Türkiye
Ankara – Doç. Dr. Otrar: Şiddet, ihmal ve istismar konularında çocuklarımızı koruyacak programlar hazırlıyoruz
![](https://r.songelisme.com/google-news-icon.png)
MİLLİ Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, “Şiddet, ihmal ve istismar konularına karşı çocuklarımızı yani öğrencilerimizi korumak, güçlendirmek amacıyla çeşitli programlar hazırlıyoruz ve bunları da yıl boyunca uyguluyoruz” dedi.
TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü yetkililerini dinlemek üzere AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Aydoğdu, “Milli Eğitim Bakanlığı esasen çocuk söz konusu olduğunda çok önemli bir yere sahip. Geçtiğimiz günlerde Aile Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığını dinledik. Her iki bakanlık da herhangi bir sorun çıktığında sorun çözen, ancak Milli Eğitim bütün evladı vatanı beşikten yetişkinliğe kadar elinden tutup ailelerin verdiği, bütün çocuklarımızın eğitildiği, hayata katıldığı yer, yani hayatın kapısı olan bir bakanlık. O açıdan meselenin asıl sahibi, çocuklarımızın hepsinin ihtiyaçlarını, sorunlarını, başarılarını, başarısızlıklarını emanet ettiğimiz bir bakanlık” ifadelerini kullandı.
OKULLAR ÇOCUKLARIMIZIN EN FAZLA GÜVEN İÇİNDE OLDUKLARI ORTAMLARDIR
Komisyon toplantısının açılış konuşmasının ardından Aydoğdu, komisyonun çalışma süresinin 1 ay daha uzatılmasına ilişkin öneriyi oylamaya sundu. Oylama sonucunda öneri komisyonda kabul edildi. Ardından Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Müdürü Doç. Dr. Mustafa Otrar, komisyonda sunum yaptı. Çocuklara karşı şiddetin önlenmesi için yoğun bir faaliyet yürüttüklerini belirten Otrar, “Bakanlığımızın faaliyetleri temelde, çocuklarımızın olumlu ruh sağlığı geliştirmesi; aslında buradan hareketle, insanlarımızın olumlu ruh sağlığı ve bunu tamamlayan birtakım davranışlarla eğitimlerimizden istifade etmesine odaklıdır. Şiddet ve türevi davranışlar, bunların sayısı çok fazla. Bugün ihmal ve istismar daha ön planda, bunların beslendiği kaynaklar aslında sağlıklı gelişimin gerçekleşmediği koşullarda daha fazla besleniyor. O yüzden, bütün ağırlığımızı Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinin çeşitli boyutlarında uygulama alanı bulacak şekilde öğrencilerimize sunuyoruz. Ben birkaç tane bir örnek vermek isterim havada bırakmamak için. Hani, ne yapıyoruz? Tamam, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli diyoruz ama neyinden bahsediyoruz? Mesela, sağlıklı kişilik yapısı bulunan ve sosyal açıdan topluma uyum sağlayan bireyler yetiştirmek bu modelimizin önemli amaçlarından bir tanesi. Milli ve manevi değerleri de merkeze alan, çevre dostu olan, iç dünyasında bir ahenge sahip okul ortamları mesela geliştirmeye çalışmak. Bir davranış varsa bunu tetikleyen mutlaka bir sebep vardır. Hiçbir davranış kendi kendine ortaya çıkmaz. Biz özellikle okul ortamlarında eğitim ortamını olabilecek en ideal konuma taşımak suretiyle çocukların hem korunmasını hem de olumlu davranışlar geliştirmesini desteklemeye çalışıyoruz. Açıkçası, çok uzun zamandır hem mesleki hem akademik anlamda takip ettiğim bir alan olduğu için gönül rahatlığıyla şunu söyleyebilirim; yani okullar şu anda kurumsal yapı itibarıyla çocuklarımızın en fazla güven içinde oldukları ortamlardır” diye konuştu.
