Sağlık
‘Göz sağlığını tehdit eden sahte güneş gözlükleri katarakt nedeni’

Güneş gözlüğü gözleri zararlı ultraviyole (UV) ışınlarından koruyarak sağlık açısından büyük önem taşıyor. Ancak piyasada satılan sahte güneş gözlükleri, gözleri korumak yerine ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Uzmanlar, özellikle UV ışınlarını filtrelemeyen sahte gözlüklerin katarakt başta olmak üzere birçok göz hastalığına neden olabileceği konusunda uyardı.
ULTRAVİYOLE IŞINLARINI ABSORBE EDİP ETMEDİĞİYLE İLGİLENİYORUZ’
Sahte güneş gözlüklerinin sadece laboratuvar ortamında ayırt edilebileceğini ve başka bir yöntemi olmadığını belirten Optisyen Turgut Çakar, “Ancak optisyenlik müesseselerinde bunu yapabilirsiniz. Orijinal olup olmadığını anlamanın dışında, aslında camların ultraviyole ışınlarını absorbe edip etmediğiyle ilgileniyoruz. Çünkü kaliteli bir ürüne her markada, çeşitte ve fiyat aralığında rastlanabiliyor. TİTUB dediğimiz Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun oluşturduğu bir veri bankası var. Optisyenlik müessesilerinde onların ürünlerini satmak zorundalar. Gözünüzdeki renkli kısım yani iris dediğimiz bölge bir perde gibidir. Bu karanlığa geldiği zaman açılır ve içeriye giren ışık miktarının artmasına sağlar. Güneşe çıktığı zaman da küçülür, içeriye giren ışık ve ışın miktarının azalmasına neden olur, gözünüzü korur. Ancak, sahte bir güneş gözlüğü alıp onun önüne renkli bir cam koyduğunuzda, gözün otomatik savunma mekanizmasını ortadan kaldırdığı için, göz bebeğiniz gereğinden fazla açık kalır. İçeriye giren ışık ve ışın miktarları artarak katarakt başta olmak üzere birçok komplikasyona neden olur” dedi.
Kayıt altında denetimi yapılan optik müesseselerinden ya da bu tür denetime yoğun bir şekilde maruz kalan yerlerden gözlük alınması gerektiğini vurgulayan Çakar, “Ürünler optisyenlik müessesine gelmeden önce Sağlık Bakanlığı’nın denetimi altındadır. Ama güneş gözlüğü biraz daha ticari bir ürün, kişisel kullanım ve donanıma girdiği için, Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenir. Optisyenlik müessesine gelmeden önce ise Sağlık Bakanlığın’ın denetimi altındadır. Ayrıca, optisyenlik müesseseleri de senede en az iki kez bakanlık tarafından denetlenmek zorunda. Eğer kurumla anlaşmaları varsa, kurum da denetliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu da denetliyor. Sahte güneş gözlüğünü önlemenin tek bir yolu var. Ticaret Bakanlığından çıkarıp, Sağlık Bakanlığına bağlanmalı ya da Ticaret Bakanlığında kalmışsa eğer akredite olmuş denetleme laboratuvarlarında denetlenip, onay alındıktan sonra piyasaya sürülmesi gerekiyor. Tıpkı Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu çalışma gibi” diye konuştu.
‘FİYAT ÇOK BÜYÜK BİR ETKEN DEĞİL’
Çakar, “Son zamanlarda aslında internetin hayatımıza girmesiyle sağlığımız ciddi anlamda tehdit altında olmaya başladı. Tamamen kar amacı güden kurum ve kuruluşlar birtakım şeyleri çok fazla süsleyerek kamuoyuna sunuyorlar, kamuoyu bunu alıyor. Erken katarakt bunların en büyük nedenlerinden bir tanesi. Yaşlılık, ışık ve ışınlara maruz kalma, makula dejenerasyonu, sarı nokta gibi buna benzer birçok problemleri beraberinde getiriyor. Görme alanının daralması, gözlerde lekeler oluşmasına neden olabiliyor. Aynı zamanda mavi ışık, nörolojik birtakım sıkıntılara da neden oluyor. Fiyat çok büyük bir etken değil. Çok kaliteli bir ürünü iyi bir fiyata da alabilirsiniz, normal bir fiyata da alabilirsiniz. Korkacağımız şey fiyat değil, takipsiz ürünü satın almak olmalı” ifadelerini kullandı.
DEMİRCAN: TALEP OLUYOR Kİ ARZ ORTAYA ÇIKIYOR
1’inci Bölge İstanbul Optisyen-Gözlükçüler Odası Başkanı Ayhan Demircan da “Marka popülaritesini kullanarak artık bijutericilerde ve pazarda bile satılır hale geldi. Tabi arz talep meselesi. Bununla ilgili talep oluyor ki arz ortaya çıkıyor. Fakat bunların kaçak yollarla geldiğini düşünüyoruz. Çünkü resmi yollarla gelebilmesi mümkün değil. Resmi yollarda gümrükten geliyor olsaydı eğer devlet bunları zaten kontrol ediyor olacaktı. Sahte güneş gözlüğü alma riskine girmeyin derim. Çünkü Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenen optisyenlik müesseselerinden aldığınız takdirde sahte olması mümkün değil. Ruhsatlandırılmış optisyenlik müessesi olmadığı takdirde bu risk her zaman var” ifadelerini kullandı.
Demircan, “Tüketiciler optisyenlik müesseselerine aslında sosyal medyadan olsun, görsel medyadan olsun bir şeyleri görerek, talep ederek geliyorlar. Optisyenlik müessesi olmayan yerlere de gidiyorlar tabi ki. Güven duymak istiyorlarsa eğer hiç sağlıklarıyla oynamadan, riske girmeden kesinlikle ruhsatlandırılmış bir optisyenlik müessesinden almalarını tavsiye ediyorum. Güneş gözlüğü kişisel koruyucu donanım sınıfında olan bir ürün. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığına bağlı değil, Ticaret Bakanlığına bağlı bir ürün. Bundan dolayı Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu tarafından denetlenen bir ürün. Eğer Sağlık Bakanlığına bağlı bir ürün olursa o zaman sadece optisyenlik müesseselerine satılması mümkün olacak. Sağlığıyla ilgili herhangi bir sorun da yaşanmamış olacak” diye konuştu.
‘İNTERNETTEN ALINAN GÖZLÜKLERİN ORİJİNALLİĞİNİ TEST EDEBİLMEK MÜMKÜN DEĞİL’
İnternetten alınan güneş gözlüklerin orijinalliğini bilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Demircan, “İnternette her şey var. Bir ürünü sipariş ediyorsunuz çok alakasız bir ürün gelebiliyor. Almış olduğunuz ürünü sizin test edebilmeniz mümkün değil. Aldığınız ürünü orijinalmiş gibi zannederek kümülatif bir süre sonrasında çok büyük hasarlara sebep olabilecek bir durum yaratabilirsiniz. Bunu da maalesef anlayabilmeniz mümkün değil. Bunu ancak laboratuvar ortamında test ederek anlayabilirsiniz. Mesela fotokeratit dediğimiz bir hastalık var. Bununla karşı karşıya kalabilirsiniz. Erken yaşta katarakt olabilirsiniz. Sarı nokta hastası olabilirsiniz. Bunların hepsi hem toplum sağlığına hem de kamu maliyesine çok büyük zarar. Sağlık riske atılacak bir şey değil. Fiyatsal bir yaklaşımla değil, sağlıklı bir yaklaşımla hareket edilmesi durumunda geleceğini kurtarıyor” dedi.
Bilinçli olmanın önemine değinen Demircan, “Mutlaka vatandaşlarımızın bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. Bir gözlüğün, camının sahte olup olmaması veya göze zarar verip vermemesi durumunu vatandaşlarımızın hatta bazen profesyonellerin bile teknik cihazlar kullanmadan anlayabilmeleri çok mümkün olmuyor. Sağlıklarını riske atmasınlar. Sağlık Bakanlığı tarafından yılda en az iki defa denetlenen optisyenlik müesseselerinden bunları edinsinler. Çok daha doğru olur” diye konuştu.
Demircan son olarak şunları söyledi:
“Bir de mavi ışık korumalı dediğimiz camlar satılıyor. Özellikle internette çok satılıyor. Onların da yine laboratuvar ortamında testini yaparak anlamak mümkün. Çok zararı var. Kesinlikle kullanmasınlar. Bunları da yine optisyenlik müesseselerinden temin etsinler. Aslında gözü korumak adına bu talebi gerçekleştirirken sağlığa zararlı bir ürün alarak gelecekleriyle ilgili çok sıkıntılı bir durum yaratmış oluyorlar.”
