Sosyal medyada bizi takip edin

Türkiye

Edirne – Babaannesinden gördüğü sepet örücülüğünde ustalaştı, kültürel miras taşıyıcısı oldu

Yayınlanma tarihi:

Güncelleme:

Son gelişmeleri kaçırmamak için Google News sayfamızı takip edin. Butona tıkladıktan sonra açılan sayfanın sağ üst tarafında yer alan yıldızlı "Takip Et" simgesine dokunmanız yeterlidir. Takip Et

EDİRNEde yaşayan Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Özlem Durmaz (50), babaannesinden görüp, başladığı sepet örücülüğünde zamanla ustalaşırken, öğrenmek isteyen kadınlara da mesleğinin inceliklerini anlatıyor. Durmaz, “Rol modelim babaannemdi, el sanatlarıyla uğraşıyordu. Biz çocukken onun farkında değildik. Esasında sanatın her dalını yapıyormuş kadın” dedi.

Edirnede yaşayan 2 çocuk annesi, ev kadını Özlem Durmaz, çocukluğunda babaannesi Zehra Durmazdan gördüğü sepet örücülüğüne, 10 yıl önce hobi olarak başladı. Hobisini mesleği haline getirmeye karar veren Durmaz, 7 yıl önce İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün açtığı sepet örücülüğü ustalığı sınavına girdi. Sınavı başarıyla veren Durmaz, Edirne Halk Eğitim Merkezinde kurs vererek ustalık kariyerine başladı. Aynı dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ünvanını alan Yılmaz, Devecihan Kültür Merkezinde kurulan Olgunlaşma Enstitüsünde hem sanatını icra ediyor hem de öğrenmek isteyenlere kurs veriyor.

TUTKUYLA BAĞLI OLDUĞUM BİR MESLEK HALİNE GELDİ

Zehra Durmaz, “Hobi olarak başladığım mesleğim, sonunda tutkuyla bağlı olduğum, para kazandığım bir meslek haline geldi. Bu süreç şöyle işledi; ben Halk Eğitimde diğer kurslara gidiyordum. Sepet örücülüğü benim önceden beri, büyüklerimin de daha önce yaptığı için bir aşinalığım vardı. Sonra evde öyle kendi çapımda bir şeyler yapıyordum. Sonra burada, Edirne Valiliğinin katkılarıyla Rumeli Akademi kuruldu, Kültür Müdürlüğünün binasında. Burada sepet ustası aranıyordu. Ben de oraya başvurdum. Sınavlarına girdim, değerlendirildim. Sonra bu, öyle başladı. Daha sonra Halk Eğitim Merkezinde kurs vermeye başladım. Bu arada tabii ki Kültür Bakanlığına başvurdum sanatçı kartı almak için. Orada beni buna layık gördüler, belgemi aldım” dedi.

İLGİ ÇOK VAR

Halen Edirne Olgunlaşma Enstitüsünde üretim yaptıklarını ve kurs verdiklerini anlatan Durmaz, “Olgunlaşma Enstitüsünde üretim yapıyoruz. Geleneksel tekniklerle modern ürünler çıkarıyoruz. Tabii ki buraya gelip de bizi izlemek isteyen misafirlerimize gösteriyoruz. Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde kurslarımız da açılacak. Bu kurslarda bayanlar gelip, sepet örücülüğünü öğrenebilecekler. İlgi çok var. Bayanlar çok merak ediyor, gelmek istiyorlar. Hatta şu anda kursiyer başvurularımız başlamıştı. İlk önce dolan kurs, benim sepet örücülüğü kursu oldu” diye konuştu.

DOĞAL YOLLARLA YAPIYORUZ

Durmaz, “Eskiden bahçelerde falan ürünleri doldurmak, saklamak için kullanılıyordu. Soğan sepeti, patates sepeti gibi evdeki ihtiyacı gidermek için kullanılıyordu. Şu anda daha çok, süs eşyası, çantalar üretiyoruz. Belli objeleri giydiriyoruz. Ürünleri doğal yollarla yapıyoruz. İnce ağaç dallarıyla, ağaç filizleriyle de yapabiliyoruz. Sazla, kamışla yapıyoruz. Su sümbülleri, su sümbülünün saplarını kullanıyoruz. Muz liflerini kullanıyoruz. Mısır kabuklarını kullanıyoruz. Lifle, her türlü malzemeyle örülebilir. Doğadan da topladığımız oluyor. Normal satın aldığımız ürünler de oluyor” dedi.

ESASINDA SANATIN HER DALINI YAPIYORMUŞ

Zehra Durmaz, “Daha önce babaannem yapıyordu, ama satmak amaçlı değil; kendi evde ihtiyaçlarını gidermek amaçlı. Rol modelim babaannemdi, el sanatlarıyla uğraşıyordu. Biz çocukken onun farkında değildik. Esasında sanatın her dalını yapıyormuş kadın. Dokuma tezgahı vardı köylerde, aba dokunurdu. Biz o zaman fark edemiyormuşuz ama sürekli gözlemliyordum. Şimdi düşündüğümde, ben mesela iğne oyası da yaparım. Çok da zevk alırım yaparken. Önümde hep yapanlar vardı” diye konuştu.

Son gelişmelerden ilk siz haberdar olmak için bizi takip edin.
Continue Reading
Reklam