Türkiye
Tarımda yılda 26 milyon ton kaybın önüne geçilecek proje
TARIM ve Orman Bakanlığı’nın desteÄŸiyle SaÄŸlık Bilimleri Ãœniversitesi tarafından yaÅŸ meyve ve sebzelerin tarladan rafa kayba uÄŸramasının önlenmesi amacıyla yeni proje geliÅŸtiriliyor. Kimyasal madde içermeyen yeni ürünün tarımda geniÅŸ ölçekli kullanımı test edilecek. Proje tamamlandığında yılda yaklaşık 26 milyon ton yaÅŸ meyve ve sebze kaybının önüne geçileceÄŸi belirtiliyor.
Tarım Bakanlığı desteÄŸiyle SaÄŸlık Bilimleri Ãœniversitesi’nin yürüttüğü projenin 2 yılda tamamlanması planlanıyor. YaÅŸ meyve sebzelerin tarladan raflara, çürüme, bozulma ya da uygun olmayan koÅŸullarda taşınabilmesi için, el ve cilt dezenfektanı olarak kullanılan, kimyasal madde içermeyen yeni bir ürünün tarımda kullanımı test edilecek. Proje tamamlandığında, pestisit adı verilen bakteri, virüs ve haÅŸerelerin zararlı etkilerini ortadan kaldırmak için kullanılan kimyasalların kullanımına gerek kalmayacak. Böylece yaÅŸ meyve sebzenin çürümesine engel olunarak, raf ömrü uzatılacak ve yılda yaklaşık 26 milyon ton kaybın önüne geçilecek.
EL DEZENFEKTANINDAKÄ° MADDE TARIMDA KULLANILACAK
Türk tarımına yeni bir soluk getirecek bu önemli projede, Maltepe Ãœniversitesi, Gıda GüvenliÄŸi DerneÄŸi, Adana Biyolojik Mücadele AraÅŸtırma Enstitüsü, Alata Bahçe Kültürleri AraÅŸtırma Enstitüsü ile Türkiye’nin en büyük zincir marketler grubu ve meyve suyu firmaları iÅŸbirliÄŸi yapıyor. Projede, pandemi döneminde dezenfektan olarak yaygın olarak kullanılan ve insan saÄŸlığına zarar vermemesiyle de tercih edilen ‘hipokloröz asidin’, tarımda geniÅŸ ölçekli kullanımı test edilecek.Â
Tuzlu suyun elektrolize edilmesiyle elde edilen hipokloröz asit, spreyleme ya da daldırma yöntemiyle tarlada ya da seralarda, yaÅŸ meyve sebzeye uygulanacak. Böylece tarım ürünleri hasattan tüketiciye ulaÅŸana dek küf, kir, toz, mantar gibi pekçok nedenle çürümesi engellenmeye çalışılacak. Yöntemin Türkiye koÅŸullarında ne kadar yarar saÄŸladığı ölçülecek, elde edilen veriler, iyi tarım uygulamalarında, hipokloröz asit kullanımının yaygınlaÅŸtırılması için kullanılacak. Aynı yönteminÂ
Hollanda, Rusya, Japonya gibi bazı ülkelerde tarımda yaygın olarak kullanılıyor. Ãœrün, meyve sebzelerde kimyasal atık bırakmaması nedeniyle de dünya tarafından tercih ediliyor.Â
Projenin yürütücüsü SaÄŸlık Bilimleri Ãœniversitesi (SBÃœ) Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl ile SBÃœ Hamidiye SaÄŸlık Bilimleri Enstitüsü Biyoteknoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Özge Dinç, projeyi DHA’ya anlattı.Â
“MEYVE SEBZENÄ°N YÃœZDE 50’SÄ° DAHA YOLDA ZARAR GÖRÃœYOR”
SBÃœ Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, BM verilerine göre dünyada yaklaşık 1 milyar kiÅŸinin gıdaya ulaÅŸmakta güçlük çektiÄŸini ve 35 bin kiÅŸinin de açlıktan öldüğünü vurgulayarak, gıda güvenliÄŸinin hayati önemde olduÄŸuna dikkat çekti. Prof. Dr. Erdöl, “Bunun yansıra ülkemizde ise rakamsal olarak 26 milyon ton kadar gıda bozuluyor, çürüyor, son tüketiciye ulaÅŸana kadar hasar görüyor ve çöpe atılıyor. Zincir marketlerde özellikle meyve sebzelerin yaklaşık yüzde 10’u, tüketiciye hiç ulaÅŸamadan çöpe atılmak zorunda kalıyor. Kaldı ki tarladan itibaren tüketiciye kadar olan serüven içerisinde, yaÅŸ meyve sebzelerin yüzde 50 kadarı da hasar görüyor. YaÅŸ sebze ve meyvelerin raf ömürlerinin uzatılması, çürümelerinin, çöpe atılmalarının engellenmesi için üniversitemizin öncülüğünde bir proje baÅŸlatılmış oldu. 2 yıl sürecek olan bu projenin en önemli çıktısı, bu 26 milyon tonun büyük kısmını muhtemelen çöpe atmaktan kurtarmış olacağız. Belki de bu, meyve sebze fiyatlarının da bir noktada artmasını engelleyecek. Bu madde bir pestisit deÄŸil. Ä°nsanlara, canlıya zarar veren bir madde olmadığından dolayı da bu yönüyle de önemli. YaÅŸ meyve sebzenin, tarladan sofraya gidecek olan serüven içerisinde, daha saÄŸlıklı taşınabilmelerine imkan verecek” dedi.
“KÄ°MYASAL KALINTI NEDENÄ°YLE ‘Ä°HRAÇ REDDÄ°NÄ°’ ÖNLEYECEK
SBÃœ Hamidiye SaÄŸlık Bilimleri Enstitüsü Biyoteknoloji Anabilim Dalı Öğretim Ãœyesi Dr. Özge Dinç ise pandemide el ve cilt dezenfektanında kullanılan hipokloröz asitin, Amerikan Gıda ve Ä°laç Dairesi FDA tarafından da gıda ile teması güvenli olarak sınıflandırıldığını belirtti. Dinç “Ãœlkemizde de dünyada da yaÅŸ meyve ve sebzenin hasadından sonra, çeÅŸitli koruyucu kimyasallar kullanılıyor. Ancak bu kimyasallar hem kalıntı bırakması yönüyle insan saÄŸlığına zarar verebiliyor, hem de ihracat aÅŸamasında gerekli sınır analizlerinin üstünde kalarak, ürünlerin geri dönmesine neden oluyor. Hipokloröz asit, iÅŸte bu anlamda hem zararlı kalıntı bırakmaması, hem de mikrobiyal güvenliÄŸi üst düzeyde saÄŸlaması yönüyle oldukça avantajlı” dedi.Â
“TÃœRKÄ°YE VERÄ°LERÄ°NÄ° ELDE ETMEYÄ° PLANLIYORUZ”
Hipokloröz asidin baÅŸta Rusya olmak üzere Japonya ve Hollanda gibi bazı ülkelerde tarım alanında yaygın olarak kullanıldığını belirten Dr. Dinç, Türkiye’de yaygınlaÅŸmamasının nedeninin, ÅŸimdiye dek ülkemizdeki tarım ve lojistik koÅŸullarına göre, geniÅŸ çaplı bir uygulamada nasıl olacağına dair verilerin olmamasından kaynaklandığını belirtti. Dinç ÅŸunları söyledi, “Lojistik zincirindeki fiziksel farklılıklar, hem mesafelerin hem de mevsimin getirdiÄŸi sıcaklık farklılıkları, aslında ürünlerin bozulmasına diÄŸer Avrupa ülkelerinden daha fazla etki ediyor. Bu nedenle bu proje ile biz, ‘Türkiye verilerini’ elde etmeyi amaçlıyoruz. Bu farklı parametrelerin etkisini, Türkiye koÅŸulları için araÅŸtırarak kendi ülkemizde hipokloröz asidin tarımda doÄŸru ÅŸekilde kullanımını saÄŸlamış olacağız. Lojistik süreçte taşıma koÅŸulları, kasalardan olabilecek bulaÅŸ, taşıma araçlarının farklılığından kaynaklı etkiler, depolama alanlarında, hallerdeki bekleme alanlarında oluÅŸabilecek potansiyel patojen bulaşının tespiti gibi bütün faktörleri içeren süreçleri analiz ederek, hipokloröz asidin tarımda yaygın olarak kullanımının doÄŸru konumlandırılmasını hedefliyoruz.”
“BOZULMAYI BÄ°R GÃœN BÄ°LE GECÄ°KTÄ°RMEK EKONOMÄ°K KAZANÇ SAÄžLAYACAK”
Projeyle meyve sebzede bozulmaların ne kadar önlenebileceÄŸi, gıda deÄŸerinden kayıp olup olmadığının da ölçüleceÄŸini belirten Dinç “Proje sonuçlandığında ürünün kullanımı Tarım Bakanlığı tarafından da onaylanmış olacak. Bu proje ile hipokloröz asidin ilk defa sahada ‘gerçek ölçekte’ denemelerini yapacağız. ÇeÅŸitli veri kaydedicilerle de lojistik aÄŸ boyunca ürünlerin izlenmesini gerçekleÅŸtireceÄŸiz. Proje sonuçlanıp hayata geçirildiÄŸinde, gıdanın bozulmasını bir gün bile geciktirmemiz, bize hem ekonomik bir kazanç saÄŸlayacak, hem de bu proje ile Türkiye’de tarım sektörüne yeni bir soluk getireceÄŸiz” dedi. Dr. Özge Dinç, tuzlu sudan elde edilen hipokloröz asidin laboratuvar ölçeÄŸinde üretilen formunun, kendi imalatları olan jeneratörlerde ayda 15 ton hacme kadar üretebileceÄŸini de belirtti.