Türkiye
Trabzon’un havacılık tarihine damga vuran uçak kazaları kitaplaştı
Trabzonda 1957 yılında başlayan sivil havacılık tarihinin 1942-2008 yılları arasında gerçekleşen ölümcül ve yaralanmalı uçak, helikopter kazaları ile uçak kaçırılması gibi olaylar, Trabzon Havacılık Tarihinin Gizemli Sayfaları: 1-1, 2-9un Kara Kutusu adlı kitapta, bir araya getirildi. Gazeteci-yazar Aydın Gelleci, ülke ve dünya gündeminde iz bırakan olayları kaleme aldığı kitapta, kent semalarında 66 yılda yaşanan uçak kazalarının perde arkasına; görgü tanıkları, olay yeri fotoğrafları, gazete manşetleri ve pilot ifadeleriyle mercek tuttu.
OLAYLAR KRONOLOJİK OLARAK DERLENDİ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlunun da ön sözünü yazdığı kitapta; 1942 yılında Alman savaş uçağının kumsala zorunlu iniş yapmasından, 1970te hava korsanı baba-oğul tarafından silahla 1 hostesin öldürüldüğü, Sovyet yolcu uçağının kaçırılmasına, 2003te 75 kişinin hayatını kaybettiği İspanyol Barış Gücü askerlerinin bulunduğu uçağın, dağa çarparak düşmesinden, 2018de pisten çıkan Boeing 737-800 tipi yolcu uçağının, denize 25 metre kala yamaca saplanmasına uzanan kazalar ve sonrasında yaşanan yankılar, kronolojik olarak derlendi.
FARKLI FOTOĞRAF KARELERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI
Trabzon Havalimanının iniş yönlerini simgeleyen 1-1 ve 2-9 kodlarının başlıkta yer aldığı kitapta, uçak kaza nedenleri, teknik arızalar ve alınan önemlerin yanı sıra kazaların gizemlerine ilişkin akıllara gelen pek çok sorulara da yanıt arandı. Sivil havacılık tarihine damga vuran uçak kazalarına ait farklı fotoğraf karelerinin de gün yüzüne çıkarıldığı kitapta, emekli pilotların değerlendirmeleri ile Bakan Uraloğlunun müjdesini verdiği Trabzona yapılması planlanan yeni havalimanı projesine dair detaylara da yer verildi.
KAZALAR SADECE SOĞUK İSTATİSTİKLERDEN İBARET DEĞİL
Kitabın merak uyandırdığını belirten Aydın Gelleci, “Trabzonda yaşanan uçak kazaları, kaçırılma olayları, kentin yanı sıra Türkiye hafızasında da yer edinmiştir. Umarız bu kitap, gökyüzünde güvenli uçuş için gerekli dersleri çıkarmamıza yardımcı olur. Kitapta yer alan kazalar sadece soğuk istatistiklerden ibaret değil. Her kazanın arkasında, hayatını kaybedenler, yaralananlar ve geride kalan sevdikleri var. Trabzondaki uçak kazalarında birçok soru aklımıza takılıyor. Kazalar neden oldu? Hatalı insan müdahalesi mi yoksa teknik arızalar mı etkin rol oynadı? Kazalardan ders alındı mı? Bu kazaların tekrarlanmaması için ne gibi önlemler alındı? Kitapla bu soruların cevaplarını bulmaya çalıştık” dedi.
ONLAR İÇİN MAÇKA İLÇESİNDE 3 ANIT HALA MEVCUT
Gelleci, “Batumdan, 1942 yılında 2 Alman savaş uçağından birinin denize, birinin de zorunlu şekilde kumsala indiği olay ile kitaba başladım. Rusyadan Trabzona kaçırılan uçakların hikayesi var. Bir hostesin hava korsanları tarafından öldürüldüğü olay var. Bu olaylar tüm dünyayı etkiliyor. Bunlardan biri, 2003 yılında meydana gelen Ukrayna tescilli bir uçağın taşıdığı İspanyol askerleriyle beraber Maçka Pilav Dağına infilak etmesiydi. Burada mürettebatın tamamı maalesef vefat etmişti. Bu olay, İspanya hükümetinin devrilmesine kadar uzanmıştı. Gerçekten önemli bir olaydı. Onlar için Maçka ilçesinde 3 anıt hala mevcut. Bunların perde arkasını ve yer alan haberleri harmanlayıp, bir eser oluşturmak istedik” diye konuştu.
TRABZONLU KADINLAR, HİÇ TANIMADIKLARI İNSANLAR İÇİN AĞLADI
Kitabında yer verdiği bazı olayların kendisini etkilediğini kaydeden Gelleci, “2003teki uçak kazasını bizzat takip etmiştim. O duyguyu anlatmak çok zor; birçok asker ölmüştü. Trabzonlu kadınlar, hiç tanımadıkları insanlar için ağladı; çok etkileyici ve duygusaldı. Bu kaza sonrası İspanyol genelkurmayın o dönemki yetkilileri ve hükümet devrilmişti. Beni en çok etkileyen olaylardan biri de sivil hava yoluna ait bir Rus uçağının baba-oğul tarafından Trabzona kaçırılmasıydı. Bu kaçırılma sırasında uçakta genç kadın hostes maalesef hava korsanlarınca öldürülmüştü. O hostes, hava korsanları kokpitin içerisine girmesin diye kendini siper etmişti. Rusyada o hostesin adına 2 anıt dikildi. Korsan baba-oğul, Türkiyede yargılandı; ama gereken ceza verilmedi, Amerikaya iltica ettiler. Dramatik bir sonları oldu. Baba sürekli takip ediliyorum düşüncesi ile bunalıma girdi. Oğlu da bu durumdan sıkılıp, babasını öldürdüğünü açıkladı. Bu da enteresan bir olaydı” dedi.