Politika
Erdoğan: Büyük Zafer’den aldığımız ilham ve cesaretle, ülkemizi daha aydınlık geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri programına katıldı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğanın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bakanlar ve davetliler katıldı. Programda, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşının okunması ve Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş dua etti. 30 Ağustos Zafer Bayramının 102nci yılı dolayısıyla hazırlanan filmin gösterimi yapıldı. Programda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Irakın ve Suriyenin kuzeyi, Azerbaycan, Bosna Hersek, Somali ve Kosova ile yurt içinde görev yapan askeri birliklerin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama video mesajları da yayınlandı. Erdoğanın davetlilere hitabının ardından şarkıcı Ferhat Göçer, MSB Armoni Mızıkası eşliğinde şarkılar seslendirdi.
Erdoğan konuşmasında, İstiklal ve istikbal uğrunda canlarını ortaya koyan kahramanların fedakarlıklarını hiçbir zaman unutmadıklarını ve unutmayacaklarını vurgulayarak, “Ölümü öldüren cesaret abidelerinden devraldığımız emaneti şanla, şerefle taşımaya devam edeceğiz. Siz dostlarımla birlikte tüm milletimizin, dünyanın farklı ülkelerinde hayat mücadelesi veren vatandaşlarımızın ve Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun” dedi.
KURTULUŞ SAVAŞIMIZIN DÖNÜM NOKTASI BÜYÜK TAARUZ VE BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHABERESİDİR
Erdoğan, ağustos ayının tarihte Türkün zaferler ayı olduğunu vurgulayarak, “Bu ay içerisinde hepsi tarihimizde birer kilometre taşı niteliğindeki Mercidabık Zaferini, Otlukbeli Zaferini, Çaldıran Zaferini, Belgrad Zaferini, Mohaç Zaferini, Kıbrısın fethini idrak ettik. Dört gün önce, milletimize Anadolunun kapısını açan Malazgirt Zaferinin 953üncü sene-i devriyesini büyük bir gururla kutladık. Sultan Muhammed Alparslan ve ordusunun mümtaz mensuplarına olan vefa borcumuzu vatandaşlarımızla birlikte orada ifa ettik. Aynı gün, Büyük Taarruzun 102’nci yıl dönümünü yine heyecanla andık, hatırladık. Bugün de zaferler zincirinin bir diğer zümrüt halkası olan Büyük Zaferin 102nci yılına ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Burada öncelikle şu hususu vurgulamak istiyorum: İstiklal Harbimiz hiç şüphesiz başlı başına dünyada eşi benzeri olmayan büyük bir başarıdır. Milletimiz, tüm imkansızlıklara rağmen varını yoğunu seferber ederek vatanına, istiklal ve istikbaline sahip çıkmıştır. Türk milleti, tarih yapan ve tarih yazan vasfını böylece bir kez daha göstermiştir. Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktası ise Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Muharebesidir” diye konuştu.
5- 6 AYDA AŞILMAZ DENİLEN BU HATTI ORDUMUZ 5 GÜNDE DARMADAĞIN ETMİŞTİR
Erdoğan, Büyük Zaferin, yok edilmek ve vatanından kovulmak istenen bir milletin küllerinden yeniden doğuşunun adı olduğunu belirterek, “Viyana Kuşatmasından beri savunmada kalan ve taarruz gücü zayıflayan ordumuz, Dumlupınarda elde ettiği zaferle makus talihini değiştirmiştir. Bazı istisnalar haricinde 250 yıldır süren ricat böylece son buldu. Türlü meşakkatler içinde elde edilen bu başarıyla hem milletimizin bağımsızlık iradesi hem de Türk askerinin kahramanlığı perçinlenmiştir. Zaferin büyüklüğünü anlamamıza yardımcı olacak şu hususa dikkatinizi bilhassa çekmek isterim. Bir İngiliz askeri yetkili, Yunan kuvvetlerinin savunma hattını Türkler, 4- 5 ayda bu hattı aşabilirlerse 3 günde aştıklarını iddia edebilirler ifadesiyle tarif ediyor. Ancak 5- 6 ayda aşılmaz denilen bu hattı ordumuz stratejik ve taktik bir baskınla sadece 5 günde darmadağın etmiştir. Merhum Fahrettin Altay Paşa, Büyük Taarruzdan Büyük Zafere giden yolu hatıratında şu şekilde anlatıyor: Başkomutan Meydan Muharebesi, 5 gün geceli gündüzlü süren büyük bir savaştır. 26 Ağustos 1922 sabah alaca karanlıkla beraber Atatürkün Kocatepeden verdiği emirle açılan topçu ateşiyle başladı. 30 Ağustos 1922 akşamı yine Atatürkün Zafertepede Mehmetçik ile omuz omuza çarpışırken verdiği süngü hücumu ile son buldu. Evet, milletin bağrından çıkan ordumuz, Gazi Mustafa Kemalin gizlilik içinde yürüttüğü titiz bir hazırlık sürecinin sonunda dünya savaş tarihine geçecek bir başarıya imza atmıştır” dedi.
