFTA DA DAVAYA BAKTI
Yerel mahkemede yetkili olarak bu davaya bakan bir hakimin, istinaf incelemesinde aynı dosyaya bakmaması gerektiğini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: “En azından etik olarak bakmaması gerekir. Biz buna ilişkin bir dilekçe daha verdik. Dedik ki, Hakim, yetkili olarak bu dosyaya bakmıştır. Hatta bizim taleplerimizin de reddine karar vermiştir. Ara karar da kurmuştur. Dolayısıyla yerel mahkemedeki bir dosyaya bakan hakimin üst mahkemede bu dosyanın istinaf yahut temyiz incelemesine katılması doğru değildir. Hukuken doğru olmadığı gibi etik anlamda da doğru değildir. Bu nedenle verdiğiniz karar yok hükmündedir. Bu kararı geri alın, lütfen düzeltin. Yeniden karar verin dedik. Ayrıca kanunun 375inci maddesi hiçbir yoruma gerek kalmayacak kadar açık ve net. Hükme esas alınan bir mahkeme ilanının kesinleşmiş bir başka mahkeme kararı ile ortadan kalkmasına dayanıyor bu dava. Oysa davanın açılmış olmasını yeterli görüyorsunuz. HMK 46ncı madde de hakimin hukuki sorumluluğunu gerektiriyor. HMK 46da, Hiçbir yoruma hacet kalmayacak kadar açık bir kanun hükmüne aykırı hareket ederse hakim, hukuken sorumludur deniliyor.”
TAZMİNAT DAVASI DA AÇILDI
HMK uyarınca buradaki sorumluluğun Adalet Bakanlığına ait olduğunu kaydeden avukat Yılmaz, “Hakimin verdiği bu zararlardan Adalet Bakanlığı sorumlu. Biz de Adalet Bakanlığı hakkında Yargıtay 8inci Hukuk Dairesinde tazminat davası açtık. 2025/2 esas sayılı dosya ile görülüyor. Karar veren başkan ve 2 üye hakim hakkında tazminat davası açtık. Onlar da davaya cevaplarını sundular. Yargılama devam ediyor. Zira Adalet Bakanlığı davayı kaybettiğinde, karar da kesinleşince bu kez hakimlere rücu hakkı var bununla ilgili” dedi.
YARGITAYIN ÖNÜNE GİTSE DAVA ÇÖZÜLECEK
Avukat Yılmaz, BAM 8inci Hukuk Dairesi Başkanı ve karara katılan 2 üye hakkında HSKya suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatarak, “Çünkü bu görevi kötüye kullanma. Kanun çok açık. Kanunun açık hükümlerine karşı aykırı karar veremezler. Ben bunu böyle yorumluyorum diyemezler. Böyle bir hakları yok. Bu nedenle bu dava tekrar Kadastro Mahkemesinin önüne düştü. Yani dosya bir türlü Yargıtayın önüne gitmiyor. Yargıtayın önüne gittiğinde bu dosyanın çözüleceğini biliyoruz, görüyoruz. Açtığımız tazminat davası da tazminat almak için değil, dosyanın bir şekilde Yargıtayın önüne gitmesini sağlamak için” diye konuştu.
Haber: Mehmet ÇINAR – Kamera: Mehmet YILMAZ/ANTALYA, –