Türkiye
Ankara- Özgür Özel: Bunun adı yenilenme değil, transfer bedelidir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Başkasının eskisinden yeni olmaz. Adalet ve Kalkınma Partisinin dünkü listelerine baktığımızda 23 yıldır ülkeyi yöneten bir parti bir başka siyasi partiden daha 1 gün önce akşamüstü saatlerinde istifa ettirilmiş birisini listelerine koyuyorsa bunun adı yenilenme değil transfer bedelidir” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i parti genel merkezinde ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü. Görüşmenin ardından Özel ve Dervişoğlu, ortak basın açıklaması yaptı. Özel, “Ülkenin temel meseleleri konusunda iki siyasi partinin çok kıymetli kadrolarının çok değerli önerileri hep ortak müştereklerde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra buluşacaktır. Biz Türkiyeyi içinde bulunduğu sıkıntıdan hep birlikte kurtarma noktasındaki ortak irademizi bugün bir kez daha kendimize özgü ifadelerimizle, birbirimizle de paylaşma imkanı bulduk” dedi.
DİPLOMA SORUŞTURMASI AZCİYET İTİRAFIDIR
Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğluna yönelik diploma soruşturmasına ilişkin, “Diploma soruşturması bir acziyet itirafıdır ve kara mizah öyküsüdür. Recep Tayyip Erdoğan, kendi diplomasına şahit okul arkadaşları bulamazken Ekrem İmamoğlunun diplomasını tartışmalı hale getirmek için kendisinden 1 yıl önce, o yıl ve 1 yıl sonra yatay geçişlerini yapmış, daha sonra diplomalarını almış, o günden bugüne mesleklerini icra eden onlarca kişinin diplomalarını tartışmalı hale getirmeye çalışacak kadar bir acziyet içindeler. Sayın İmamoğlunun bu konuda zaten herhangi bir hukuki sıkıntısı yok. Mesele Sayın İmamoğlunun cumhurbaşkanı adaylığından duyulan endişenin ve Recep Tayyip Erdoğanın etrafına ‘Bir şeyler yapın ve engel olun’ talimatının AK Parti kadrolarındaki, bu kadroların bir kısmının da aktif olarak Adalet Bakanlığından bordrolu olduklarını da hatırlatmak lazım, büyük bir telaşla saldırırken 5 ayrı siyasi yasağın üstüne 6ncı olarak da ortaya konmuş, acemice atılmış bir adımdır. Ekrem İmamoğlunun yapılan işlemi üzerinden 31 yıl geçmiştir. Ve bir kişiye özel bir işlem değil, dönemdeki tüm öğrencilere yapılan işlemdir. Son derece hukukidir. Bu konudaki aklı başında tüm hukukçuların yaklaşımlarını sizler de takip ediyorsunuz. Bu iş döner dolaşır, Recep Tayyip Erdoğanı bir daha vurur. Ekrem İmamoğlu çıkar, sınıf arkadaşlarıyla toplantılar yapar, yemekler yer, okulda tuttuğu notlarıyla, kendi diplomasını nasıl alnının teriyle kazandığını ispat eder. Recep Tayyip Erdoğan yine kendisinin diplomasına şahitlik yapacak bir kişiyi bulur. O da Muğla Büyükşehir Belediye Başkan adayı yaptığı akademisyenden başka birisi değildir” dedi.
‘VATANDAŞIN DURUMUNA YÖNELİK FİKİR BİRLİĞİ VAR’
Erken seçim konusuna da değinen Özel, “Dervişoğluyla veya İYİ Partinin kurumsal tutumuyla, CHPnin arasında nüans var. Bu nüansları farklı şekilde yorumlayıp iki partiye de haksızlık yapmamak lazım. Örneğin, Cumhuriyet Halk Partisinin erken seçim istemesini Recep Tayyip Erdoğanın yeniden aday olmasına olanak tanımak olarak görmemek lazım. Sayın Elitaşın tarif ettiği erken seçim bile demeye dilinin varmayıp, ‘Öne alınmış bir seçim 2027’de olur. Cesaretiniz varsa buraya gelin’ deyip, 2,5 yıllık bir cesaret gösterdiği noktaya kargalar bile güler. Biz Tayyip Erdoğanı adaylaştırmak için yapılacak bir seçimin öne alınmasında var olmadığımızı daha önceden defalarca ifade ettik. Diğer yandan Cumhuriyet Halk Partisinin artık vatandaşın dayanacak gücünün kalmadığı; emeklinin, asgari ücretlinin, çiftçinin, esnafın ki bunların içinde bulundukları hazin durumla ilgili yukarıda da bir görüş birliği içinde büyük sıkıntının altını birlikte çizdik. Bizim bu durumda bir erken seçim talebimizi ve erken seçimin adayının erken açıklanmasına ilişkin irademizi ortaya koyduğumuz noktada da aradaki nüansın sanki İYİ Partinin bu kadar sıkıntılar varken erken seçim istemiyormuş, bu iktidar değişsin istemiyormuş gibi yorumlanması da büyük haksızlık olur. Aramızda meselenin anayasal durumuna ve vatandaşın durumuna yönelik olarak tam bir fikir birliği var. Ancak siyasi adımların önceliği-sonralığı, sıklığı-seyrekliği noktasında her parti kendi siyasetini milletimize kendi ifadeleriyle en doğru ve en haklı biçimde ifade etmektedir” ifadelerini kullandı.
KENDİNİ BİLE TEKRAR ETMENİN GERİSİDİR
Muhalefetten ayrılan bazı isimlerin AK Partinin 8inci Olağan Kongresinde rozet takmasına ilişkin soru üzerine Özel, “Sayın Erdoğan, öz eleştiri yapacaklarını, yenileneceklerini, değişeceklerini ifade ediyordu. Tabii değişim siyasette olmazsa olmaz bir kavram ve Cumhuriyet Halk Partisi, 2023 genel seçimlerindeki sonuçlardan sonra öz eleştiri nasıl yapılır, bir partiye değişim nasıl gelir, aslında iyi bir örnekti AK Partinin önünde. Ama dün AK Parti kongresinde yeni neyi gördük? Yeni hangi programı, hangi söylemi gördük? Korkuyu, tehditleri gördük, sivil toplum örgütlerine üstü kapalı bir şekilde şantajları gördük de yeni ne gördük? İnsanlar belki kadrolarda bir şey görürüz diye baktılar. Başkasının eskisinden yeni olmaz. Adalet ve Kalkınma Partisinin dünkü listelerine baktığınızda 23 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin bir başka siyasi partiden daha 1 gün önce akşamüstü saatlerinde istifa ettirilmiş birisini listelerine koyuyorsa bunun adı yenilenme değil transfer bedelidir. Bir partinin listelerindeki transfer bedeli, o partinin en üst karar organında görev almak oluyorsa o parti zaten bitmiştir, tükenmiştir. Bizim geçen hafta bir siyasi partiye yaptığımız ziyarette heyette bizi karşılayan, o sırada ve kamuoyuna açık beyanlarında rejime tek adam rejimi diyen, Recep Tayyip Erdoğanın bugünkü adaylığının bile anayasal olmadığını, geçen seferki adaylığının bile anayasal olmadığını söyleyen ve bunun Türkiyeyi felakete götürdüğünü söyleyen birisi, partisinden istifa ettikten 14 saat sonra bir başka partinin yönetim listelerinde yer alıyorsa; gidene bir şey demeyeceğim de, onu alıp o listeye yazana senin bundan ne faydan olur, ne muradın olur? Bu yaptığınız öz eleştiri midir, o anayasa profesörü hanımefendinin ifadeleri senin partin tarafından da mı benimsenmiştir? Yaptığınız iş kendini bile tekrar etmenin gerisindedir” dedi.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMASI YAŞANMASINA TARAF DEĞİLİM
Müsavat Dervişoğlu ise erken seçim tartışmalarıyla ilgili, “Ben Türkiyenin gündeminde bugün bir erken seçim tartışmasının yaşanmasına taraf değilim. Siyasette Recep Tayyip Erdoğanın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin önünü açacak tartışmaların güncellenmemesi lazım. Onun iştahının kabartılmasına vesile olabilecek adımların atılmaması lazım. Dünkü konuşmasında ifade etti. ‘Türkiye yüzyılını inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine getirmekten kaçınmayacağız’ dedi. Sayın Özelle ben muhalefetin baş aktörlerinden ikisiyiz. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğanın kurduğu tuzaklara düşmemize tecrübemiz manidir; hem Cumhuriyete olan bağlılığımız manidir, hem de demokrasiye olan bağlılığımız manidir” dedi.
Dervişoğlu, İmamoğlu’na yönelik diploma soruşturması ile ilgili, “Sayın Ekrem İmamoğlu, Tayyip Erdoğanın doğal rakiplerinden biridir. Siyaseten onun önünü kesebilmek adına yargı da dahil olmak üzere tüm yöntemlere kalkışacağını, her şeyi kullanmaya tevessül edeceğini, ona da demokratik teamüller ve gelenekler çerçevesinde İYİ Parti olarak karşı duracağımızı ifade etmek isterim” diye konuştu.
VATANDAŞIN OYU NAMUSTUR
Dervişoğlu, muhalefetten AK Partiye katılımlarla ilgili de “Dün, Adalet ve Kalkınma Partisinin listelerinde yönetici olarak seçilmiş milletvekillerinin biri hariç tamamı aylar önce partimizden ayrılmış insanlardır. O dönem ayrılışlarıyla alakalı değerlendirmede bulunurken de olumsuz herhangi bir beyanı dile getirmedim. Siyasi partilere mensup insanların seçildikleri partiye verilmiş oylarla Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev deruhte ettiklerini de ifade ettim. Bazı ayrılıkların bizim açımızdan bakıldığında özgürleşme olarak tanımlanması muhtemeldir; ama ortaya çıkan algıya baktığımızda sanki o arkadaşlar dün Adalet ve Kalkınma Partisine katılmış gibi gösteriliyor. Demokrasilerde vatandaşın kullandığı oy namustur. O namusu koruyacak olan da siyasetçinin namusudur. Benim kimsenin siyasi namusundan mesul olmadığımın bilinmesini isterim. Aldıkları oya ihanet edenlerin yeri, demokrasiye ve demografiye ihanet edenlerin yanıdır” dedi.
Haber: Samet ÖKSÜZ/ANKARA,
