Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

Ankara- Atık malzemeleri ‘diorama’ sanatı ile dönüştürdü

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

ANKARAda diorama (3 boyutlu modelleme) sanatçısı Melih Şentürk (50), evine kurduğu atölyede atık ve hurda malzemelerle gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikayenin, ışık oyunlarının da desteğiyle üç boyutlu modellemesini yapıyor.

Kentte 13 yaşından itibaren hurda ve atık malzemeleri sanat eserine dönüştüren diorama sanatçısı Melih Şentürk; kil, ahşap, karton, eski oyuncak, düğmeler, atık kablolar ve hurda parçaları kullanarak gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikayenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu modellemesini yapıyor. İlk eserini, babasının aldığı müzik setini parçalarına ayırıp vinç haline getirerek yapan Şentürk, çalışmalarında ağırlıklı olarak atık, hurda ve doğal malzemeler kullanıyor, bu sayede de hem sanata hem de geri dönüşüme katkı sağlamayı hedefliyor. Eserlerini 3-6 ay aralığında tamamlayan Şentürk, çalışmalarını çeşitli fuarlarda ve kültür merkezlerinde sergiliyor. Şentürk, çocukluğundan itibaren minyatür objelere ilgi duyduğunu belirterek, “Küçük parçalarla çalışmak beni çok heyecanlandırıyordu. 7 yıl önce diorama atölyemi açarak tüm zamanımı buraya vermeye başladım. Birçok kırtasiyede diorama malzemeleri temin edebilirsiniz ancak ben çalışmalarımı çevremden topladığım malzemelerle yapıyorum” dedi.

TÜRKİYEDE MAKET OLARAK BİLİNİYOR

Dioramanın 1800lü yıllara dayanan bir sanat olduğunu aktaran Şentürk, “Kıymetli bir sanat. Aslında bir resim yapıyorsunuz. Bir tablo yapıyorsunuz. Bunu 3 boyutlu halde yapıyorsunuz. Maalesef Türkiyede çok bilinmiyor. Maket olarak biliniyor. Maketle hiçbir ilgisi yok. Maketçilik de müthiş bir sanat, Türkiyede müthiş maket ustaları var fakat maket aldığınız bir parçayı, aldığınız hazır bir kiti birleştirip üretme sanatı. Bundan defalarca kez yapabilirsiniz. Ama dioramanın Türkiyede bilinmemesini çok da yadırgamıyoruz. Uzak Doğuda daha çok merak uyandıran bir sanat. Orada malzemeleri alabileceğiniz yerler de var. Burada hala maket olarak biliniyor. Hatta sergi açtığınız zaman gelen insanların birçoğu diorama ismini ilk defa duymuş kişiler oluyor. Ben bunun için elimden geleni yapacağım. Özellikle distopik diorama üzerine bu sanatı tanıtmaya çalışacağım” ifadelerini kullandı.

SATIN ALAMASINLAR DİYE YÜKSEK FİYAT SÖYLÜYORUM

Doğadaki kaynakların yok edilmesine dikkat çekmek için distopik tarzda eserler yaptığını ifade eden Şentürk, “Tanıdıklarıma Atmak üzere olduğunuz oyuncaklar, malzemeler, eski atık parçaları, tahtalar, aklınıza ne geliyorsa bana gönderin diye haber verdim. Bana koliyle parçalar gelmeye başladı. 7 sene önce distopik tarzda başladığım esere ilk koyduğum parça tamamen atık bir parçaydı. Çöpe giden oyuncaklar, eski tahta parçaları, elektronik parçalar, bilgisayar içindeki parçaları kullanıyorum. Eserlerimi satın almak isteyenler oluyor fakat satın alamasınlar diye bilerek yüksek fiyat söylüyorum. Hareketli olan birkaç çalışmam var. Sergilediğim zaman, hareketli olan çalışmalarım çok daha fazla ilgi çekiyor. İnsanlar, onun başında durup fotoğrafını, videosunu çekiyorlar ve uzun uzun izliyorlar” dedi.

GELECEKTEKİ FELAKET SENARYOLARINI CANLANDIRIYORUM

Eserlerinde, doğal kaynakların yok edilmesinden sonraki dünyaya ait mesajlar yer aldığını söyleyen Şentürk, “Eserlerimdeki sahneler, gelecekteki felaket senaryolarını canlandırıyor; insanların sadece barınmak için yaşadıkları hayatta, etraftan topladıkları hurdalarla yaptıkları barınakları anlatıyor. Hastalıkların hakim olduğu, dünyanın sonu veya dünyanın sonuna yakın olduğu bir ortamı anlatıyor. Eserlerimde insanların sürekli enerji üretmeye yönelik kullandığı hayatta kalabilmek için kullanılan malzemeler, su depoları, elektrik santralleri, rüzgar enerjileri ve kablolar gibi şeylere çok fazla denk gelebilirsiniz. Bu atıkları, bu şekilde atmaya yani bu şekilde tüketmeye ve sömürmeye devam edersek ileride bu atıklardan yapacağımız barınaklarda yaşamak zorunda kalacağız” diye konuştu.

BU SANAT SABIRLA TERBİYE EDİYOR

Bu zamana kadar 100e yakın öğrenciye özel ders verdiğini söyleyen Şentürk, diorama sayesinde özellikle teknoloji bağımlısı gençlerin odaklanma sorunlarında azalma fark ettiğini dile getirdi. Şentürk ayrıca, öğrencilerinin bu sanatla uğraşırken dikkatlerini toplayarak anda kaldıklarını ifade ederek, “Size en büyük kazancı müthiş bir sabır yeteneği oluyor. Bu sanat sabırla terbiye ediyor. Çok iyi odaklanabiliyorsunuz. Sohbet ederken karşınızdaki insanın gözüne bakarak dakikalarca konuşabiliyorsunuz. Beyin de inanılmaz faaliyete geçiyor. Problem çözme yeteneğiniz artabiliyor” dedi.

Şentürk, ilerleyen günlerde farklı projelere imza atacağını kaydederek, “İstanbulda ve Ankarada şehri simgeleyen bazı yapılar var. Ankara için Atakulenin distopik dioramasını yapmayı çok istiyorum. O özel bir çalışma olacak. Aynı şekilde İstanbuldaki Galata Kulesini yapmayı çok istiyorum” diye konuştu.

Haber-Kamera: Mikail KARAMAN-Samet ÖKSÜZ/ANKARA,-

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam