Sağlık
Prof. Dr. Güner: 1980 öncesi doğanlar maymun çiçeğine karşı korumalı
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Rahmet Güner, Afrikada ortaya çıkan ve SaÄŸlık Bakanlığı tarafından M-ÇiçeÄŸi veya Mpox olarak adlandırılan maymun çiçeÄŸi virüsüne iliÅŸkin DHAya deÄŸerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Güner, maymun çiçeÄŸi virüsünün ilk olarak 1958 yılında tespit edildiÄŸini söyleyerek, “Virüs ilk kez laboratuvara deney amaçlı gönderilen maymunlarda tespit edildiÄŸi için maymun çiçeÄŸi olarak adlandırılmış. Eski bir virüs ailesine, pox virüs ailesine ait bir virüs. Ama daha sonra bakıldığında sadece maymunlar deÄŸil, özellikle kemirgenler olarak tespit edildiÄŸi için bir de isimlendirmede bir bölgeyi veya bir türü direkt damgalamaktan kaçınılmak hedeflendiÄŸi için günümüzde M-pox olarak veya M-çiçeÄŸi hastalığı olarak adlandırılmak daha uygun görülmüş durumda. Ä°lk insan vakası ise 1970li yıllara dayanıyor” diye konuÅŸtu.
VÄ°RÃœSÃœN 2 FARKLI ALT TÄ°PÄ° VAR
Prof. Dr. Güner, virüsün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı alt tipi olduÄŸunu belirterek, “Batı Afrika tipinde ölüm oranı daha düşük. Orta Afrika tipinde ölüm oranı biraz daha yüksek karşımıza çıkıyor ama bağışıklık sistemi iyi olan kiÅŸilerde yine de bakıldığı vakit fatalite (belirli bir dönemde belirli bir hastalığa yakalananların ölüm oranı) oranı binde 1ler civarında. Hastalıktan nasıl korunmamız gerektiÄŸini öğrenmemiz lazım. Burada bulaÅŸtırıcılıkta yakın temas ve uzun süreli yakın temas ön plana çıkıyor. Dolayısıyla kiÅŸisel hijyenimize dikkat etmemiz ve temas ettiÄŸimiz kiÅŸilere dikkat etmemiz hastalıktan korunmak için yeterli gibi görünüyor. YaÅŸanan bir pandemi deneyimi olduÄŸu için tabii toplumdan gelen kaygıları da anlıyoruz ama olay çok farklı burada. Dolayısıyla bir Covid pandemisindeki durum burada yaÅŸanmayacaktır. Burada kiÅŸiler özellikle döküntülerden dolayı daha net bir ÅŸekilde belirti göstereceÄŸi için bulaÅŸ da bu oranda daha az olacaktır” dedi.
TEMAS ÖNLEMLERİNE DİKKAT EDELİM
Prof. Dr. Rahmet Güner, el hijyenine çok dikkat edilmesi gerektiÄŸini vurgulayarak, “Temas önlemlerine dikkat edelim. Özellikle seyahat, döküntülü hastalık, ateÅŸ öyküsü olan kiÅŸilere biraz mesafeli davranmamız aslında korunmamız için yeterli. Bununla ilgili 2022deki bulaÅŸta büyük oranda korunmasız ve uzun soluklu cinsel temas ön plana çıkmıştı. Burada ise durum biraz daha farklı görünüyor. Hastalığın tanısını o döküntülerdeki sıvı içinden alınan örnekle doÄŸrulama imkanımız var. PCR tanı testleriyle, ülkemizde de ulusal viroloji laboratuvarında, halk saÄŸlığı referans laboratuvarında örnekleri gönderdiÄŸimiz vakit hastalığın tanısını koymamız mümkün. 2022-2023 arasında ülkemizde de sınırlı sayıda vaka görülmüştü. Bugün de vaka görülmez, diye bir iddiada bulunmak mümkün deÄŸil; tabii ki vaka görülebilir ama önlemimizi alacağız, korunacağız. 1980 yılı öncesinde doÄŸmuÅŸ olanlar aşılı oldukları için çiçek hastalığına karşı korunmalı. Dolayısıyla burada da çapraz bir korunma söz konusu, çiçek hastalığına karşı aşısı olanların M-çiçek hastalığından da büyük bir oranda korunduklarını söylemek mümkün” dedi.
SINIRLI GRUPLARA ÖNERİLEN BİR AŞI SÖZ KONUSU
Prof. Dr. Güner, aşı ve ilaç çalışmaları konusunda, “Sınırlı gruplara önerilen bir aşı söz konusu. O da belki gündeme gelecektir zamanla. Etkili bir antivirali var. Ama ÅŸu aÅŸamada o ilaç da herkes için kullanılacak bir durumda deÄŸil. Daha ziyade bulgulara yönelik tedaviler ön plana çıkıyor. Hastanın ateÅŸi varsa ateÅŸ düşürücü, aÄŸrıları varsa kas aÄŸrısına yönelik ilaçlar. Elde var olan antivirallerden bunlara da etkili olanlar var. Bu konuda biraz daha deneyime ve bilgiye de ihtiyaç var. PaniÄŸe gerek yok. Zaten sürveyans çalışmasını bakanlık devamlı enfeksiyon hastalıklarında yürütüyor. M-çiçeÄŸi aşısının sınırlı gruplara uygulanmak üzere yurt dışında varlığı mevcut ama ülkeye bu gelir mi gelmez mi; bilemiyoruz. Bir de herkesin epidomolojisi, bulaÅŸ özellikleri farklılık arz ediyor. Onun için bu konuları ele almak için biraz daha veriye ihtiyaç var” diye konuÅŸtu.
BİR GRUBU YAFTALAMAK DOĞRU DEĞİL
Prof. Dr. Güner, Afrikadan Türkiyeye seyahat edebilecek kiÅŸilerin riskli olarak görülmesine iliÅŸkin de “Bir grubu total olarak yaftalamak doÄŸru deÄŸil. Çünkü hastalık zaten klasik, teknik, pandemi anlamında pek çok yerde görülmüş durumda. Dolayısıyla sadece bir gruba özgü olarak bunu tanımlamak hiç doÄŸru deÄŸil. Bunu Covidde de yaÅŸadık; Çinde çıktı, diye her Çinli mi risk getirdi? Ä°lk kendi insanımızdan tespit edildi. Dolayısıyla böyle gruplara yönelik bir mesaj vermek doÄŸru deÄŸil. Hastalığın klinik bulgularını bilip, ona göre bunları geliÅŸtiren kiÅŸiler ve onların temaslıları üzerinden iz sürmek doÄŸru” dedi.