Politika
Ağıralioğlu: Mehmet Uçum’la birebir aynı şeyleri düşünüyorum

Anahtar Parti lideri Yavuz Ağıralioğlu, partisinin genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu. Ağıralioğlu, “Türkiye’nin etrafında uzun bir zamandır bedelini bizim ödemekte olduğumuz Suriye kriziyle başlayan şimdi Şam’ın düşmesinde itibaren İsrailin yeni güvenlik programına dönüştürülen evveli de zaten böyleydi, bir süreç var. Kamuoyunun dikkatini çekiyoruz. Türk milletine haber veriyoruz. Türk devletinin yöneticilerini uyarıyoruz. Sınırlarımızın hemen bitişiğinde bir Amerikan projesi, bir İsrail güvenlik programının en kuvvetli sacayağı oluşturuluyor. Bu oluştururken gözümüzün içine baka baka NATO hukuku çiğneniyor. Teröristler Amerikanın hava araçlarıyla, helikopterlerle, askeri araçlarla aktör haline getirilecek şekilde Iraka taşınıyor. Irakta birbiriyle problemli olan unsurlar barıştırılıyor. Peşmerge Bakanlığı kuruluyor. 100 bin kişilik ordudan bahsediliyor. Kerkük’e İngiliz üssü kuruluyor. Hava savunma sistemleri de dahil birtakım tertibatlar alınıyor. PKK-PYD Suriyede Amerika Birleşik Devletinin kara gücü haline dönüştürülüyor. Asker eğitimler veriliyor, uçuşa yasak bölgeler ilan ediliyor. Askeri üsler Güney Kıbrıs Rum kesimine hukukumuzu çiğneyecek, bölgedeki varlığımızı tehdit edecek şekilde askeri yığınaklar yapılıyor. Adalar silahlandırılıyor. Yunanistana Amerika Birleşik Devletleri Türkiyedeki üsleri boşaltacak şekilde yeni bir mevzilenmeye imkân alacak şekilde yerleşiyor. Görülüyor ki, bölgede bir mutabakat var ve mutabakat Türkiyenin aleyhine. İmralı canisini İmralı sakinliği yapmaya dönüştüren berbat sürecinde bu işlerle alakalı tarafları var. Görülmesi lazımdır ki, bu çözüm çalıştayı, Hüdaparın öncülük ettiği çözüm çalıştayı, anayasa tartışmaların içerisindeki kimlik mevzuları bütün bunlar Türkiyenin önümüzdeki dönem yükünün çok ağırlaşacağını gösteriyor” diye konuştu.
Ağıralioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ağırlaşan şartlara güçlü devlet lazım. Ağırlaşan şartlara akıllı, iradeli, ferasetli, cesaretli, maharetli bir yönetim lazım. Bu ağırlaşan şartları Türk milleti, Türk devletinin lehine yönetebilecek bir dirayet lazım. Bu ağırlaşan şartları siyasette ağlama duvarına çevirmeyecek, mızmızlanyacak, devamlı şikâyet etmeyecek, inisiyatif kullanacak, güçlü olacak, kudretli olacak, devletini milletini birleştirecek bir yönetim ciddiyeti lazım. Görülüyor ki, her geçen gün sadece olanı biteni gördük, ne yapmaya çalıştığınızı heves ettik demekten daha önemli işler yapmak zorundayız. Bundan sonraki işlerimizin çerçevesinde şu oturması lazım. ‘Biz sizi muhatap aldığınız teröristlere muhatap almayacağız. Size bu devleti kurdurmayacağız. Elinde silah olup bizim sınırımıza yığdığınız ne kadar alçak varsa ellerindeki silahlar alacağız. Kurmayı hayal ettiği devleti başınıza yıkacağız. Irakta heves ettiğiniz üsleri bizim devletimizin aleyhine kullanmanıza engel olacağız. Kerkük’ün, Halepin, Şamın içerisine mevzilenmiş İsrail güvenlik programını hesap yapanların başında paralayacağız’ diyebilecek bir devlet iradesi lazım. Bunu diyebilmek için de güçlü devlet olacağız. Türkiyenin görünümüyle alakalı bu mevzu ettiklerimizin siyasi politik tartışmaların dışından bir gözle bakılınca bile ülkenin görünümümüzle ilgili kötü bir kötü bir hal arz ettiğini ifade etmek isteriz.”
Ağıralioğlu, “Türkiyede siyaset maalesef meselelerin doğru konuşma imkanını uzunca zaman önce kaybetti. Anahtar Partinin bir mesuliyeti var. Biz bu tahterevalliyi bozacağız. İtiraza muhteva, itiraza nezaket, itiraza sorumlulukla güvenli bir alan açacağız. Türkiyede itirazımız daha iyi bir ülke, daha güçlü bir memleket, daha güçlü yarınlar için bizim itirazımız, bizim gayretimiz, alın terimiz, çocuklarımız bizim bulduklarımızdan daha iyi şartlar bulsun onun için. Buna istinaden önce itiraza güvenli bir liman, önce itiraza daha iyisini arayış iradesi olduğu için, daha iyisini arama gayreti olduğu için itibar. Böyle bir alan açmak zorundayız. Her itiraz edene düşman, her itiraz edene memleket, millet hasmı gösteren bu siyasal iklim memleket için daha iyisini konuşabilme imkanına mahrum bırakır bizi. Biz daha iyisini konuşanlarız. Daha iyisine inanılırız. Daha iyisinin yapılabileceği güçlü yarınlarımız için emek eden, alın teri dökenleriz. Bu ülke bugün bu şartlarda yaşıyorsa bundan çok daha iyisini yaşayabileceğine, bundan daha fazlasını yapabileceğimize, bundan daha zengin olabileceğimize, bundan daha kuvvetli, kudretli bir ülkeyi ayağa kaldırabileceğimize olan inancımızla siyaset yapıyoruz” dedi.
Ağıralioğlu, “Bu çözüm laflarının bizim hafızamızdaki, tedai ettirdiği şeyi daha önce büyük çözülme olduğu için bu Çözüm Çalıştaylarına, Çözülme Çalıştayları demeyi ben adet edinmiştim. Eski zaman çözümde olduğu gibi. Daha önce de uyardım. Bir daha uyarıyorum. Mehmet Uçum Beyle birebir bu konuda aynı şeyleri düşünüyorum. Mehmet Bey’in açıklamasını okudum. Hüdapar Çalıştayına söylüyor; ‘Ne yaparsanız yapın terörsüz Türkiye pazarlıksız, kayıtsız, şartsız gerçekleştirecektir’. Terörsüz Türkiye geçildiğinde milli devletin esaslarını, Cumhuriyet, üniter yapı, Türk milleti, Türk vatandaşlığı ve Türkçeyi, Türk bayrağı ve İstiklal Marşını kimse tartışmaya açamayacaktır’. Kıymetli bir laf. ‘Cumhuriyetle kazanılan milli devleti tartışmaya açmak ve beka sorunu çıkarmak kimsenin haddi değildir. Buna asla geçit verilmeyecektir. Tam tersine terörsüz Türkiye, milli devleti daha da güçlendirecek, adımların atılmasını sağlayacak ve yurtsever demokrasiyi güçlendirecektir’. Herkes duysun. Hükümetin içerisinde mevzilenen, bölücülük de duysun. Bu son süreçte Suriyeden başlayan ve Türkiyeye giden sınırlarımızı yalayacak şekilde ateş hattına çekebilecek olan sürecin heveslileri de duysun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti üniter bir devlettir. 85 milyon varlığımızın adı Türk milletidir. Bayrağımızın adı Türk bayrağıdır, milletimizin adı Türk milletidir, dilimiz Türkçedir. Bunlardan taviz vermek esasına dayalı hiçbir hevese müsaade edilmeyecektir. Bu hassasiyet merkezinde önümüzdeki dönem bir bölünme hevesini, ana dilde eğitimle, anayasada bir üniter yapıyı haleldar edecek bir gevşemeyle buluşturma heveslerini bu sertlikle göğüslüyor olmalarını çok kıymetli buluyorum. Umarım bu hassasiyetler hükümetin bu süreçle ilgili kırmızı çizgileri olur. O bizim çok hassasiyetli üstünde durduğumuz bir şeydir. Çünkü önümüzdeki dönem bir taraftan da Tayyip Bey dahil anayasa tartışmaları gündemdedir. Anayasa tartışmalarının merkezinde bu Mehmet Uçum Bey şu lafları nezaret etmelidir. Yani anayasa tartışmalarının olmazsa olmaz ilk şartı cumhuriyet, üniter yapı, Türk milleti, Türk vatandaşlığı, Türkçeyi ve İstiklal Marşı’nı asla tartışmayacağımız bir kırmızı çizgi hattında konuşabilirsiniz. O zaman konuştuklarımıza biraz kulak kabartabiliriz. Bunların herhangi birinin haleldar olacağı bir zemini tartışmayı, müzakereyi devlet millet varlığımıza tehlike sayarız. Kabul etmeyeceğimizi beyan ederiz” diye konuştu.