OKULDA KALMALARINA SEBEP OLAN FAKTÖRLERİ İYİLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ
Şiddetin engellenmesi için okullaşma oranının artırılması gerektiğini söyleyen Otrar, “Okullaşma oranı artırılması gerekiyor. Okuryazarlık oranlarının artırılması, müfredatlara yani programlara yönelik faaliyetler, bilgilendirme ve farkındalık artırmaya yönelik faaliyetler, şiddeti artıran değişkenlere ait faaliyetler, tedbir kararlarına yönelik olan faaliyetler, psikososyal destek çalışmaları, şiddetle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler ve yine, en sonunda, 2025 yılında gerçekleştirilecek, planladığımız, halihazırda süren ama aynı zamanda devam da eden, bu yıl içerisinde yapmayı düşündüğümüz faaliyetler var. 2002 yılında başlatılan ve Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde gerçekleştirilen, Haydi Kızlar Okula kampanyası burada bir örnek faaliyet olarak sunulabilir. Burada okullaşma oranlarının artırılmasına yönelik, özellikle kız çocukları için gerçekleştirilen bir faaliyetti. Bu, 2023 yılı itibarıyla yüzde 87,17 civarına ulaşmış durumda. Bugün bu rakamlar biraz daha yüksek durumda. Diğer taraftan, eğer biz bu önleyiciliği eğitim faaliyetleri içerisinde sağlamayı temin ediyorsak o zaman çocuklarımızın eğitim süreçleri içerisine dahil olmaları ve mümkün olduğu kadar orada kalmalarını arzu ediyoruz. Bunun için de çocuklarımızın okulda kalmalarına, okulda bulunmalarına sebep olan bütün faktörleri iyileştirmeye, uzak kalmalarına sebep olabilecek bütün uyarıcıları da faktörleri de olabildiği kadar elimine etmeye çalışıyoruz. Bu bağlamda, devamsızlık sorununa ait gerçekleştirdiğimiz birtakım faaliyetler var. Okula katılımının artırılması, hani bizim daha çok ifade ettiğimiz biçimiyle devamsızlığın önlenmesi anlamındaki faaliyetler de bu grubun içine giriyor” dedi.
BECERİ KAZANDIRMA PROGRAMLARINI UYGULAMAKTAYIZ
Otrar, Milli Eğitim Bakanlığı ders kitaplarında yer alan içeriklerin çocuklara temel hakları, özgürlükleri destekleyen ve ayrımcılığı reddeden bir yaklaşımla hazırlandığını ve Talim Terbiye Kurulu tarafından, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline eklendiğini aktardı. Otrar, “Rehberlik bütün kurumlarımızı ilgilendiren faaliyetleri aslında kapsıyor ama diğer taraftan, bunun özellikle hani bütün okullarımızda özellikle nerede çocuğa ulaşabileceği sorgulanacak olursa rehberlik servislerinin ve orada görev yapan uzmanlarımızın bu konuda daha stratejik bir konumda bulunduğunu söylememiz mümkündür. O yüzden, onlara yönelik olarak yani onların kullanacağı programlara yönelik olarak da çalışmalarımızı gerçekleştirmekteyiz. Şiddet, ihmal ve istismar konularına karşı çocuklarımızı yani öğrencilerimizi korumak, güçlendirmek amacıyla çeşitli programlar hazırlıyoruz ve bunları da yıl boyunca uyguluyoruz. Burada vurgulamamda fayda var; bunlar beceri temelli programlardır, yani sadece ne olduğunu bilmek değil, aynı zamanda bunu yapabilmekle ilgili unsurları da içerir. Bir örnek vermek gerekirse, adaletin ne olduğunu öğretmekle hani bir bilgi olarak kazandırmakla kalmaz. Bunu adil davranabilme becerisine; mesela, özdenetim nedir, bunu bilmek yeterli değil, gerektiğinde kendi kontrollerini sağlayabileceği beceriyle bunu ortaya koyması yani yaşamın içerisinde bunları icra edecek forma dönüştürülmesi diye özetleyebileceğimiz bir beceri kazandırma programlarını bu kapsamda uygulamaktayız” değerlendirmesinde bulundu.
Haber-Kamera: Aliekber METE- Canberk ÖZTÜRK/ ANKARA, –
![](https://r.songelisme.com/2021/04/songelisme-e1619686428439.png)