POLİTİKA
AK Parti Milletvekili Türkeş AK Parti’yi uyardı!
Yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’ten önemli uyarılar geldi. Türkeş, “Anayasaların her 3-5-10 veya 20 yılda bir sil baştan değiştirilmesi veya değiştirilmek istenilmesi hadisesi hem dünyada eşine az rastlanır bir durumdur hem de son derece sakıncalıdır” şeklinde konuştu.
AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı’nın (TÜDEV) sitesinde AK Parti ve MHP’nin başlattığı anayasa çalışmalarını değerlendirdi. AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, AK Parti’yi uyardı. “Anayasa Dükkanı Talan Ediliyor?” başlıklı yazısında Türkeş şu ifadeleri kullandı, “Anayasalar değiştirilemezler mi? Hiç şüphesiz anayasalar şartlara ve ihtiyaçlara göre onarılabilir. Ancak anayasaların her 3-5-10 veya 20 yılda bir sil baştan değiştirilmesi veya değiştirilmek istenilmesi hadisesi hem dünyada eşine az rastlanır bir durumdur hem de son derece sakıncalıdır.
“BU ŞAHISLARIN HAKKI DA HADDİ DE DEĞİLDİR”
Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez ilk 4 madde dışında 1982 Anayasasının çok büyük bir kısmı bugün zaten değişmiş vaziyettedir. 21. yüzyılda kalıcı ve toplumu onlarca yıl taşıyabilecek ve yönlendirecek bir anayasayı hazırlamak; ne mazilerinde maluliyet bulunan hukuk adamlarının işidir, ne de meclisin herhangi bir döneminde herhangi bir partiden meclise girmiş, hukuk okumuş ve/veya diploması olanların ve/veya bir sonraki dönem “Acaba bana da bir yerden fırsat doğar mı?” ümidindeki üniversite kadrolarının işi değildir. Bu hiçbir şekilde bu şahısların hakkı da haddi de değildir.
“ANAYASA SIKILINCA ÇIKARTILAN BİR ELBİSE DEĞİL”
Türk siyaset kurumu 2023 yılında yani Cumhuriyetimizin 100. yılında yeni bir anayasayı dokumak istiyorsa eğer, kültür kökü ve siyasi felsefesiyle birlikte Türk milletinin kurucu kodlarını ihya etmekten başka bir çaresi bulunmamaktadır. Anayasa milletçe giydiğimiz, çıkardığımız ve canımız sıkılınca değiştirebildiğimiz, çöpe attığımız yahut bağışladığımız bir elbise değildir, bizzat derimizde taşıdığımız ve derimize kazınan bir olgudur.”
Bizi takip edin:
