Türkiye
Van Barosu’ndan Rojin Kabaiş açıklaması
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, geçen yıl 27 Eylülde kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kayboldu. Kabaişin 15 Ekimde Mollakasım Mahallesi sahilinde cansız bedeni bulundu. Soruşturma sürerken, Adli Tıp Kurumu Biyolojik İhtisas Dairesi Merkezi tarafından hazırlanan rapor, 10 Ekimde dosyaya girdi. Paylaşılan raporda Kabaişin göğüs ve vajina iç bölgesinde 2 ayrı erkeğe ait DNA tespit edildiği açıklandı.
Van Barosu Kadın Hakları Merkezi Rojin Kabaişin ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan yeni raporlara ilişkin bilgilendirme yaptı. Yazılı açıklamada, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesinin 10 Ekim 2025 tarihli raporunda, Rojin Kabaişin vücudunda 2 farklı erkek DNAsına rastlandığı, bu DNA örneklerinin bedenin sternal bölgesi ile intra-vajinal bölgede bulunduğu hatırlatıldı. Bu tespit üzerine, Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Rojin Kabaişin bedeninden alınan örneklerde tespit edilen 2 adet erkek DNAsının bulunduğu bölgeler de dikkate alınıp, teknik ve tıbbi açıklama yapılması yönünde ek mütalaa talep edildiği belirtildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Bu doğrultuda Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi ve 5inci İhtisas Dairesi tarafından iki ayrı rapor düzenlenmiştir. Biyoloji İhtisas Dairesinin 14.10.2025 tarihli raporunda, Rojin Kabaişin otopsi mahalline nakli ve öncesindeki süreçte oluşabilecek bulaş ihtimalinin bertaraf edilemediği, bu nedenle söz konusu 2 örneğin bulaşma ihtimalinin halen geçerliliğini koruduğu belirtilmiştir. Adli Tıp 5inci İhtisas Dairesi ise Biyoloji İhtisas Dairesinin raporundaki veriler de dikkate alınarak hazırladığı raporda, otopsi bulgularının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, analizlerde tespit edilen ölene ait DNA ile karışık 2 farklı erkek DNA profilinin bulaş yoluyla ortaya çıkabileceği gibi, ölüm öncesi temasta bulunduğu erkek bireylere de ait olabileceğini ifade etmiştir. Raporda ayrıca, bulaş ihtimalinin öncelikli olarak değerlendirilmesinin doğru bir yaklaşım olduğu, ancak bu tür vakalarda ivedilikle hareket edilmesi, şüpheli erkek bireylerden biyolojik örnek alınarak DNA analizlerinin eş zamanlı yapılmasının uygun olacağı vurgulanmıştır. Adli Tıp Kurumu tarafından, cenazenin otopsi mahallinden sevkinden itibaren bulaş riskine ilişkin tüm süreçlerin incelendiği, DNA mukayeselerinin gerçekleştirildiği ve kurum yönünden bulaş ihtimalinin dışlandığı bildirilmiştir. Ayrıca, kayıp şahısla kaybolmadan önce iletişim kurduğu tespit edilen kişiler de dahil olmak üzere, Rojin Kabaişin olay yerinden Adli Tıp Kurumu Van Grup Başkanlığı Morg ihtisas Dairesine intikali sürecinde cenazeye müdahale etmiş olabilecek 134 kişinin DNA profili, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinde elde edilen DNA profilleriyle Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında karşılaştırılmıştır. Yapılan incelemede, bu süreçte ölenin ölümüne ilişkin olmayan kişilerin temasıyla bir bulaşma tespit edilmediği, dolayısıyla bu aşamadaki bulaş ihtimalinin de dışlandığı anlaşılmıştır.”
MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ
Yapılan açıklamada ayrıca, “Adli tahkikat sürecinde tespit edilecek diğer şüphelilerden veya bu şahıslara ait biyolojik materyallerden örnek alınması halinde, bu örneklerin Adli Tıp Kurumu İstanbul Biyoloji İhtisas Dairesine gönderilerek, Rojin Kabaişin bedeninde tespit edilen erkek DNA profilleriyle karşılaştırabileceği belirtilmiştir. 13.11.2025 tarihinde Van Cumhuriyet Başsavcısı ile yapılan görüşmede, İspanya Adalet Bakanlığı ile yazışmaların devam ettiği ve telefonun açılması amacıyla İspanyaya gönderileceği tarafımıza iletilmiştir. Rojin Kabaişin şüpheli ölümünün aydınlatılması için taleplerimiz dosyaya sunulmuş olup Rojin Kabaişin şüpheli ölümünün aydınlatılması için mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi.