Politika
Özgür Özel: Önemli olan geçmişle hesaplaşabilmek, gerekirse özür dileyebilmektir
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Çankaya ilçesinde yaptırılan Necip Hablemitoğlu Parkının açılışı, 18 Aralık 2002de evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlunun 22nci ölüm yıl dönümünde törenle açıldı. Törene CHP Genel Başkanı Özgür Özelin yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner ve Hablemitoğlunun ailesi katıldı. Özgür Özel, Hablemitoğlunun gerçek bir vatansever olduğunu belirterek, “Onu 18 Aralık 2002de karlı bir Ankara akşamında burada kaybettik. Ertesi gün gazetelerin manşetlerinde derin cinayet, derin suikast, Başkentte kanlı pusu manşetleri atılmıştı. Çünkü o ileriyi gören ve Türkiyenin nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunu halka anlatmaya çalışan aydın bir insandı. FETÖnün nasıl bir örgüt olduğunu o dönemde en iyi gören ve en iyi anlatan, en cesaretli anlatandı. 2006 yılında, ölümünden 4 yıl sonra kendi notlarından derlenen Köstebek kitabı ilk çıktığında Manisada, Manisa Eczacı Odası Başkanı iken eczanemde neredeyse 20 gün masamın üzerinde olduğunu ve döne döne okuduğumu hatırlıyorum. Öyle bir süreçle karşı karşıyayız ki; o kitaptan şu alıntıyı sizlerle paylaşmayı çok isterim; Fethullahçılar en az 25 milyar dolarlık mal varlıkları, milyarlarca dolarlık ciro, milyonlarca dolarlık himmet geliri ile hemen herkesi ve her şeyi satın alabilecek dev bir organizasyona dönüştüler. Üniversitede görev yapan on binlerce öğretim elemanları, alternatif silahlı kuvvetleri, kamu görevlileri ile organize bir suç örgütü halinde çalışmaktadırlar. Hablemitoğlunun bu söylediklerinin doğru olduğunu anlamak için 14 yıl geçmesi ve o on binlerce öğretim elemanının, yargıçların, savcıların ve alternatif silahlı kuvvetlerinin ne kadar acımasız olduklarını görmek için 15 Temmuz akşamının yaşanması gerekiyordu” ifadelerini kullandı.
KAÇMA ŞÜPHESİ YOK DİYE TAHLİYE EDİLDİ
Özel, 10 sanıklı Hablemitoğlu davasında tutuklu sanık olmadığını belirterek, “Biri var ama o da tutuklandığından değil, adli kontrol haline uymadığı için tutukluluk haline dönüşmüş, kendisine uygulanan yaptırım veya tedbir. Kritik sanıklardan birisi Levent Göktaş, Bulgaristanda yakalanıp Türkiyeye iade edilince tutuklandı ama kaçma şüphesi yok diye tahliye edildi. 31 Mart günü temiz kağıdı almış belediye başkanlarımız, belediyeye gitmek üzereyken gözaltına alınıp kaçma şüphesi var diye tutuklanıyor. Her sabah 08.00de belediyeye giden Ahmet Özer tutuklanıyor; onda kaçma şüphesi var. Hatayın oy verip Meclise yolladığı Can Atalayda kaçma şüphesi var. Kızı Verayı okuluna bir kez olsun bırakmak dışında bir talebi olmayan Tayfun Kahramanın kaçma şüphesi var, yurt dışına kaçıp Bulgaristanda yakalanıp iade edilen Levent Göktaşın kaçma şüphesi yok. O yüzden tutuksuz yargılanıyor. Görünen o ki gerçek katili hepimiz biliyoruz. Gerçek katil, şüphesiz Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ). Bu cinayet; onların ipliğini pazara çıkaran biri olduğu için, kim olduklarını, niyetlerinin ne olduğunu gösteren birini susturmak için işlendi. Ama halen daha bu cinayetin katilleri böylesine korunabiliyorsa, 2002den 2016nın 15 Temmuzuna kadar bu dosyayla ilgili hiçbir şey yapılmadıysa, Benim dönemimde işlenen cinayet açığa çıkarsa ucunun nereye varacağı, hangi ihlalin ortaya çıkacağı belli olmaz deniyorsa, ancak 15 Temmuz sonrası bir hareket gelip yine de 10 sanığın 10u da tutuksuz bırakılıyorsa birileri geçmişin o karanlık ilişkilerine ve o derin devlet ağına hala sahip çıkıyor demektir. Önemli olan geçmişte hesaplaşabilmek, yüzleşebilmek, kendi döneminizde olmasa da birtakım devletin içinde bulunduğu hataları, kusurları, o gün devleti kim yönetiyor, kim ele geçirmiş bakmadan bunlarla hesaplaşabilmek, gerekirse burada özür dileyebilmektir. Ama kendi canına da kastetmiş olan bir örgütün işlediği bir cinayeti halen daha koruyup kolluyorsanız, sizin o örgütle belki doğrudan bir ilişkiniz yoktur; ama o örgütün beslendiği o karanlık ve kirli ortamdan şimdi de siz besleniyorsunuz demektir. Bunu da açıkça ortaya koymak gerekir” diye konuştu.
TETİKÇİLERİ CEZALANDIRIP, KANI YERDE KALMADI DİYORLAR
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateşin de Ankarada vurulduğunu hatırlatan Özgür Özel, “Hablemitoğlu ile görüşleri birbirine paralel olmayan, belki de pek çok konuda farklı düşünen, dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş de Ankarada vuruldu. Maalesef cenazesi fiilen ortadan kaldırıldı ve kanlar yıkandı. Ama aslında kanı yerde kaldı. Tetikçiler, torbacılar yani Sinan Ateşin anasına, kardeşine, eşine aylar önce adını vererek, Benim kalemimi kırdılar o ikisi, tetikçi çağırıyorlar, beni öldürtecekler diyor. Bugün tetikçileri ve o bulunmuş paralı katilleri cezalandırıp, Bu cenaze ortadan kalktı, kanı yerde kalmadı demeye çalışıyorlar. Koskoca Ankara‘yı Türkiye’nin başkentini Narinimizin öldürüldüğü Tavşantepe köyüne çevirmeye çalışıyorlar. Biz Ankara’yı Tavşantepe köyü değil, Tavşantepeyi de Ankarayı da hukukun egemen olduğu, adaletin egemen olduğu yerler haline getireceğiz. O güne kadar andolsun ki hem Hablemitoğlu ailesiyle, hem de biraz önce ayrı ayrı isimleri sayılan ya da sayamadığımız aydınlanma ateşini elinde taşımaya devam ettiği için bu ülkenin varlığı, birliği, ulusal bütünlüğü için mücadele etmiş ve katledilmiş kimsenin kanını yerde koymayacağız. O güne kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.