BÜYÜK ZAFERİN KAZANILMASININ ARKA PLANINDA CİDDİ BİR HAZIRLIK VARDIR
Erdoğan, konuşmasının devamında, “Gazi Mustafa Kemal, Büyük Zaferin milletimiz açısından taşıdığı anlamı bakınız nasıl tarif ediyor: Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Büyük Zaferin kazanılmasının arka planında ciddi bir hazırlık, strateji ve kapsamlı bir çalışma vardır. Taarruz kararı önceden alındığı halde aylar boyunca savaş vasıtalarının tamamlanmasına öncelik verildi. Yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür anlayışıyla tüm imkanlar seferber edildi. Silah, mühimmat, eğitim, ilave kuvvet gibi hazırlıkların yanı sıra asıl cephe olarak görülen iç cephenin tahkimi sağlandı. İç cephe güçlendirildikçe başarı da mukadder hale geldi. Bugün yaşadığımız hadiselere baktığımızda bir millet için iç cephenin ne kadar mühim olduğunu çok daha net görebiliyoruz. Milletimizi esir alma, bizi hedeflerimizden koparma, kendi iç sorunlarımızda oyalama planlarının en kritik safhasını daima iç kalemizi çökertmeye yönelik hamleler oluşturmuştur” ifadelerini kullandı.
SAVUNMA SANAYİİNDE SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ BAŞARILAR KEM GÖZLERE KORKU SALIYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokak olaylarıyla Türkiyenin kendi iç meselelerine hapsedilmeye çalışıldığını belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bölücü terör örgütünü tam 40 yıldır başımıza musallat ederek, güvenlik ve huzurumuza kastettiler. FETÖcü hainler eliyle milli iradeyi gasbetmeye çalıştılar. Darbeler yoluyla devletle millet arasında kalın duvarlar ördüler. Bir taraftan Türkiyeyi ekonomide, kalkınmada, demokraside, savunmada, dış politikada hak ettiği yerlere getirme mücadelesi verirken, diğer taraftan da iç cephemizi sarsmayı hedefleyen pek çok kumpasla uğraştık. Bugünlere dikensiz bir gül bahçesinde yürüyerek değil, içeride ve dışarıda vuruşarak geldik. Şüphesiz karşılaştığımız her engel bizi oyaladı, vakit ve enerji kaybettirdi ama Türk milleti olarak hedeflerimize ulaşma irademizi kıramadı, bizi yolumuzdan geri döndüremedi. Bugün de millet olarak hedeflerimize odaklanmış durumdayız. Büyük Zaferden aldığımız ilham ve cesaretle ülkemizi daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Savunma sanayiinde son 22 yılda elde ettiğimiz başarılar dostlarımıza güven aşılarken kem gözlere ise korku salıyor.”
Erdoğan, konuşmasında TCG Anadolunun dünyanın ilk SİHA gemisi olduğunu belirterek, “Şimdi onun daha büyüğünü yani uçak gemimizin şu anda hazırlıkları yapılıyor. Ve bir an önce inşallah onu da ordumuzun saflarına katacağız” dedi.
BÖYLE BİR DURUMDA HEPİMİZ KAYBEDERİZ
Erdoğan, şimdiye kadar nice zorluğun, oyunun nasıl üstesinden gelindiyse, çok daha fazlasının başarılacağına yürekten inandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun için tek yapmamız gereken iç cephemizi sağlam tutmaktır. Milletlerin hayatında ekonomik sıkıntılar olur. Siyasette tansiyon, zaman zaman yükselebilir. Toplum kesimleri arasında anlaşmazlık yaşanabilir. Rekabet, sosyal, siyasal ve ekonomik hayatın olmazsa olmazıdır. 85 milyonun her konuda aynı fikirde olmasını beklemek gerçekçi değildir, doğru da değildir. Ne gelip geçici ekonomik zorlukların ne günlük siyasetteki tartışmaların ne de bölgemizde çıkan gerilimlerin hiçbiri bize kalıcı zarar veremez. Millet ve devlet olarak bunların hepsine bir şekilde çözüm buluruz ama iç kalemizde bir gedik açılırsa, orada bir kan kaybı yaşanırsa, Allah korusun bunu toparlamak son derece maliyetli ve meşakkatli olacaktır. Böyle bir durumda hepimiz kaybederiz. Hepimiz bedel öderiz. 85 milyon olarak hepimiz sıkıntı çekeriz. Milletini seven, memleketini seven, kendini bu topraklara ait hisseden hiç kimsenin kaybet-kaybet denklemine fırsat vermeyeceğine inanıyorum.”
AYRILIKLARIMIZIN HİÇBİRİ KADER ORTAKLIĞIMIZDAN ÖNDE DEĞİLDİR
“Ne yapıyorsak, hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde yapacağız. Hangi mücadeleyi veriyorsak hukuk, demokrasi ve meşruiyet temelinde vereceğiz” diyen Erdoğan, “Şunu lütfen aklımızdan çıkarmayalım, 85 milyon olarak hepimiz aynı gemideyiz, aynı geminin yolcularıyız. Siyasi görüşlerimiz, kökenlerimiz, inançlarımız farklı olsa da hepimiz aynı gök kubbenin altında, aynı vatan toprağının üzerinde yaşıyoruz. Farklılıklarımızın hiçbiri kardeşliğimizden daha güçlü değildir. Ayrılıklarımızın hiçbiri kader ortaklığımızdan daha önde değildir. Bu şuurla, bu anlayışla hareket ettiğimiz sürece üstesinden gelinmeyecek hiçbir engel tanımıyoruz. Yeter ki biz bir olalım, iri olalım, diri olalım, beraber olalım, kardeşliğimize leke sürdürmeyelim. Yeter ki biz, sahte ve gereksiz tartışmalarla birbirimizi örselemek yerine, şu anda burada bulunduğumuz gibi hep beraber ülkemizi büyütmeye, güçlendirmeye odaklanalım. Rabbim, 85 milyonun birlik ve beraberliğini artırsın” dedi.